Kovid-19 salgını pek çok sektörde çarkların durmasına ve üretimde ciddi daralmalara neden olurken, yaşanan nakit sıkışıklığı finansal anlamda hayatı kolaylaştıracak yeni modellerin gelişmesine neden oluyor.  Özellikle bir finansman modeli var ki; pandemi döneminde talepte yüzde 20 artış yaşadı. Makine satın alma yerine kiralama esasına dayanan model Tezmaksan tarafından geliştirdi.  Bu model ile şu ana kadar 160 makinenin kiralaması yapıldı ve 11 milyon dolarlık portföy oluşturuldu. Makine tezgâhlarını yenileyenler ise 10,5 milyon doları yatırımdan,2 milyon dolar da vergiden olmak üzere toplam 12,5 milyon dolarlık tasarrufu elde etti. Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, “Makine, robot her şeyi kiralıyoruz. Ürün gamımızda bulunmayan makineleri ise önce satın alıyor, sonra kiralıyoruz. Riski sanayici/yatırımcı için sırtlanıyoruz, hem bilançoları bozulmuyor hem de yeni teknoloji ile üretime daha rekabetçi ürünlerle devam edebiliyorlar” dedi.

Talaşlı imalat sanayiine CNC satış, servis, teknolojik danışmanlık, finansman, yazılım ve eğitim konularında hizmet veren, Türkiye’nin lider Avrupa’nın ise beşinci büyük markası Tezmaksan, hizmetlerinin kapsamını ‘kiralama’ ile genişletti. Bir süre önce uygulamaya koyduğu ve sonuçlarını yakından takip ettiği modelin başarıya ulaşması üzerine bu taraftaki çalışmaları Tezmaksan Teknoloji Kiralama Şirketi adı altında devam ettirme kararı alan marka, Kovid-19 salgınının da etkisiyle ciddi sorunlar yaşayan Türkiye sanayisine, tasarruf ederek üretim tezgâhlarını yenileme ve daha rekabetçi olmalarını sağlayacak yepyeni bir finansman modeli sunuyor.

Türkiye’de makine yaşı ortama 18-20 yıl

Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, modeli anlatmaya geçmeden önce Kovid-19 salgınının Türkiye ekonomisi ve imalat sanayisine etkisini şöyle değerlendirdi: “’Nakit kraldır’ klişesi salgında tekrar ön plana çıktı. Varlıklarınız güçlü, üretiminiz devam ediyor olsa bile nakdiniz yoksa işinizi sürdürebilmeniz mümkün değil. Türkiye gibi sermaye yeterliliği düşük, borçlanması yüksek bir ülkede nakdin ne kadar önemli olduğunu hepimiz yaşayarak görüyoruz. Yaşananlar kriz zamanlarında imalatın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtlanırken,  yanı sıra Avrupalı firmalar içinde Çin’in alternatifsiz bir tedarikçi olamayacağı anlaşıldı ve Türkiye’nin bu tablodaki pozisyonunu çok daha iyi değerlendirilebileceği görüldü. Şunu anlamalıyız ki, uluslararası ihracat pazarlarında yer almak istiyorsak yatırımlarımıza devam etmeliyiz. Türkiye, işgücü açısından eskiden ucuz bir ülkeyken Endüstri 4.0 ile birlikte daha az insanla üretime geçilmesi bizim bu avantajımızı da yok etti diyebiliriz. Dolayısıyla verimli, yeni teknoloji ve inovasyon ile rekabete hazır olma gerçeği ile karşı karşıyayız. Türkiye’de ortalama makine yaşının yani makine kullanım oranının ortalama 18 ila20 yıl olduğunu düşünürsek yeni makine ve teknoloji yatırımı şart. Diğer taraftan Türkiye’de kazanç elde etmenin maliyeti, Türkiye’nin rekabet ettiği ülkelere göre hem daha pahalı, hem de vadeleri daha kısa. Bu yüzden biz özellikle ihracatçı üreticilerimize yatırımın maliyetini bilanço dışına çıkarabilecekleri kiralama modelini öneriyoruz”.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın