Mine Akçakoca Özgür >> Kastamonu kollarını bir açsa; şelaleler ile kanyonlar fışkırır bağrından. Saçları dağlarda, bir eli denizde, diğeri ormanlarda. Kastamonu’yu anlatmaya bu cümleler yetmiyor tabi ki. Bütün bunları süsleyen tarih kokan konaklar, medreseler ve asırlık camiler… Ağaç oymalar, üstün işçilik içeren mimari eserler… El işçiliği yörenin geleneği.
Kimi yerde Karadeniz’in lacivertinden, dalgaların köpük köpük beyazına, göllerin mavisinden, çağlayanların saydamlığına uzanan renkler karşılıyor. Göz alabildiğince yeşil eşlik ediyor başka yerde. Vadi yamaçlarında yeşil çamlar, sarıdan kızıla her tonu yapraklarında saklayan kayın, meşe ağaçları…
Kastamonu ve ilçelerini gezerken; rengarenk, sürprizli ve gizemli bir dünyada buluyoruz kendimizi. Dağ, deniz, yayla, kanyon, tarih, kültür ve inanç turizmi birlikte yer alıyor, bu bölgede. Turizm sektörünü; tüm bunları kapsayan bir bütün olarak irdelemek, sonucu önemli şekilde etkileyecektir mutlaka.
Tam da bu konuya değiniyor, hatta ısrarla yineliyor bütüncül olmanın önemini Kastamonu Valisi Avni Çakır ve ekliyor:
“Amacım; tamamıyla birbiriyle entegre olmuş ilçelerle turizm konusunda bir bütünlük sağlanmasıdır. Tüm kurum ve kuruluşlar arası iletişim de çok önemli.”
Vali Çakır; İlçeleri özellikleriyle tek tek sayıyor ve birlikte hareket ettiklerinde daha etkin, daha cazip bir turizm potansiyeline sahip olacaklarına dikkat çekiyor. Kastamonu’nun doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi ile bütünsel güzelliğini tüm Türkiye’ye sunmak isterken, parlayan yıldızı ve marka şehir olmasını hedefliyor.
Kastamonu Valisi Avni Çakır ve eşi gülen yüzleri ve içten yaklaşımlarıyla dikkat çekiyor.
“Doğayı çok severiz. Böyle güzel bir yerde görev yaptığım için Allah’a şükrediyorum” diye duygularını ifade eden Vali Avni Çakır;
“Bugün amacımız, turizm alanında katkı sağlayan yatırımları yerinde görmek ve önce il sonra ülke çapında tanıtım için harekete geçmek. Allah vergisi çok güzel bir Kastamonu var. Ama eksiklikler de vardır. Gelen insanlara konfor da sunmak gerekir. Bunun için yatırımların yanı sıra birlikte, entegre olarak ilerlemek çok önemli. Sanayi, şehirlerin ekonomisi için gerekli ama turizmin de büyük bir değer olduğu gerçeği var. Ayrıca, İstiklal Yolu’nun 100. Yıl dönümünde ses getirecek bir etkinlik planlıyoruz. Şu anda bulunduğumuz Azdavay Atlı Turizm Merkezi, son derece düşük bir bütçe ile ihtiyaç dahilinde ve doğa ön planda tutularak yapıldı” diyor.
Binicilik sporuna ilgi duyan her yaşta insana yönelik hizmet verecek olan Atlı Turizm Merkezi, hızla ilerliyor. Gölet çevresi aileler için piknik alanı olarak düzenlenirken, Küre Dağları Milli Parkı içinde yer alan Çatak Kanyonu’ndaki Azdavay Cam Teras, geziyi bir serüven tutkusuna dönüştürüyor. 450 metre yüksekliğe inşa edilmiş Cam Teras, engebeli ve ormanlık bir arazi ile kaplı olan Azdavay’ın müthiş Çatak Kanyonu’nda doğa şölenini izleme olanağı sunuyor.
Azdavay İlçesi Belediye Başkanı Osman Nuri Civelek; “Cam terasa ilk yıl yüz bin ziyaretçi geldi. Bu yıl pandemiye rağmen yine ziyaretçi sayısında aynı rakamlara ulaştık.
