Türkiye’nin teknoloji haritasında önemli bir yere sahip olan Vodafone, yerli ve milli ekosistemin oluşması hedefiyle son 5 yılda önemli projelere imza attı. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Thibaud Rerolle, “Tüm somut çalışmalara rağmen günümüzde halen yeterli arzın oluşmadığını görüyoruz. Yerli tedarikte herkesçe bilinen bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Konuyla ilgili tüm paydaşlarımızla koordineli bir şekilde ekosistemi büyütmek için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone, ülkede yerli ve milli ekosistem oluşmasına yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Türkiye’nin teknoloji haritasında önemli bir yere sahip olan Vodafone, yerli tedarik kapasitesinin oluşması ve yerli alım yükümlülüğünün karşılanması konusunda son 5 yılda önemli projelere imza attı.
“Yerli üreticileri önceliklendiriyoruz”
Konu hakkında açıklama yapan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Thibaud Rerolle, şunları söyledi:
“Satın alma süreçlerimizde yerli üreticileri önceliklendiriyoruz. Bugün 71 farklı yerli üretici ile çalışıyoruz. Rize, Artvin, Ardahan ve Kars’ta toplam 250 ULAK yerli baz istasyonunu canlıya aldık. Türkiye’de en yüksek sayıda canlı ULAK baz istasyonu devrede olan operatörüz. İstanbul’da İTÜ Vodafone Future Lab adı altında bir akıllı teknoloji merkezi kurduk. Neredeyse tamamı yerli 30 çözüm ortağımızla birlikte geliştirdiğimiz 34 akıllı teknoloji çözümü sunuyoruz. Kendi Ar-Ge şirketimiz Vodafone Teknoloji’de yerli sertifikalı ürün üretiyoruz. Ancak, böyle bir teknoloji ekosisteminin gelişmesi zaman alıyor. Tüm somut çalışmalara rağmen günümüzde halen yeterli arzın oluşmadığını görüyoruz. Yerli tedarikte herkesçe bilinen bazı sıkıntılar yaşıyoruz.”
“Tüm paydaşlar ortak zeminde buluşmalı”
Operatörlere getirilen yükümlülüğün ekosistem hazır olmadan getirildiğini belirten Rerolle, şöyle konuştu:
“ULAK’tan örnek vereyim. ULAK konusu 2015’teki 4.5G ihalesinde gündeme geldi, ama ULAK baz istasyonlarını ancak 4 yıl sonra kullanmaya başlayabildik. 4.5G yerli ekosistemi 2015’te hazır olsaydı, şu an yerli ve milli teknoloji kullanım oranımız çok farklı boyutlarda olabilirdi. Konuya sadece operatörlerin yükümlülüğüyle sınırlı dar bir perspektiften bakılmasını doğru bulmuyoruz. Meselenin daha geniş çerçevede bir kamu politikasına dönüşmesinde ve tüm ilgili paydaşların ortak zeminde buluşturulmasında yarar görüyoruz. Amacımız, güvenilir ve kaliteli iletişim altyapısının ülke genelinde yaygınlaştırılması. Yerli teknoloji ekosisteminde başta yazılım olmak üzere farklı altyapı bileşenlerini üretebilecek kapasiteye ihtiyaç var. Bu ekosistemin en sağlıklı şekilde oluşabilmesi için destek vermeye hazırız. Konuyla ilgili tüm paydaşlarımızla koordineli bir şekilde ekosistemi büyütmek için çalışmaya devam edeceğiz.”
“Dijitalleşmede fiber hayati rol oynuyor”
Dijitalleşme için güçlü bir sabit altyapı gerektiğine de dikkat çeken Rerolle, şöyle devam etti:
“Elektrik, su, doğalgaz nasıl öncelikli bir temel hizmet ise fibere de öyle bakılmalı. Türkiye’de mevcut fiber altyapıya erişimin düzenlenmesi ve yeni yatırımların ortak altyapı üzerinden gerçekleştirilmesi önem taşıyor. Sektör olarak, bir an evvel fiber yayılımını sağlamalıyız. Bunun için iki şeye ihtiyaç var. Birincisi, herkesin mevcut yatırımlarını maliyet bazlı bir fiyatlandırma modeliyle paylaşabilmesi. İkincisi, 2023 fiber hedeflerine ulaşmak için nasıl bir yatırım modeli oluşturulması gerektiğine karar verilmesi. Türkiye’deki fiber ayakizini yaygınlaştırmak, sadece sabit pazar için değil aynı zamanda mobil şebekelerin veri taşıma kapasitesini güçlendirmek için de gerekli. Önümüzdeki dönemde gündeme gelecek 5G hizmetleri için de fiber önemli bir yapıtaşı. Fiber altyapının yaygınlaşması, Türkiye’nin dijitalleşmesinde hayati rol oynuyor.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.