Geçen yıl, dünya genelindeki 6,7 milyon ölümün uzun süre hava kirliliğine maruz kalmaktan kaynaklandığı sanılıyor. Kirli hava, felç, kalp krizi, şeker hastalığı, akciğer kanseri ve diğer kronik akciğer hastalıklarından ölüm riskini artırıyor. Yapılan çalışmalarla havadaki yüksek azot dioksit seviyelerinin, COVID-19’dan kaynaklı çok sayıda ölümle ilişkili olabileceğine dair somut veriler sunulduğuna dikkat çeken Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülen Güllü, bulaşıcı hastalık riskini minimize etmek için iç ortamda havayı bakteri, virüs ve partiküllerden arındıran türde cihazların kullanılmasını önerdi.

Sadece Avrupa’da her yıl 400.000 kişi hava kirliliğinden ölüyor. Hava kirliliğinin Alzheimer gibi hastalıklara yol açtığı yine yapılan araştırmalarca da kanıtlanmış durumda. Dünya Ekonomi Forumuna (WE Forum) göre, hava kirliliğinin neden olduğu sağlık harcamaları sadece Avrupa’da 100 milyar Euro’yu buluyor. Çevre örgütü Greenpeace’in açıkladığı verilere göre, dünya nüfusunun %95’i kirli ve sağlıksız hava soluyor ve iç ortam hava kalitesi, dış ortama göre 7 kata kadar daha sağlıksız. Dış ortamda hava kirliliğinin en önemli sebepleri otomobillerden açığa çıkan egzoz dumanları ve sanayi kaynaklı hava kirliliği iken iç ortamda hava kalitesini iyileştirmek için teknolojinin de gelişmesiyle yeni nesil cihazların kullanımı artıyor.

Partiküller kansere sebep oluyor

İç ortam hava kalitesi denince ortamdaki karbondioksit ve karbonmonoksit yoğunluğundan çok daha fazlasının söz konusu olduğunu söyleyen Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülen Güllü, “CO ve CO2 yoğunluğunu azaltmak için ortama taze hava verme zorunluğu beraberinde partikülleri de taşıyor. Partiküller boyutlarına göre tanımlanıyor.1 mikron ile 2,5 mikron boyutundaki partiküllerin kansere sebep olduğu son yıllarda yapılan araştırmalarca da kanıtlandı. Bu sebeple soluduğumuz ortamın PM1 ve PM2.5 yoğunluk seviyelerinin düşük olması çok önemlidir. İç ortamda kullanılan çamaşır suyu, sprey gibi kimyasallardan açığa çıkan VOC’ler ve Formaldehitler de soluduğumuz havadan uzaklaştırmamız gereken kimyasallardır.” dedi.

Hava temizleme cihazları partikülleri yakalıyor

Bilimsel gelişmelere paralel olarak sürekli güncellenen hava temizleme cihazlarının filtre sistemleri sayesinde havadaki en küçük partikülleri dahi yakalayabildiğini söyleyen Prof. Dr. Güllü, “İç ortam hava temizleyicileri maruz kalındığı durumda önemli sağlık sorunlarına neden olan iç ortam alerjenlerini (ev tozu akarları, fare, hamamböceği, ev hayvanları vb.) ve alerjik olmayan iç ortam kirleticilerini (sigara dumanı, soba dumanı, uçucu organik bileşikler, partikül madde vb.) ortamdan uzaklaştırma için kullanılan farklı teknolojilere göre geliştirilen araçlardır. Son teknoloji filtrasyon sistemleriyle geliştirilen portatif hava temizleme cihazları, virüs, bakteri ve mikroorganizmaları sınıfının en üst kalitesinde HEPA filtreleri ile emerek iç ortam havasını temizleme özelliğine de sahip. Virüs, bakteri gibi mikroorganizmalar ile 1 mikron altı partikülleri bile %100’e yakın bir verimlilikte yakalayabiliyor” diye konuştu.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın