Yeni döneme 5 Ekim tarihinden itibaren başlayacak olan İstanbul Bilgi Üniversitesi, hibrit eğitim modelini uygulamaya hazırlanıyor. Üniversite yeni eğitim modeliyle hem canlı sınıf ortamı hem de uzaktan eğitim araçlarıyla öğrencilerin dersleri takip edebileceği bir altyapı oluşturdu.

Merakla beklenen yeni eğitim dönemi için hazırlıklar hız kesmeden devam ediyor. Bir yandan öğrencilerin yeni döneme nasıl adapte olacakları konuşulurken bir yandan da okullar ve üniversiteler yeni eğitim modelleri üzerine çalışıyor. Yeni sistemlerle eğitim anlayışına farklılık getirmeyi planlayan eğitim kurumları önceliği, öğrencilerin dersleri çok iyi şekilde takip edebilecekleri bir alt yapıya veriyor. Türkiye’de online eğitimin öncülerinden İstanbul Bilgi Üniversitesi, 5 Ekim’de mevcut ve yeni öğrencilerine kapılarını açmaya hazırlanıyor. Yeni normalde hibrit eğitim modelini uygulayacak olan üniversite 2020-2021 Akademik Yılı için dileyen öğrencilerin derslerini uzaktan eğitim araçlarıyla dileyenlerin ise sınıf ortamında takip edebileceklerini duyurdu. BİLGİ, uygulamalı derslerin içerikleri elverdiği ölçüde uzaktan eğitim araçlarıyla uyumlu bir şekilde yapılandırılması için çalışıyor.

Gençler için sosyalleşme de önemli

Uzaktan eğitim sistemine 2000’li yıllarda e-MBA ile başlayan BİLGİ, korona nedeniyle hızlı geçiş sağlanan online eğitime, bünyesindeki uzaktan eğitim merkezi (UZEM) ile sorunsuz devam sağladı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi (UZEM) Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Tuğtan, Türkiye’de uzaktan eğitime geçiş sürecinde en önemli iki faktörün eğitmen ve öğrencinin sisteme uyumu olduğuna dikkat çekerek, bu sebeple uzun yıllardır harmanlanmış eğitim modelini benimsediklerini söyledi. Tuğtan, “Bu modelle hem fiziksel kampüsün yüz yüze eğitimin sosyalleşme imkanlarından hem de dijital araçların avantajlarından faydalanıyoruz. Öğrenciler birbirleriyle iletişim halinde olmak, konuşmak, kampüs ortamını deneyimlemek istiyor. Harmanlanmış model konusundaki tecrübemiz sayesinde yeni normal döneminde öğrencilerimizin yüz yüze yapılan derslerini istedikleri takdirde sınıftan, isterlerse evlerinden online olarak takip edebilecekleri bir altyapıyı kurduk. Yeni yatırımlarımız sayesinde, dersi online olarak takip eden öğrencilerimiz sadece chat ekranı üzerinden değil, görüntülü ve sesli olarak da sınıftaki tartışmalara katılabilecekler. Böylece bir yandan risk grubunda olmayan öğrencilerimizle sosyal mesafe kurallarına uygun biçimde sınıfta derslere yeniden başlarken, bir yandan da Bilgi’nin güçlü online altyapısını kullanarak derslerin en yüksek düzeyde online katılımla takibini mümkün hale getiriyoruz.”

Dersler kaydedilip tekrar izlenebiliyor

Pandeminin kişilerin teknolojiyi sonuna kadar kullanmaya zorladıklarını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Tuğtan bu tür kriz dönemlerinde teknolojinin sıçrama yaptığını ve uygarlığın hızla ilerlediğini belirtti. Eğitim sektörü de bundan nasibini alıyor diyen Tuğtan, koronavirüs nedeniyle uzaktan eğitim alanında normalde on yıl içerisindeki gelişmelerin kısa zamanda sağlanacağını ifade etti. Tuğtan, şöyle devam etti: “Tamamen çevrimiçi (online) eğitim, bazı alanlarda sınıf içi eğitimin yerini tutamıyor. Özellikle genç yetişkin dediğimiz 18-22 yaş grubunda fiziksel kampüsün sağladığı sosyalleşme, kişilik gelişiminin ve dolayısı ile eğitimin önemli bir parçası oluyor. Nihai olarak kişiyi “şu veya bu üniversiteli” yapan şey orada aldığı dersler kadar orada edindiği sosyalleşmedir. Aynı zamanda online eğitimin de derslerin kaydedilerek sonradan tekrar izlenebilmesi, geniş katılımı mümkün kılan tartışma platformları ve video sunumları, öğrencilerin birbirini değerlendirdiği ödevler, kolaylıkla konuk anlatıcı dahil edilebilen senkron dersler gibi birçok avantajı var. Yeni normalin dayattığı sınırlı kampüs kullanımı bizler açısından birçok soruna yol açsa da hibrit eğitim modelinin yerleşmesi uzun vadede ülkemiz eğitimi için olumlu bir gelişme olacak.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın