Coronavirüs, dalga dalga yayılmaya devam ediyor. Son iki hafta içinde dünyada tespit edilen vaka sayısı %16 arttı. Bilinen vaka sayısı 55 milyonu geçti. Bugüne kadar yaklaşık 1.4 milyon insan hayatını kaybetti. Gerçekteki vaka ve ölüm sayısının, ülkelerin resmi olarak ifade ettiğinden çok daha fazla olabileceği değerlendiriliyor. Afrika, Güney Amerika ve Hindistan gibi birçok geri kalmış bölgede, yeterli test yapılamadığından gerçek durumun ne olduğunu görebilmek pek de olası değil. Ancak mikroskopla görülebilen 100 nm’den küçük bir virüs hayatımızın her alanını esir alıyor.

Coronavirüs, çıktığı Çin’e verdiği zarardan çok daha büyüğünü Avrupa’ya, Amerika’ya ve gelişmekte olan diğer ülkelere veriyor. 80 trilyon dolarlık dünya ekonomisi büyük zorda. Ekonomik daralma daha bir yılını doldurmadan %10’ları geçti. Milyonlarca insan işsiz kaldı. İnsanlık 10 aydır büyük bir savaş veriyor. Herkes, bu kötü gidişe dur diyebilecek aşının peşinde. 7,8 milyar insanın gözü kulağı aşı ile ilgili gelişmelere kilitlendi.

Coronavirüs aşısının maliyetlerini ve lojistiğini değerlendiren ve açıklamada bulunan TTT Global Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi: “Üçüncü faz aşı test çalışmalarını geçtiğimiz günlerde tamamlayan, %95 gibi oldukça iddialı olabilecek bir etki seviyesine ulaştıklarını açıklayan Alman BioNTech ve ortağı ABD’li Pfizer henüz resmi satış ruhsatını almamalarına rağmen, seri üretime başladılar ve ülkelerle ön anlaşmaları imzalamaya başladılar. Pfizer 2020 yılı sonuna kadar 50 Milyon doz aşı üretecek, 2021 hedefi ise 1.3 milyar doz üretim yapmak. Dünyanın önümüzdeki 2 yıl içinde en az 8 milyar doz aşıya ihtiyaç duyacağı değerlendiriliyor. Nitekim, soğuk zincirin bozulması yaşanması muhtemel olduğundan, transfer edilecek aşıların en az %15-20’sinin ziyan olacağı değerlendiriliyor. Bu durumda ilk iki yıl için en az 10 milyar doz aşıya ihtiyaç duyulacağı kabul edilebilir. 10 milyar doz aşının üretimi, -70 santigrat derecede muhafazası, lojistiği ve sahadaki uygulama maliyetleri dikkate alındığında, dünya ekonomisine yıllık 1 trilyon doların üzerinde bir maliyet yaratacak gibi duruyor. Bu maliyet, her ne kadar büyük bir bütçe gibi görünse de, coronavirüs ile iyice köşeye sıkışan ve hızla daralan dünya ekonomisindeki 10 trilyon doların üzerindeki kümülatif kaybın yanında bir şey ifade etmiyor. Ülkemizde, 83 milyonun aşılanmasının maliyeti 8 milyar doları geçebilir. Bir diğer konu, bağışıklık bir yıl ile sınırlı olursa, aşının her yıl yapılması gerekebilecektir ve bu durum ciddi maliyetlere yol açacaktır” dedi.

Dünyaya, 7.8 milyara aşının ulaştırılabilmesi için ilk aşamada 8 Bin jumbo jet gerekiyor

Aşının lojistik süreçlerini değerlendiren TTT Global Başkanı Dr. Akın Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:

