CLPA sponsorluğunda TBD tarafından düzenlenen “Koronavirüs Sonrası Yeni Dünya Düzeni: Dijital Dönüşüm Ekosistem Buluşmaları” webinarları ile alanında uzman isimler bir araya geliyor.

Türkiye Bilişim Derneği (TBD) tarafından düzenlenen Covid-19 küresel salgını ile mücadele sürecinde ve sonrasında dijital dönüşüm teknolojilerinin öneminin ele alındığı “Koronavirüs Sonrası Yeni Dünya Düzeni’’ webinarları serisinin ikincisi “Dijital Dönüşüm Ekosistem Buluşmaları 2’’ adıyla CLPA (CC-Link Partner Association) sponsorluğunda gerçekleşti. Moderatörlüğünü Türkiye Bilişim Derneği İkinci Başkanı Mehmet Ali Yazıcı’nın üstlendiği ve alanında uzman isimlerin bir araya geldiği webinar serisinin ikincisinde T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkan Yardımcısı Yavuz Emir Beyribey, CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel, Siemens Türkiye Dijital Fabrikalar Genel Müdürü Kerim Oal ve Ford Otosan Akıllı Üretim Teknolojileri Yöneticisi Dr. Cengiz Deniz konuşmacı olarak yer aldı.

Türkiye Bilişim Derneği (TBD) ile İnomist İletişim Danışmanlığı iş birliğinde ve CLPA (CC-Link Partner Association) sponsorluğunda düzenlenen “Koronavirüs Sonrası Yeni Dünya Düzeni: Dijital Dönüşüm Ekosistem Buluşmaları” webinarları serisi sektör profesyonellerini bir araya getirmeye devam ediyor. Covid-19 ve benzeri salgınlar veya doğal afetler ile mücadele süreçlerinde dijital dönüşüm teknolojilerinin öneminin ele alındığı ve TBD İkinci Başkanı Mehmet Ali Yazıcı’nın moderatörlüğünü üstlendiği webinar serisinin ilkinde, MEB Yeğtek Sistem Yönetimi Daire Başkanı A. Şamil Demircan, CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel, Halıcı Group CEO’su ve ENOSAD Başkan Yardımcısı Dr. Hüseyin Halıcı ile IQVizyon CEO’su Murat Hekim konuşmacı olarak yer aldı. Alanında uzman isimlerin bir araya geldiği webinar serisinin ikincisi ise T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkan Yardımcısı Yavuz Emir Beyribey, CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel, Siemens Türkiye Dijital Fabrikalar Genel Müdürü Kerim Oal ve Ford Otosan Akıllı Üretim Teknolojileri Yöneticisi Dr. Cengiz Deniz’in katılımıyla gerçekleşti.

“Gücümüzü ‘Teknoloji üreten bir Türkiye için’ sloganıyla gerçekleştirdiğimiz projelerden alıyoruz”

COVID-19 ile mücadele sürecinde dijital dönüşümün ve dijital dönüşüm teknolojilerinin öneminin toplumun tüm katmanları tarafından yaşanılarak öğrenildiğini ifade eden Türkiye Bilişim Derneği 2. Başkanı Ali Yazıcı, “Dijital dönüşümünü gerçekleştiren veya dijital dönüşüm yolculuğunda yol kateden kurum ve kuruluşlar bu süreçte fark yaratttılar ve tehditleri fırsatlara dönüştürme şansı yakaladılar. Biz TBD olarak gücümüzü Dijital Türkiye yolculuğunda “Teknoloji üreten bir Türkiye için” sloganıyla gerçekleştirdiğimiz dijital dönüşüm projelerinden alıyoruz. T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı iş birliği ile yürütmekte olduğumuz Dijital Türkiye Endeksi, Yapay Zeka Strateji Dokümanı ve Dijital Türkiye Akademisi ile TSE işbirliği ile yürütmekte olduğumuz Bilişim Standartları Platformu ve kendi öz kaynaklarımızla gerçekleştirmeyi planladığımız TBD SEP Sertifikalı Eğitim Programı’nı bunlara örnek olarak gösterilebiliriz” dedi.

“Veriden değer üretmeye odaklı bir yönetim anlayışıyla çalışıyoruz”

Dijital dönüşümün, dijital teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesi yoluyla ekonomik ve sosyal refahın arttırılmasına yönelik insan iş süreçleri ve teknoloji unsurlarında gerçekleştirilen bütüncül bir yaklaşım olduğunu belirten T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkan Yardımcısı Yavuz Emir Beyribey, “Dijital Dönüşüm Ofisi olarak yarının rekabetçi ekonomisinde söz sahibi olabilmek, yenilikçi teknolojileri kullanmak ve her daim çözüm üretebilen bir Türkiye yaratmak adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hedefimiz kamu, özel sektör, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte ülkemizin dijital dönüşümünü gerçekleştirmek. Bu amaç doğrultusunda ‘Dijital Türkiye’ sloganıyla yola çıktık. Bu süreçte hepimize bazı görevler ve sorumluluklar düşüyor. Biz de Dijital Dönüşüm Ofisi olarak, dijital dünyanın oyun kurucularından biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. İçinde bulunduğumuz dijital çağda sadece veri değil, veriden değer üretmeye odaklı bir yönetim anlayışı doğrultusunda çalışıyoruz. Birçok ülkede dijital dönüşüm çalışmaları kapsamında merkezi hizmet portalları kuruldu. Biz de bu yönde e-Devlet kapımızı sürekli geliştiriyoruz. Artık sadece kamu hizmetlerinin elektronik ortama taşınmasından ziyade kamunun veriden daha fazla değer yaratan bir yapı olarak yeniden organize edilmesini konuşmamız gerekiyor” dedi.

“Pandemi fabrikalarda dijital dönüşümü hızlandıracak”

Covid-19 salgını ile birlikte özellikle fabrikalarda eksikliği anlaşılan dijitalleşmenin önümüzdeki dönemde büyük bir hız kazanacağını vurgulayan CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel, şunları paylaştı: “İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde üretim başta olmak üzere hayatın her alanında dijital dönüşümün zorunlu olduğunu çok daha derinden hissettik. Tüm dünyada ve ülkemizde görülen koronavirüs salgınının ardından her anlamda yeni bir dünya düzeni bizi bekliyor. Yaşadığımız bu süreçte dijital dönüşümü benimseyen kurumların faaliyetlerini hız kesmeden sürdürdüğünü görüyoruz. Yeni endüstri evresine uyumlu altyapıya sahip olan ve üretim süreçlerinde dijitalleşmeyi pandemi öncesinde gerçekleştirmiş olan işletmeler, uzaktan erişimle verimli bir şekilde fabrikalarını yöneterek ve riski minimize ederek üretmeye devam ediyor. Henüz dijital dönüşüme adapte olamamış büyük işletmelerin yanı sıra özellikle KOBİ’lerin bu süreçte daha dikkatli ve doğru adımlar atması gerekiyor. Dijital dönüşüme yapılacak yatırımlar sadece üreticiyi değil aynı zamanda ülke ekonomimizi de olumlu yönde etkileyecek. Sanayi 4.0 sürecindeki en önemli unsurlar; büyük verinin toplanması, paylaşılması ve işlenmesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada devreye giren CLPA’nın en yeni teknolojisi CC-Link IE TSN, Zaman Duyarlı Ağ (TSN-Time Sensitive Network) teknolojisinden yararlanan dünyanın ilk endüstriyel açık ağı olarak öne çıkıyor. Saniyede 100 megabit ile haberleşebilen endüstriyel haberleşme sistemlerinden 10 kata kadar daha hızlı olan bu yeni nesil teknoloji sayesinde, Sanayi 4.0’ın gereklerini yerine getirmek çok büyük ölçüde kolaylaşıyor ve sanayicilerin rekabet gücü artıyor.”

“Dijital dönüşüm Türkiye’nin olmazsa olmazı”

Sanayi 4.0 evresi ile birlikte dijital dönüşüm uygulamalarının hızla yaygınlaştığını ifade eden Siemens Türkiye Dijital Fabrikalar Genel Müdürü Kerim Oal, dijital dönüşümün temelinde insan olduğuna dikkat çekerek şu açıklamalarda bulundu: “Bugün artık dijital dönüşüm özellikle Türkiye’nin olmazsa olmazları arasında yerini alıyor. Koronavirüs pandemisiyle birlikte dijital dönüşümde belki 5 sene içerisinde alabileceğimiz yolu çok daha hızlı bir şekilde aldığımızı ve her şeyden önce cesaretlendiğimizi gördük. KOBİ ağırlıklı endüstri yapısına sahip olan ülkemizde dijitalleşmenin önündeki engellere baktığımızda ise finansal anlamda ve yarınlarla ilgili planlama noktasında endişelerin öne çıktığını görüyoruz. Bunun yanı sıra alt yapılara baktığımızda hem yönetim hem de teknik kademelerde insanların hazırlanması ve değişimin sağlanması da dijital dönüşümü etkileyen unsurlar arasında yerini alıyor. İşte bu noktada kamuya ve özel sektör kuruluşlarına büyük görevler düşüyor. KOBİ’lerin ülke ekonomisindeki payını artırmak için onlara rehberlik edebilmek ve desteklemek oldukça önemli bir konu. Ülkemizin üretim kapasitesinin dijital dönüşüme çok hızlı bir şekilde adapte olabileceğine ve bu noktada daha ciddi bir verimlilik sağlayabileceğine inanıyoruz.”

“Akıllı üretim sistemlerinde işin temel dayanağı veri”

Covid-19 pandemisinin ekonomik faaliyetler başta olmak üzere yaşamın birçok alanını etkilediğini dile getiren Ford Otosan Akıllı Üretim Teknolojileri Yöneticisi Dr. Cengiz Deniz, “Şirket olarak son 3 yıldır özellikle üretim tarafında radikal bir dijital dönüşüm süreci yaşadık. Türkiye’de bir ilk olarak, 2019 yılında Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) dünya genelinde yürüttüğü “Global Lighthouse Network” ağına kabul edildik. Bu kabul ile beraber Endüstri 4.0 çalışmalarımız hem global çapta tescillendi hem de Ford’un dünya genelinde bu listeye giren ilk fabrikası olduk. Kurduğumuz ekosistemin tamamını yani tedarikçiden müşteriye kadar uzanan tüm yapıyı şeffaf bir hale getirerek izlenilebilir bir yapıya dönüştürüyoruz. Çünkü akıllı üretim tarafına baktığımızda işin temel dayanağı karşımıza ‘veri’ olarak çıkıyor. Günümüz endüstrisinin verimlilik yaratmak açısından tarihte hiç olmadığı kadar imkan ve altyapıya sahip olduğunu görüyoruz. Bunun en önemli sebebi ise veriyi toplayabilecek, işleyebilecek ve anlamlandırabilecek imkan ve olanaklara teknolojik anlamda sahip olmasıdır” diyerek sözlerini tamamladı.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın