Lipton, uzmanların duygusal sağlık açısından önemli gördüğü “kaliteli iletişim ve anlamlı ilişkiler” ile yüzeysel sosyal ilişkilerin yol açtığı “yalnızlık hissi” üzerine Bahçeşehir Üniversitesi ile bir çalışma başlatıyor.
Tüm dünyada çay tutkunlarının vazgeçilmezi olan Lipton, uzmanlar tarafından duygusal sağlık için önemli unsurlar arasında gösterilen “kaliteli iletişim ve anlamlı ilişkiler” ve yüzeysel sosyal ilişkilerin neden olduğu “yalnızlık hissi” konusunu derinlemesine araştırmak için Bahçeşehir Üniversitesi ile iş birliği yapıyor. Küresel çaptaki araştırmalarıyla bu kavramları ve etkilerini inceleyen Lipton, Türkiye’de de bu kavramların karşılıklarını bulmayı hedefliyor. Lipton ve Bahçeşehir Üniversitesi bu doğrultuda, farklı dallardan bilim insanlarının katılımıyla yürütülecek çalışmalar gerçekleştirecek. İş birliği kapsamında ayrıca farklı demografik grupların katılımıyla, anlamlı ilişkiler kurmak için yapılabilecekler ve anlamlı ilişkilerin etkileri de araştırılacak. Çalışmalara Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi liderlik edecek.
Unilever Çay kategorisinden Sorumlu Pazarlama Direktörü Göze İşcan “Lipton olarak ‘hayatı fark et’ iletişim platformumuz altında hayata geçirdiğimiz Konuşalım Artıkkampanyamıza iki yıldır devam ediyoruz. Amacımız kaliteli iletişimin ve anlamlı ilişkiler kurmanın önemine dikkat çekmek. Çünkü gündemin yoğunluğu ve günlük hayatın telaşları birbirimizle kurduğumuz iletişimin yüzeysel kalmasına sebep olabiliyor. Bu da nihayetinde insanların çevreleriyle bağlantılarının zayıflamasına ve ‘yalnız’ hissetmelerine neden olabiliyor. Türkiye’de de bu bağlamdaki mevcut durumu görmek ve insanları anlamlı ilişkiler kurmaları konusunda teşvik etmek için neler yapabileceğimizi anlamak için yola çıktık. Bahçeşehir Üniversitesi’nin de bu çabamızda bize katılmasından mutluluk duyduk” dedi.
Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. H. Kemal Suher“Yalnızlık hissi, dünyada birçok insanın yaşam doyumunu ve iyilik halini olumsuz etkileyen bir olgu. Bu noktada Türkiye özelinde anlamlı ilişkilerin ve nitelikli iletişimin bu olumsuz duyguya nasıl kalkan olabileceğini araştırmak bir iletişim akademisyeni olarak beni ve ekip arkadaşlarımı oldukça heyecanlandırıyor. Ayrıca, bu konularda üniversitelerin farklı disiplinlerinde bilgi üreten akademisyenlerin katkılarını da çok önemsiyor ve projeye dahil ediyoruz. Bu sebeple Lipton ve BAU olarak, akademik çalışmalarda kolektif aklın gücüne inanan bir bakış açısıyla bu çalışmayı hayata geçirmekten de son derece mutluyuz” dedi.
İnsanların yüzde 50’si iletişimin yüzeysel kaldığını düşünüyor
Teknoloji sayesinde insanların birbirleriyle önceki dönemlere kıyasla en çok bağlantı halinde olduğu günümüzde, bazı otoriteler yalnızlığın ‘büyümekte olan bir salgın’ olduğunu ifade ediyor. Lipton’un Türkiye de dahil olmak üzere dokuz ülkede 18 yaş üzeri 18 bin bireyle gerçekleştirdiği araştırma *, insanların yüzde 42’sinin sosyal ilişkilerinin yüzeysel olduğunu, yüzde 50’sinin ise birbirleriyle kurdukları etkileşimin yüzeysel seviyedekaldığını gösteriyor. Araştırma ayrıca insanların yüzde 40’ının kendini diğer insanlarla bağlantısı kopmuş gibi hissettiğini ortaya koyuyor. Araştırmayı gerçekleştiren alanında önde gelen isimlerden psikolog Dr. Guy Winch: “Duygusal sağlığımız da en az fiziksel sağlığımız kadar önemli. Buna rağmen zihinlerimizden çok vücudumuzu takip ve kontrol ediyoruz. Duygusal sağlığımızın önemli boyutlarından biri insanlarla kurduğumuz ilişkilerin niteliği, yani hayatımızdaki insanlarla kurduğumuz bağlantının ne kadar gerçek ve samimi olduğu. Çevremizdeki insanlarla gerçek bir iletişim kurmak için tam anlamıyla çaba göstermek ve buna zaman ayırmak duygusal sağlığımızın korunması açısından da olmazsa olmaz. Hem duygusal hem fiziksel sağlık için insanlar günlük hayatlarında anlamlı ve nitelikli ilişkilere yer vermeye teşvik edilmeli.” diyor.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.