“BioNTech firmasının geliştirdiği mRNA aşısının, -70 santigrat derecede taşınması ve nakledildikten sonra ise, 5 gün içinde kullanılması gerekiyor. Bu çok ciddi bir lojistik problemi beraberinde getiriyor. Dünyadaki hiçbir kargo/lojistik firması, özel yatırım yapmadan -70 santigrat derecede soğuk zincir taşıma yapabilecek ve depolayacak bir altyapıya sahip değil. Pfizer/BioNTech aşısının üretim merkezleri, Almanya, Belçika ve ABD olacak. Buradan tüm dünyaya dağıtılması hedefleniyor. Bir tesisten günde 20 kamyon aşı yola çıkarmayı hedefleyen şirket, bir günde toplamda 7.6 milyon doz aşıyı yakınlardaki havaalanlarından kargo uçaklarına aktarmayı hedefliyor. Aşının koruyuculuk sağlayabilmesi ve beklenen etkiyi göstermesi için 3 hafta arayla 2 doz olarak uygulanması gerekiyor. Yani 10 milyar aşı ancak 5 milyar insanı aşılamaya yetiyor. 2021 yılı dünyanın en büyük hava lojistik operasyonlarından birisine şahit olacak. -70 ile -80 santigrat derece arasında aşıyı muhafaza edebilecek ultra-soğuk özel taşıma kutularına yerleştirilecek aşı dozlarını dağıtmak için ilk yıl için 8 binin üzerinde büyük tip kargo uçağına ihtiyaç olacağı ortaya çıkıyor. İlk planlamalara göre, Pfizer 2020 yılı sonuna kadar 50 Milyon doz aşı üretecek, 2021 hedefi ise 1.3 milyar doz üretim yapmak. Dünyanın önümüzdeki 2 yıl içinde en az 10 milyar doz aşıya ihtiyaç duyacağı değerlendiriliyor. Pfizer, dünya çapındaki dağıtım için FedEX, DHL ve UPS ile görüşüyor. Havayolu şirketlerinin kargo filoları yetersiz olduğundan, birçok büyük havayolu şirketi bir grup yolcu uçağını kargo uçağına dönüştürmeye yönelik planlama yapıyor. Özetle, 7.8 milyar insanın yarısının ihtiyacı olan 2 doz aşıyı birinci seviye noktalara taşımak için 8.000 Boeing 747 jumbo jet seferi yapılması gerekiyor. Dünyanın en büyük hava kargo filosunun sahibi olan ABD’li FedEx’in 600 kargo uçağı var. Burada yeni bir lojistik ekonomisi doğacak gibi görünüyor” diye konuştu.

Ülkemizde, 83 milyonun aşılanması maliyeti 8 milyar doları geçebilir

Ülkemizde nüfusun aşılanma maliyeti hakkında değerlendirmede bulunan TTT Global Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları kaydetti: “83 milyon insan için ihtiyaç duyulacak doz sayısı %20 fazlasıyla 199.2 milyon dozdur. ABD Hükümetiyle 100 milyon doz aşı için ön sipariş Anlaşması yapan Pfizer, bu anlaşma için 1.95 Milyar dolar alacak. ABD’ye dozu özel fiyattan 19.5 dolara mal oluyor. Bunun diğer ülkeler için fiyatının sipariş miktarına bağlı olarak 30-40 Dolar bandında gerçekleşmesini bekliyoruz. ABD’li bir diğer aşı firması Moderna tarafından yine %95 koruyuculuk sağladığı açıklanan mRNA-1273 aşısının ise yine aynı fiyat bantlarından satılması bekleniyor. Türkiye, 199.2 milyon doz için anlaşma yaparsa aşılar için ödeyeceği rakam en az 5.5-6 milyar dolar civarında olacaktır. Bağışıklık bir yıl ile sınırlı olursa aşının her yıl yapılması gerekebilecek, bu durum ciddi maliyetlere yol açacaktır. Ülkemiz tercihini ya da önceliğini BioNTech’in mRNA aşısından yana kullanacaksa, -70 Santigrat derecede aşıların muhafaza edebileceği; havaalanlarında, şehirlerde ve hastanelerde ultra-soğutuculu özel donduruculara ihtiyaç olacak. 1.200 dozun muhafaza edilebileceği bir dondurucunun maliyeti 15 Bin dolara kadar çıkmaktadır. Türkiye’nin ihtiyaçları dikkate alındığında sadece -70 Santigrat soğutucuları ve depolama sistemleri altyapı yatırım maliyeti 1.24 Milyar doların üzerinde olacaktır. Ayrıca, havaalanlarına gelen aşıların, yurt geneline soğuk zinciri bozmadan dağıtılması konusunda da yine milyonlarca dolarlık bir lojistik maliyet oluşacaktır. Mevcut tabloya bakıldığında, Türkiye’ye aşıların gelmesi ve yaygın uygulamasına başlaması en iyimser tahminle Mart 2021 gibi görünüyor. Tedarik ve lojistik kısıtlar nedeniyle 2021 yılı içinde nüfusun azami %20-25’inin aşılanabileceğini değerlendiriyorum, eğer etkili bir yerli aşı 2021 yılı ortalarında devreye girebilirse bu oran ancak yüzde elli daha fazla olabilir” şeklinde konuştu.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın