– Kendi şirketiniz ve sektörünüz için 2019 beklentiniz nedir? 2020 yılı hedefleriniz nedir? 2020 yatırım planlarınız ve ihracat hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Dijital dönüşüm konusunda her yıl artan bir performansa sahip olmakla beraber yurtdışı ile kıyaslandığımızda alacağımız yollar olduğunu söylemek çok yanlış olmaz. Dijital dönüşüm bankacılık ve finans sektörü başta olmakla birlikte hizmet sektörü, perakende ticaret ve lojistik sektöründe oldukça ilerleme kaydetti. Bunun yanında başta e-devlet uygulamaları ile kamuda da dijital dönüşümün yaygınlaştığını görmek sevindirici. Dijital dönüşümün daha maliyetli ve zor olduğu imalat sanayi başta olmak üzere birçok sektör, henüz bu konuda tatmin edici adımlar atmıyor. Son açıklanan Dijital Dönüşüm Endeksi çalışmalarının sonuçlarına göre Türkiye EMEA (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) bölgesinde dijital olgunluğu en olmasına rağmen firmaların yaklaşık yüzde 30’u henüz bu konuda hiçbir çalışma yapmamış durumda. Dijital dönüşüm konusunda yatırım yapmış şirketlerin yöneticilerinin yüzde 80’e yakını yaptıkları yatırımları yüzeysel buluyor ve iş modellerini tam bir değişime sokamadıklarını ifade ediyorlar. Bu konuya dair en yakın açıklanan çalışma TÜİK’in açıklamış olduğu, “2019 Girişimlerde Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması”. Bu araştırmayı incelediğimizde memnuniyet verici olarak gördüğümüz şey; kurumların dijitale geçişlerine dair her rakamın artış göstermesidir. Fakat kullanım oranları olması gerekenin hâlâ altında. Web sitesi ve sosyal medya hesap sahipliği, e-ticaret yapma oranlarının çok daha yukarılarda olması gerekir. Dijital dönüşümden bahsettiğimiz bu dönemde ERP ve CRM uygulamalarının kullanım oranları da yeterli değil gibi duruyor. Bilişim uzmanı alımında güçlüklerle karşılaşan firmalar istatistiği de hala yeterli insan kaynağı desteğine ulaşamadığımızı ve kalifiye eleman eksikliğimizi ortaya koyan bir tablo. Bu araştırma bize göre dijital dünyaya daha fazla yatırım daha fazla kaynak ve zaman ayırılması gerektiğini ve belkide bunu destekleyecek politikalar üretilmesi gerektiğini gösteriyor. Dijital dünyaya ne kadar adapte olur, global e-ticaret yatırımlarımızı ne kadar çoğaltabilirsek, ihraacat rakamlarımızı yükseltip, ekonomimizin büyümesine katkı sağlayabiliriz. Dijital dönüşüm konusunda daha çok çalışmamız gerekiyor. Fakat bu konuda yapılacak yatırımları destekleyen teşvik ve desteklerin de buna göre oluşturulması gerekiyor. Günümüz finansal şartları da buna çok elverişli değil. MEZO Dijital olarak bu sene Hareket Ofiste projemizi başlattık ve Teknofest’te 1500 proje kapsamında ilk 100 proje arasına kaldık. Türkiye’nin önemli firmalarına bu hizmeti sunmaya başladık ve olumlu geri dönüşler almaya başladık. 2020 yılı için yaklaşık 10 milyon TL’lik bir ciro hedefimiz bulunuyor. 2020 yılında esnafların dijitalleşmesi üzerine önemli bir projemiz var. Bununla ilgili STK’larla ve odalarla görüşüyoruz. Bunun dışında şu an hazırlığını yaptığımız ve 2020’nin ilk ayında duyuracağımız, dijitalleşmeyle ilgili Türkiye ekonomisinde ses getirecek bir proje üzerine çalışıyoruz. Bir yandan da Hareket Ofiste’ye devam ederken bir yandan ise mevcuttaki müşterilerimizin çalışmalarına devam edeceğiz. Hareket Ofiste’nin Hareket Okulda ayağını başlatmak üzere hazırlıklarımıza başladık. Biliyorsunuz, obezite en çok çocuklarda görülmeye başladı ve bugünün obez olan çocukları, geleceğin sağlıksız bireyleri demek oluyor. 2020 için hazırlandığımız bir diğer projemiz de sanat ve dijitali birleştirdiğimiz proje olacak. Şimdiye kadar MEZO Dijital olarak sağlık ve doğa kavramları üzerine durmak olmuştu.

MEZO DİJİTAL YÖNETİM KURULU BAŞKANI DR. NABAT GARAKHANOVA

– 2023 yılına dönük yatırım planlarınız, hedefleriniz ve öngörüleriniz nedir?

Türkiye, 2023 yılı için 226 milyar Dolarlık ihracat hedefi belirlerken, 2018 yılında en çok ihracat yapan ilk 5 sektör; otomotiv endüstrisi, hazır giyim ve konfeksiyon, kimyevi maddeler ve mamulleri, çelik, elektrik ve elektronik sektörleri dijitalleşmede istenilen seviyeye gelmedi. Türkiye’de kayıtlı 83 bin firma ihracatçı konumdayken ve en çok ihracat yaptığımız Almanya’da da küçülme yaşanırken, 2020’de ihracatın zorlu geçeceğine işaret ediyor. Durum böyle olunca dijitalleşme yoluyla sektörlerin ihracat atağına kalkması gündeme geliyor. Dijitalleşme sadece ihracata katkı sunmuyor aynı zamanda, kârlılık, farklılaşma ve hız sağlıyor. Oysa otomotiv sektörü için 2019 yılında ilk 9 ayda otomobil satışları, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 39,3 azalırken, 2. el sektöründe internet siteleri bulunurken, 0 km araçlar, yedek parça gibi otomotiv ve ekipmanları üzerine kurulan sayıları ise az. Örneğin; otomotiv sektöründeki bir firma web sitesi ve sosyal ağ gibi dijital kanallardan sonuç alamayınca kendi aplikasyonlarını oluşturarak, satış öncesi ve sonrası süreçleri takibe almış. Böylece dijital kanallardan gelen satış taleplerinin yüzde 60’ını satışa döndürebilmiş. Özellikle perakende ticaret şirketleri e-ticaret ve mobil ticaret kanallarını birlikte kullanıyorlar. Karekod gibi ürün tanıma teknolojileri kullanarak ürün hakkında müşterilerine bilgi verirken, onların ürün karşılaştırmalarına da imkan sağlıyorlar. Finansal hizmetler sektöründe de dijital yardım, online sosyal topluluklar yönetimi gibi müşteri hizmetleri uygulamalar yaygın. Ancak her şeyden önce şirketlerin bir an önce kurumsal stratejilerini dijitalleştirmesi şart. Türkiye’deki şirketlerin sadece yüzde 33’ü dijital işlerden sorumlu bir departmana ya da ekibe sahip. Kendi dijital departmanlarını kuramayan firmaların dışarıdan danışmanlık alması gerekiyor. Çünkü geçtiğimiz 10 yıl içinde dijitalleşme, çok sayıda geleneksel şirketin ortadan kalkmasına neden oldu ve gelecek 5 yıl içerisinde süreç hızlanacak. İstatistikler 2005 yılında dünya ekonomisinin sadece yüzde 15’i dijital iken, bu rakamın 2018 yılında yüzde 28’e ulaştığını gösteriyor. Yine araştırmalara göre 2020 yılında dijital ekonominin küresel ekonominin yüzde 25’ini oluşturması bekleniyor. Dijitalleşemeyen konvansiyenel şirketlerin en önemli örneklerinden biri ise turizmde Thomas Cook’un iflas etmesiyle yaşanmıştı. Dijitale ayak uyduramayan dünyanın ilk seyahat acentesi iflas etmek durumunda kalmıştı. Tam da bu noktada konvansiyonel şirketlerin müşteri analizlerini doğru ölçerek dijital pazarlama stratejilerini yapılandırmaları gerekiyor. Örneğin; eğer İngilizler online işlemlerde Ruslardan ya da Almanlardan daha fazla harcama yapıyorlarsa, o zaman web sitesinin de buna göre dizayn edilmesi, online reklam çalışmalarının yapılması şart.

– İş insanlarının gelecekle ilgili öngörüleri çok önemlidir; sokaktaki insana ışık tutar. Bu noktada öngörü anketi de yapıyoruz. Bu bağlamda 2020’ye dönü enflasyon, büyüme ve dolar ve euro kuru beklenti ve öngörülerinizi paylaşır mısınız?

Yatırımlar son çeyrekten itibaren birçok firmanın önceliğine aldığı konu oldu. 2020 yılı ihracatın ve yatırımların hızlanacağı bir yıl olacak. Şirketlerin dijitalleşmeye daha fazla bütçe ayıracaklarını görüyoruz. Önceden dijitali anlatmakta zorluk çekerken, şimdi onlardan bize yoğun bir talep geliyor. Enflasyon yüzde 10’un üzerine çıkmazsa ve büyüme de yüzde 2 dolaylarında olursa Türkiye açısından iyi bir 2020 yılı geçeceğini düşünüyoruz.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın