VakıfBank Kültür Yayınları 14. Ankara Kitap Fuarı’na katılıyor. Tarihten edebiyata, felsefeden sanata kadar birçok türde yeni eserleriyle Başkent’teki fuarda yer alacak yayınevinin okura sundukları arasında Türkçe’de ilk kez yayımlanan seçkin çalışmalar bulunuyor.
VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY) 28 Şubat – 8 Mart günlerinde ATO Congresium’da gerçekleştirilecek 14. Ankara Kitap Fuarı’nda yeni eserlerini Başkent’teki kitapseverlerle buluşturacak. VBKY’nin asma kattaki D11 standında okurun ilgisine sunacakları arasında yepyeni kitaplar yer alıyor. Birçok türde eser yayımlayan VBKY’nin “21 Kedide Sanat Tarihi”, “İlm-i Tedbir-i Mülk”, “Kölelik Şiirleri”, “Hamlet ya da Hekuba”, “Tarih Üzerine Bir Ders” ve“Yaşayan Ölümün Mekânları” isimli kitapları öne çıkan çalışmalar olarak sıralanıyor.
Sanat tarihini kedilerle keşfedin
İllüstratörlüğü Nia Gould tarafından yapılan “21 Kedide Sanat Tarihi” isimli kitapta, ev kedileri olarak bilinen felis catus türünün, tarih boyunca insanların yoldaşı olarak önemli bir yer edindiği, kültürün ve zarifliğin simgesi olduğu söyleniyor. Ayrıca Antik Mısırlıların hayal gücünü fethettiği, Monet’den Picasso’ya dek birçok sanatçının atölyelerinde yer aldıkları belirtiliyor. Kitapta “O halde sanat tarihinde çıktığımız bu yolculukta, bize 21 kültürden kedinin eşlik etmesi gayet uygun görünüyor. Antik Mısır ve Bizans sanatından genç Britanyalı sanatçıların uçuk ve akıl almaz başarılarla dolu dünyasına kadar en önemli sanat hareketlerini ve bunlara öncülük eden sanatçıları keşfedin” sözlerine yer veriliyor.
İlk politik ekonomi denemesi
İngiliz oryantalist Charles Wells’in kaleme aldığı “İlm-i Tedbir-i Mülk”, ilk kez 1860 yılında “Devlet Yönetme Bilimi ya da Türkçe Yazılan İlk Politik Ekonomi Denemesi” alt başlığı ile Londra’da yayımlandı. Osmanlı Türkçesiyle yazılan bu eser, şimdi okurun karşısına Osmanlı ve günümüz Türkçesiyle çıkıyor. Eser, yayımlandığı dönemde editörlüğünün anadili Türkçe olmayan biri tarafından yapılmış olması nedeniyle anlatımındaki kimi bozukluklara rağmen, metnin özgünlüğüne müdahale etmemek için olduğu gibi yayımlanıyor.
Şiirlerle kölelik meselesi
19’uncu yüzyılda yaşayan ABD’li şair Henry Wadsworth Longfellow’un yazdığı “Kölelik Şiirleri”, yalnızca edebî değeriyle değil, dizelerine güçlü bir şekilde taşınan toplumsal meseleyi cesurca aktarması açısından da önemli bir konumda bulunuyor. İlk kez 1842’de yayımlanan kitap, şairin önceki çalışmalarının inceliğini taşıyor. Bunun yanında onlardan daha derin ve ciddi bir çalışma olarak öne çıkıyor. Yayımlandığı dönem bazı edebiyat çevrelerinin adını dahi anmaya çekindiği bu eser, Türkçe ve İngilizce olarak okurun ilgisine sunuluyor.
Trajik bir varlık olarak insan
Alman siyaset kuramcısı Carl Schmitt, Nazizm sonrası Alman muhafazakârlığının iç muhasebesini yaparken Shakespeare okumalarına döndü. Herder’in iki yüz yıl önce yaptığı yorumların izinden giderek insanı trajik bir varlık olarak ele aldı. Hamlet ve Hekuba etrafında yürüttüğü tartışma, Elizabeth ve I. James çağının iktidar mücadeleleriyle bir insanlık tarihi okumasına dönüştü. Tiyatro ve zaman üzerine felsefi inceleme “Hamlet ya da Hekuba”, Carl Scmitt’in yayın hakları VBKY’de bulunan “Kara ve Deniz” ile “Roma Katolikliği ve Politik Form” adlı iki derinlikli incelemesini tamamlıyor.
Alman ile İngiliz yaklaşımları iç içe
Tarih, bir ilim olarak insanın yüzyıllar içinde dolaşımını mümkün kıldı. Bu nedenle zamanla profesyonel bir meslek halini alan tarihçiliğin metodolojisi, felsefesi, uzmanlık alanları ortaya çıktı ve büyük ölçüde Alman ile İngiliz yaklaşımları tarafından şekillendirildi. Bu iki yaklaşımı birleştirmeyi deneyen Lord Acton’ın 1895’te Cambridge Üniversitesi’nde verdiği açılış konferansı, “Tarih Üzerine Bir Ders” adıyla okurla buluşuyor.
Avrupa zihin dünyasına felsefi bir eleştiri
László F. Földényi, kitapları University of Chicago Press tarafından İngilizceye çevrilen, bir Macar entelektüel, yazar, çevirmen, edebiyat eleştirmeni, kültür kuramcısı ve sanat tarihçisi. Földényi, “Yaşayan Ölümün Mekânları” adındaki bu kitabında Kafka ve kendisinin bir hayli etkilenmiş olduğu İtalyan ressam Giorgio de Chirico gibi önemli isimlerin peşine düşüyor, mekân algılarındaki ortaklıkları inceliyor. İncelemesindeki temel motivasyon ise Avrupa’da resim sanatının ve mimarinin gerçek mekân ve zamanlarla ilişkisini nasıl kurduğunun ve bunun arkasındaki zihin yapısının anlaşılmasıdır. Tüm bu incelemeyi modern “panoptikon toplumu”na bağlayan Földényi, böylece Avrupa zihin dünyasına dair kuramsal ve felsefi bir eleştiri sunuyor.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.