Savaş, salgın ve doğal afetler kadar yıkıcı bir etkiye sahip gıda israfı ile sosyal sorumluluk bilinciyle mücadele eden İSTİB, “Gıda İsrafını Engelleme Projesi” ile 2019 yılından bu yana gıdada israfı azaltan, hatta sıfır atığı hedefleyen bir dizi etkin çalışma gerçekleştiriyor. İSTİB, 16 Ekim’de kutlanan “Dünya Gıda Günü”nde herkese güvenli bir gıdanın geleceğini sağlamak için harekete geçme çağrısı yapıyor. 16 Ekim Dünya Gıda Gününün önemine dikkat çeken İSTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmet Aral, “Gıda israfı dünya genelinde çok büyük bir sorun. Gıda kaybı ve israfının sadece 4’te 1’i bile engellense dünyada 830 milyon açlık çeken insanın beslenmesine eşdeğer bir varlık ortaya çıkıyor. Acilen gıda israfının önüne geçmemiz gerekiyor. Eğer bunu yapmazsak torunlarımız açlık ile karşı karşıya kalabilir! Bugün üretim kadar israfa da dikkat çekmek ve ekonomiye destek olmak istiyoruz” diyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu’nun (FAO) 1945’teki kuruluş günü dolayısıyla 16 Ekim “Dünya Gıda Günü” olarak anılıyor. Her sene gıdayla ilgili farklı bir temada şekillenen bu özel gün, bu yıl FAO’nun 75. Kuruluş yıldönümü ile birlikte “Büyütelim, Besleyelim; Hep Birlikte Sürdürelim” temasıyla kutlanıyor.
Üyelerinin yüzde 99’u gıda konusunda çalışan İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) da gıda kaybının ve israfının etkilerine, bu konu ile ilgili sorunlara çözüm geliştirme bilinciyle hareket eden önemli kuruluşlardan biri. Savaş, salgın ve doğal afetler kadar yıkıcı bir etkiye sahip gıda israfı ile sosyal sorumluluk bilinciyle mücadele eden İSTİB, “Gıda İsrafını Engelleme Projesi” ile 2019 yılından bu yana gıdada israfı azaltan hatta sıfır atığı hedefleyen bir dizi etkin çalışma gerçekleştiriyor. Her şeyden önce toplumsal bilinç oluşturmayı hedefliyor ve sürdürülebilirlik için gıdanın çöp olmamasını ve gıda israfına son vermeyi istiyor.
Bütün dünya koronavirüs ile mücadele ederken, salgın gıdanın insanlık için ne kadar vazgeçilmez olduğunu ortaya koydu. FAO’nun raporuna göre, her yıl yaklaşık 1,2 trilyon dolarlık gıda tüketicilere ulaşmadan kaybediliyor. “Artan nüfusa artan üretim modeline önlenebilen gıda israfının da eklenmesiyle dünyaya nefes aldıracağını biliyoruz diyen İSTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmet Aral, İSTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmet Aral, herkese güvenli bir gıdanın geleceğini sağlamak için çağrı niteliği taşıyan 16 Ekim Dünya Gıda Gününün önemine dikkat çekerek şunları söylüyor: “Gıda israfı dünya genelinde çok büyük bir sorun. Gıda kaybı ve israfının sadece 4’te 1’i bile engellense dünyada 830 milyon açlık çeken insanın beslenmesine eşdeğer bir varlık ortaya çıkıyor. Dünya genelinde bunun parasal değerini Birleşmiş Milletler, 1,2 trilyon dolar olarak ifade ediyor. Tarımsal kayıplar dahil, çöpe giden ve israf olan gıda miktarı yıllık 1,6 milyar ton. Bunların hepsini bir araya getirdiğinizde bu kadar büyük bir miktar gıda üretimi için 3 tane Türkiye yüzölçümü kadar tarladan çıkan hasat demek. Ülkemizin neredeyse yıllık tarımsal ihracatı kadar gıda, israf ediliyor! Bunun en kötü yanı ise, israf olan gıdanın yüzde 40’nın yenebilir gıda olması. Kısaca evde tabağımızdaki yemeğin 3’te 1’ini çöpe atıyoruz! Hem dünyanın geleceği hem ülke ekonomisi hem de aile bütçesi açısından baktığımızda yansımalar hiç göz ardı edilemeyecek ve derhal önlem alınması gereken boyutlarda. Bugün üretim kadar israfa da dikkat çekmek ve ekonomiye, üretime destek olmak istiyoruz.”
“Nerdeyse ihracatımız kadar gıdayı israf ediyoruz!”
Gıda israfını önlemek için harekete geçilmezse torunlarımızın açlık ile karşı karşıya kalacağına dikkat çeken İsmet Aral, şunları söylüyor: “Bugün 7,7 milyar olan dünya nüfusunun 2050 yılında 9,8 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. Artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayabilmek için küresel gıda üretiminin 2050 yılına kadar yüzde 60 oranında artırılması gerektiği hesaplanıyor. Dünya tarım toprakları, bu süre zarfında yüzde 60 artmayacağını veya randımanın doğal yollarla yükselmeyeceğini göz önünde bulundurursak, acilen gıda israfının önüne geçmemiz gerekliliğini söyleyebiliriz. Bugün bu hareketi yapmazsak torunlarımız açlık ile karşı karşıya kalabilir. Bunun için de biz İSTİB olarak kalıcı ve sürdürülebilir politikalar ile önlenebileceğini düşünüyoruz. Tüm projemiz ve çalışmamızda da bu prensibi benimsedik.”
İsrafın enflasyona doğrudan ve doğrudan olmayan etkileri olduğunu ifade eden İsmet Aral, “Bunu yaklaşık olarak yüzde 5 olarak görebiliyoruz. Belediyeler tarafından 2018 yılında toplanan atık miktarı, 33 milyon tondur. Toplanan atıkların 14,5 milyon tonunun gıda atıkları olduğu, parasal değerinin 14,5 milyar dolara eş değer olduğu tahmin ediliyor. Ülkemizin yıllık tarımsal gıda ihracatının yaklaşık 18 milyar dolar olduğu göz önünde bulundurursak nerdeyse ihracatımız kadar gıdayı israf ediyoruz” diyor.
“Gıda bankacılığı, gıda israfının yerel çözümüdür”
Toplam gıda üretimi dünya nüfusunu besleyebilecek düzeyde… Kaynak kullanım planlaması gibi gıda israfını önleyici önlemler öne çıkarken gıda bankacılığı sistemi de gıda açlığı ve israfla mücadelede başvurulabilecek önemli adımlardan biri. Gıda bankacılığı hakkında yapılması gereken çok şey olduğunun altını çizen İsmet Aral, bu konuda şunları söylüyor: “Gıda bankacılığında henüz daha emekleme aşamasında bile değiliz. Ülkemizde aş evleri dahil 145 gıda bankası faaliyette ve bunların hepsi iyi niyetli gayretler halinde bugüne geldi. Oysa bunun sistematik ve sürdürülebilir hale gelmesi gerekli. Çünkü gıda bankacılığı gıda israfının yerel çözümüdür. İSTİB olarak bunun için üzerinde çalıştığımız bir mevzuat var. Hem gıda israfının önlenmesi hem de gıda bankacılığının kendi ayakları üzerinde sistematik bir halde durabilmesi için çok kapsamlı bir çalışma yapıyoruz. Neredeyse tüm dünyadaki bu konudaki mevzuatları araştırdık ve ülkemizde uygulanabilirliği açısından inceledik. Global Food Banking Network’un ülkemizdeki temsilcileri olan Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) ile birlikte bunu çalışıyoruz. TİDER, kendi ağındaki 45 gıda bankası ile yılda 500 ton gıdayı israf olmaktan kurtarıp yaklaşık 6500 haneye ulaşıyor. Gıda bankacılığı kamu, sivil toplum örgütleri ve özel sektörün koordineli çalışması ile yaygınlaşır. Bununla ilgili olarak da tüm paydaşlar ile görüşüyoruz. Hedefimiz, bugün 145 olan gıda bankası sayısının kısa sürede en az 1000 olması, devamında ise 5000’e ulaşması ve tüm ihtiyaç sahiplerine ulaşmak.”
İSTİB, ilk 5 yılda yüzde 50’ye yakın gıda kaybını önleyecek!
Türkiye’deki gıda israfı rakamları batı ile paralel ilerliyor. Türkiye’de yılda 33 milyon ton çöp toplanıyor ve bunun yüzde 48’i organik! Türkiye olarak dünyadaki israf rakamları ile paralel ilerleyişin üzücü olduğunu belirten İsmet Aral, “Gıda İsrafını Engelleme Projesi’ne başladığımızda, uzun süre net israf rakamlarına ulaşmaya çalıştık. Çevre Bakanlığına, belediyelere hatta çöp ayrıştırma tesisine gittik. Hane içi davranışlar ile ilgili anketler yapıldı; sektör temsilcilerinden ve üreticilerinden rakamları aldık. Bizler toplum olarak nimetin kutsal olduğunu, yere düşen ekmeği yerden kaldırıp öpüp başımıza koyduktan sonra ayırdığımızı bundan dolayı da israfın daha az olduğunu düşünüyorduk. Ancak gerçekler ve rakamlar bunun tam tersini gösteriyor. Hane içi israf alışkanlıkları ile yaptığımız ankette, katılımcılar ilk soruda gıdayı israf etmediklerini savundular. İkinci soruda yarım kalan domatesi veya salatayı ne yapıyorsun dediğimizde yemeklerde değerlendirdiklerini, devam eden sorularda ise yeterince buzdolabında saklayıp çöpe attıklarını ifade ediyorlar. Toplumda çok büyük bir kanıksama var. Gıda israf ettiklerini fark bile etmemişler aslında. Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu (TAŞFED), 862 tesiste 1000 aşçı ile anket yaptı. Burada da durum insanın içini acıtıyor. Garnitürler, açık büfelerdeki tüketici alışkanlıkları, mutfak profesyonellerinin gıda israfı hakkındaki bilgi ve bilinç eksikliği gibi ciddi sorunlar var” diyor.
“Gıda İsrafını Engelleme Projesi” ile ilk 5 yılda yüzde 50’ye yakın gıda kaybını önleyecek çalışmalar yapan İSTİB, birkaç yıl içinde gıda israfını en az 2-3 milyar dolar azaltmayı hedefliyor. Bir yandan da gıda bankacılığının yaygınlaşmasına öncülük ederek kurtarılmış gıdanın ihtiyaç sahiplerine direkt ulaşmasını sağlamayı amaçlıyor.
İSTİB, gıda israfına karşı sivil toplum kuruluşlarıyla el ele veriyor
İSTİB, önümüzdeki günlerde ülkemizde ve dünyadaki gıda israfı ve sonuçlarını anlattıkları Perakendeciler Derneği (PERDER) ile arz fazlası olan ürünlerin iade ile çöpe dönüşmesindense, ihtiyaç sahipleri ile buluşması için birlikte çalışmalara başlıyor. Gıdada israfı engelleyerek milli sermayemizi çöpten çıkarma hedefiyle çalışmalar yürüten İSTİB, TAŞFED ile yapacağı işbirliği çerçevesinde; ülke çapında gerçekleştirilecek sektörel eğitimlerle gıda israfı konusunda bilinçlendirme çalışmalarına hız verecek. Bununla birlikte TAŞFED bünyesindeki şefler ile birlikte hem tüketiciler hem de lokanta, kafe, restoran, yemekhaneler ve oteller gibi toplu tüketim yerlerinde sektörel bazda gıda israfına yönelik bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştirecek. İSTİB, yine TAŞFED ile gıda israfını önleme adımlarında gıda israfını engelleyici bir kılavuz hazırlamak, ev dışı tüketim sertifikasyonu yapmak, mahalli idarelerin ve vakıfların gıda bankası / aş evi kurma ve lokal olarak bağış yapılmasını kolaylaştırıcı mevzuat çalışmalarına destek vermek gibi çalışmalarla gelecek nesillere daha yaşanabilir ve sürdürülebilir bir çevre bırakabilmek için tüm imkanlarını ve enerjisini toplum her kesimine ulaştırmayı amaçlıyor.
UNUTMAYIN > “Dünya genelinde tarımsal kayıplar dahil, çöpe giden ve israf olan gıda miktarı yıllık 1,6 milyar ton. Türkiye’de yılda 33 milyon ton ağırlığında çöp toplanıyor ve bunun 14,5 milyon tonu gıda! Ülkemizin neredeyse yıllık tarımsal ihracatı kadar gıda, israf ediliyor. Bu da her yıl 14,5 milyar dolarımızın çöpe gitmesi demek.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) raporuna göre, her yıl yaklaşık 1,2 trilyon dolarlık gıda tüketicilere henüz ulaşmadan kaybediliyor. Dünya genelinde tarımsal kayıplar dahil, çöpe giden ve israf olan gıda miktarı yıllık 1,6 milyar ton. Bunun parasal değeri ise
1,2 trilyon dolar olarak gösteriliyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, binlerce insan ihtiyacından fazla ürünü evlerinin bir köşesinde kaderine terk ediyor. Sürdürebilirliği hem yerel hem de globalde iş dünyasının ana eksenine koyan İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB), “Gıda İsrafına Son Ver” sloganıyla yola çıktığı “Gıda İsrafını Engelleme Projesi’ ile perakende sektörünün yanı sıra lokanta, kafe, restoran, hastane gibi toplu tüketim yerlerinde de gıda israfına yönelik bilinçlendirme çalışmaları yapıyor.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.