Başarılı yöneticilerin bugünler için planları olurken, yarınlar için de stratejilerinin olması gerektiğini kaydeden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Rıza Başoğlu, şunları söyledi:
“Dünya genelinde hem bireyler, hem şirketler, yeniliğe kolay, kolay adapte olamayabiliyorlar. Çünkü alışılagelmiş olan bir yapı mevcut. Öğrenilmiş bilgileri ve deneyimleri unutabilme becerisi ise, aslında tam da günümüz dünyasında yeniliğin önünü açabilecek olan sihirli davranışlardan birisidir. Yöneticilere departmanlarını, tıpkı departmanın patronu gibi yönetmelerini tavsiye ederim. Başarılı yöneticilerin bugünler için planları olurken, yarınlar için de stratejilerinin olması gereklidir. Genç nesillere ise en büyük tavsiyem, realist düşünmekten ve idealist olmaktan hiçbir zaman vazgeçmesinler. Her zaman, doğru bildiklerini, her yerde ifade etsinler. Gelecek, gençlerle şekillenecektir. Teknolojik gelişimi doğru yorumlayanlar, inovatif düşünce ve uygulama cesareti olanlar kazanacaktır” dedi.
Mevcut değerleriyle, genç kadroları harmanlayanlar geleceğe yön verecek
Şirketlerde tecrübeli kadroların yanında genç nesillere de fırsat yaratmanın önemini anlatan Rıza Başoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Şirketler, mevcut değerleri ile genç kadroları harmanladığında geleceğe yön verecektir. İşletmelerde, alanında tecrübeye sahip deneyimli insan kaynağı zaten mevcuttur. Bunların yanına, yeni mezun olan, farklı ideal ve hedefleri bulunan yeni jenerasyon bireyleri kazandırmak aslında geleceğe yatırım yapmak anlamına da gelecektir. Şirketten şirkete dolaşan tecrübeli insan kaynağı, işletmelerin sadece kısa vadede sorunlarına çözüm olabilir. Ancak, işletme körlüğü veya iş körlüğü yaşamayan idealist genç ve dinamik kadrolar, tecrübeli kadroların mihmandarlığında olurlarsa, firmayı uzun vadede hedeflerine taşıyacaktır. Tabi burada önemli olan bir diğer konu da, ciddi anlamda tecrübeye sahip olmayan genç nesillere de iş alanlarının açılması gereklidir. Zira genellikle verilen iş ilanlarında, “tecrübeli personel” arayışı mevcuttur. Acil tecrübeli personel ihtiyacı aslında bir sonuçtur. Bunun gereksinim duyulması büyük oranda daha önce oluşan yönetim hatalarının veya amaca uygun organizasyon kurulamamasının bir sonucu olarak da ortaya çıkmaktadır. İşler sıkıştığında insan kaynağı almak yerine; tecrübeli personelin işlerin normal akışı sırasında muhtemel değişimleri öngörerek tecrübe ile genç nesilleri yetiştirmeye başlaması, işletmelerin çok daha menfaatine olacaktır” diye konuştu.
2017 yılının sonunda başlayan ve 2018 ve 2019 yıllarında kendini hissettiren ekonomik daralmaya değinen Rıza Başoğlu, şunları anlattı:
“Yaşanan bu daralmayı, her sektör, hemen hemen eşit oranlarda hissetti. 2019 yılının son çeyreği itibariyle bakıldığında, hem Türkiye, hem de sektörlerimiz bir toparlanma eğilimi içindedir. Çünkü, yaklaşık on yılda bir, bir kriz yaşama geleneğine sahip olduk. Her bir krizin bizlerden götürdüklerinin yanında, bizlere kazandırdıkları da birçok şey de bulunuyor. Krizler, değişen koşullara hızlı ayak uydurmamızı ve çözüm üretme becerilerimizin gelişimine katkı sağlıyor. Az önce de ifade ettiğim gibi Türkiye’nin ekonomik anlamda küçülmesiyle birlikte, içinde bulunduğumuz endüstriyel reklam sektörü de küçülmüştür. Daralan alanlardan çıkmak ve büyümek içinse, nitelikli kadrolara ihtiyaç vardır. Realist olmak önemlidir, ancak onun kadar önemli bir diğer konu da idealist olmaktır. Bu coğrafyada sürdürülebilir başarılar için iki yaklaşımı harmanlayan bir yapıya ihtiyaç vardır. Firmaları başarıdan uzaklaştıran birçok neden vardır. Rasyonel kullanılmayan sermaye, nitelikten ve verimlilikten uzak organizasyonlar, maliyet analizlerinin doğru yapılmaması, aktif varlıklara göre doğru belirlenmeyen büyüme hedefleri gibi etkenler firmaları finansal olarak darboğaz içine sürükleyebilmektedir. Dolayısıyla firmalar, krizleri daha ağır hissetmişlerdir. Her platformda belirttiğim gibi Türkiye dinamik ve büyümek mecburiyetinde olan bir konumdadır. Bunu yapacak olanda, ülkemizden yetişecek nitelikli kadrolar olmalıdır. Çünkü işletmelerin, maliyet olgusunu göz ardı ederek, karlılıklarındaki başa baş noktayı düşürme eğilimlerine bağlı satış artırma beklentileri, ciddi finansal problemlerin yanı sıra hizmet kalitesinin bozulmasına ve dolayısıyla mağdur müşteriler oluşmasına sebep olmaktadır. Oysa, bunun yerine inovatif çalışmalara ağırlık vermek gerekir ki, bu çalışmaları yapabilmek içinde nitelikli kadrolar gereklidir” dedi.
2020’nin ikinci çeyreğinden sonra ekonomide toparlanma devam edecek
Son yıllardaki daralmayla birlikte, iş dünyasının iş yapmayı özlediğinin altını çizen Rıza Başoğlu, şunları kaydetti:
“Yaşadığımız her krizde görüyoruz ki, krizler yakınmalar ile geçmiyor. Bu nedenle, üretim ve tüketim sarmalının içinde olmalıyız. Çünkü, hepimiz biliyoruz ki, “Üretmezseniz, tüketemezsiniz. Tüketmezseniz, üretemez ve büyüyemezsiniz”. Bu bir döngüdür. Kısaca, şartlar ne olursa olsun, işletmeler üretmek ve gelişmek durumundadır. 2020 yılının ikinci çeyreğinden itibaren, ekonomide toparlanma devam edecektir. 2020’den, oldukça umutluyuz. Aynı zamanda, teknolojinin nereye gittiğini yorumlayabilmek gerekir. Sonrasında, gelişen teknolojilerin, içinde bulunduğunuz pazara etkisi analiz edilmelidir. Sonuçta hedef, en uygun ürün ile en uygun pazarı bir araya getirebilmektir. Her bir firma yatırım analizlerini de iyi yapmalıdır. Teknoloji geleceğinizi şekillendirecek bir araçtır. Bu nedenle, uzun süreli ve kalite normlarını kaybetmeyerek, iş hacmini geliştirmeye dönük yatırımlar yapılması gereklidir. Ve asla, işletmenizin gelecek hedefleri açısından katkı sağlayamayacak ve fonksiyonları gelişmeyen, teknolojisi eski ve servis organizasyonu yetersiz ekipmanlara yatırım yapılmamalıdır. Bu tip ekipmanların, başlangıçta satın alma maliyetleri düşük olsa da, kullanma maliyetleri ve kalitesi düşük üretimler nedeniyle, yatırımcıya maliyeti çok daha yüksek olacaktır” diye konuştu.
Ekipman ve boya sektörleri birlikte çalışmalıdır
Dijital baskıdaki değişimle birlikte, boya teknolojisindeki gelişmelerin kullanım alanlarını belirlediğini anlatan Rıza Başoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Dijital baskı makineleri teknolojisinde önemli yenilikler devam ediyor. Her bir ürünün, mürekkep seçeneği de farklı oluyor. Bu anlamda iki konunun, bir arada ilerlemesine ihtiyaç vardır. Ekipman ve mürekkep- boya üreticilerinin birlikte hareket etmesiyle birlikte, ortaya çıkacak ürünler ile niş pazarlara giriş sağlanmaktadır. Bu gelişmeler sayesinde, folyo, cam, ahşap, duvar kağıdı, seramik gibi pazarlara ulaşılmaya başlanmıştır. Bugün dijital baskı, iş yerlerinin yanı sıra, yaşamımıza ve evlerimizin içine kadar girmiştir. Özetle dijital baskının, reklam, tekstil, dekorasyon, turizm, seramik, mobilya, cam, promosyon gibi her yerde olduğunu söyleyebiliriz. Bu sektörlerin hepsi bugün doğrudan dijital baskının bir müşterisidir. Bu anlamda, içinde bulunduğumuz değerin kıymetini bilmeliyiz” şeklinde konuştu.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.