Azdavay Atlı Turizm Merkezi’nde ise misafirlerimiz, yöresel kahvaltı ve su üstüne yapacağımız kamelyalarda kendin pişir kendin ye keyfini yaşayacak” diyor.
Cam terasa gelenlerin farklı aktiviteler yapmalarını sağlamak istediğini söyleyen Başkan Civelek, Atlı Turizm Merkezi’nin bu yönde donatılacağını anlatıyor. 89 günde bu noktaya geldiğini, zaman zaman da yorgunluk hissettiğini söyleyen Azdavay Belediye Başkanı Osman Nuri Civelek;
“Vali Bey, bizi onurlandırdı. Bir ziyaret etti, bir sohbet etti, tüm yorgunluğumu unuttum. İlk seçildiğim gün ki heyecana ulaştım. Suğla yaylası için de Valimiz çok destek oldu. Pandemi döneminde cesaretimizi topladık. Sayın Vali’miz, gelişleriyle, vizyonuyla yalnızca Azdavay’a değil tüm ilçelere bir enerji yüklemesi yaptı” diyor.
İzlenimleri yazıya dökmek için bir taraftan fotoğraf çekerken diğer yandan kayıt ya da not almayı sürdürerek, bu kez Pınarbaşı’na doğru yol alıyoruz. Toprağın, ağacın, suyun ve kayanın, coşkun kokusu yüzümüze değiyor. Pınarbaşı Horma Kanyonu, birçok doğal güzelliği içinde barındıran Küre Dağları Milli Parkı’na dahil.
Pınarbaşı Belediye Başkanı Şenol Yaşar, Türkiye’nin Dünya’ya armağanı diye nitelediği ilçesinin endemik bitki çeşitliğinden söz edip, doğal akvaryum olarak adlandırıyor. “Asfaltlanan yollar için Valimize tekrar tekrar teşekkür ederim” diyen Başkan Yaşar, Horma Kanyonu’nun yanı sıra Valla Kanyonu, Ilıca Şelalesi, dünyanın 4. mağarası olan Ilgarini Mağarası’ndan söz ederken, ilçesi konusundaki iddiasını tekrarlıyor.
Horma Kanyonu’nda; doğal zenginlikler içinde ilerlerken, vidalarla kayalara monte edilmiş ahşap yürüyüş yolu, dağların doruklarında dolaşma keyfi yaşatıyor. Aşağıda dereler, yanda rengarenk ağaçlar, yukarıda yalçın kayalar üç kilometre boyunca bize eşlik ediyor. Yürüyüş yolunun içinden geçen ağaçların kesilmeyerek, korumaya alınmış olması, doğaya gösterilen saygı nedeniyle mutlu ediyor. Suların biriktiği, aşınmış kayalardan oluşan kazanlar ve kuyuların ortaya koyduğu zengin izlenimlerin keyfi ile çok yükseklerde yürümenin heyecanı birbirine karışıyor. Horma Kanyonu’ndan geçen Zara Çayı’nın sularının döküldüğü Ilıca Şelalesi’ne doğru yol alırken, gökyüzünü yararcasına uçan kuşlar gibi özgürleşiyorum.
Gün akşamın alacasına bulanırken, dönüş başlıyor. Kent merkezine ulaştığımızda, şehir geceye teslim olurken; ay, bulutun arkasından sıyrılmaya çalışıyor. Yalnızlığı ve hüznü yansıtan bir sonbahar gününü bizler, suyun dibindeki çakıl kadar parıltılı, aydınlık yaşadık.
Tıpkı bir ayna gibidir hayat. Biz ona gülümseriz, o da bize. Kastamonu’nun güzellikleri bu gün bana bir kez daha gülümsedi. Ben de ona gülümsemek istiyor ve yazmaya başlıyorum. Bu satırları, stresten uzaklaşmak, renksiz, sıradan hafta sonunu rengarenk yapmak, kuşların gökyüzündeki özgürlüğünü duyumsamak isteyenler için yazıyorum. Kastamonu kollarını açmış, sizleri bekliyor.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.