Yabancı dil öğrenmek toplumumuzda yüzde 95 oranında istenilen bir eylemken, toplumda farklı bir dil konuşabilen kişi sayısının oldukça az oranda olduğu görülüyor. Ülkemizde İngilizce dil eğitimine oldukça küçük yaşlarda başlanmasına ragmen ilerleyen yaşlarda dil bilen kişi sayısının azaldığı farkediliyor. Araştırmalara bakıldığında; öğretilmeye çalışılan metodun doğru olmaması ve öğretim biçiminin yanlış olması ise yabancı dil eğitimini zorlaştıran etkenlerin başında geliyor.
Günümüzde yabancı dil öğrenmek birçok kişinin zorlandığı bir konu. Ancak farklı bir dil öğrenmek ve o dili akıcı şekilde konuşabilmek, kişinin iş hayatına ve sosyal hayata katılımında etkin bir rol oynuyor. Ülkemizde uzun yıllardır İngilizce dil bilgisi kuralları pratik yapmadan öğretiliyor. Oysa ki, bir iletişim aracı olan dil, pratik yapmaya bağlı olmakla birlikte çeviri yaparak, tekrar ederek ve duyumsayarak öğretilmelidir. Yapılan araştırmalara göre ingilizce öğrenmenin yüzde 20’ sini bilinçli olarak yani okulda verilen dersler, yüzde 80’ nini ise bilinçsiz olarak yani aktiviteler ile öğrenmek oluşturuyor. Bu kapsamda kişinin kendi isteği ile çalışırken çeviri yaparak, tekrar ederek ve dinleyerek bir çalışma metodu geliştirmesi gerektiğini dile getiren 25 dil bilimci ve yazar Emin Gulu ‘’ İnsanın yeni bir dil öğrenmesi algısına yönelik olarak şekilleniyor. Bununla birlikte öğretilen metodun da kişiye uygun olması ve sırayla öğretilmesi kişinin dili daha hızlı öğrenmesini ve kavramasını sağlıyor. Bu metodlar sistematik şekilde uygulandığında geriye tekrar etmek ve devamlı çeviri yaparak çalışmak kalıyor. Böylelikle kişi akıcı bir şekilde yabancı dili konuşmaya başlarken, dili en kısa sürede öğrenebiliyor ’’ ifadelerinde bulundu.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.