CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, Türkiye’deki sendikalı işçi sayısını, sendikalaşma oranını, sendika üyesi olmaları nedeniyle işten çıkarılan emekçilerin durumunu Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne sordu.
CHP’li Demirtaş’ın CİMER’e yönelttiği sorulara, Toplu İş Sözleşmesi Daire Başkanlığınca yanıt verildi. Başkanlığın verdiği yanıtta, Türkiye’deki 13 milyon 856 bin 801 işçinin, 1 milyon 917 bin 893’ünün sendika üyesi olduğunu, sendikalaşma oranının da yüzde 13,84 olduğu ifade edildi. Toplu İş Sözleşmesi Daire Başkanlığı, verdiği cevapta, 30 Haziran 2020 tarihi itibariyle sadece 1 milyon 306 bin 506 işçinin toplu iş sözleşmesinden yararlandığını da belirtti.
Toplu İş Sözleşmesi Daire Başkanlığı’nın verilerini değerlendiren CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, 12 milyon işçinin toplu iş sözleşmesinden yararlanamadığına dikkat çekerek şunları ifade etti;
“10 İŞÇİDEN, 9’U TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ KAPSAMI DIŞINDA!
Toplu iş sözleşmeleri, işçinin bireysel iş sözleşmesini daha iyi duruma getirmeyi, çalışma hayatından kaynaklanan hak ve özgürlüklerini koruyup geliştirmenin en etkin yollarından biridir. Sendikalar toplu iş sözleşmeleri aracılığı ile üyelerini hak ve çıkarlarını korur. Bu nedenle sendikal hak ve özgürlüklerin korunup, geliştirilmesi ve güvence altına alınmasında toplu iş sözleşmeleri son derece önemlidir.
Toplu İş Sözleşmesi Daire Başkanlığı’nı verileri, sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesinden yararlanma bakımından Türkiye’nin ne kadar kötü durumda olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
Verilen cevapta;“2019 yılında 18.163 işyerinde 2.297 toplu iş sözleşmesi imzalanmış ve bu toplu iş sözleşmelerinden 1.865.072 işçi yararlanmaktadır. 2020 yılının ilk ayında ise, 10.125 işyerinde 1.022 toplu iş sözleşmesi imzalanmış ve bu toplu iş sözleşmelerinden 1.306.506 işçi yararlanmaktadır.
30 Haziran 2020 tarihi itibariyle 2020 yılında yürürlükte olan 3.809 toplu iş sözleşmesinden 31.804 işyerinde 1.306.506 işçi yararlanmaktadır ve toplu iş sözleşmesinden yararlanma oranı %9,43 olarak gerçekleşmiştir” denilmektedir.
Her 10 işçiden,9’u,toplamda ise 13 milyon işçiden, 12 milyonun toplu iş sözleşmesinden yararlanamadığı, çok vahim bir tablo var karşımızdadır. Ancak bunu ortadan kaldıracak etkili önlemler de alınmamaktadır. Üstelik bu rakamlar sadece kayıtlı olan işçilerin baz alındığı rakamlardır. Kayıtdışı çalışan işçileri de eklediğimizde Toplu İş Sözleşmesi kapsamında olan işçi sayısı yüzde 5,78’e gerilemektedir. Yani ülkemizdeki kayıtlı ve kayıtsız tüm işçilerin %94’ü, sendikalı işçilerin ise yaklaşık %40’ı Toplu İş Sözleşmesi hakkından yararlanamamaktadır
SENDİKALI OLMA İŞTEN ÇIKARMA SEBEBİ!
Toplu İş Sözleşmesi Daire Başkanlığı tarafından verilen cevapta, 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümleri ile bireysel sendika özgürlüğünün güvence altına alındığını belirtilmiş ve “İşveren, işçilerin işe alınmasını sendika üyeliklerine ilişkin bir şarta bağlı tutamaz, bu hususa ilişkin işçiler arasında ayrım yapamaz, işçileri sendikaya üyeliklerinden dolayı, işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkaramaz” denilmiştir. Ancak uygulamada sendikaya üyelik ve sendikal faaliyetlere katılmanın işten çıkarma sebebi olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Bugün ülkemizde milyonlarca işçiye sendikalara üye olmamaları ile ilgili olarak büyük bir baskı yapılmakta, işçiler sendikaya üye olmaları halinde işten çıkarılma tehdit edilmektedir.
AK Parti iktidarı döneminde, çalışma hayatında sendikal hak ve özgürlükler büyük darbe almıştır. Her ne kadar sendikal haklar kanunla korunsa da işçiler sendika üyeliği nedeniyle hiçbir emekçinin işine son veremez denilse de Türkiye’deki gerçekler bununla örtüşmemektedir. Kanunlarla yapılan düzenlemeler, fiili uygulamalarla ortadan kaldırılmaktadır. Zaten açıklanan veriler de Türkiye’deki sendikasızlaştırma sürecini göz önüne sermektedir. Nitekim Türkiye, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) raporlarına göre Türkiye, sendikal hak ve özgürlükler noktasında dünyanın en kötü 10 ülkesi arasında, TİS hakkından yararlanma oranı bakımından ülkemiz, 36 OECD üyesi ülke arasında % 5,78 oranı ile en son sırada yer almaktadır”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.