Sağlık teknolojileri ve özellikle genetik alanında kaydedilen güncel gelişmeler ışığında, geleneksel tıbbın “hastalık” merkezli yaklaşımı; kişiselleştirilmiş tıp adı altında “hasta” merkezli tanı ve tedavi süreçlerine kayıyor. Artık sadece hastalık belirtileri ile uğraşmak yerine, altta yatan kişiye özgü nedenleri anlamak ve sonrasında hastalığın sebeplerini tedavi etmek hedefleniyor.

Bu yeni yaklaşımda her bireyin hastalığı kendine özgüdür ve tedavide kişiselleştirme şarttır. Klinik amaçlı yapılan genetik testler ile kişilerin yalnızca hangi hastalıklara sahip oldukları değil, aynı zamanda hangi hastalıklara yatkın oldukları da saptanabiliyor. Böylece sadece tanı ve tedavi amaçlı değil koruyucu hekimlik yaklaşımları için de çok değerli bilgiler elde edilmiş oluyor.

Hastalanmadan, hastalığın tespiti ve tedavisi mümkün!

Konu ile ilgili bilgi aldığımız kişiselleştirilmiş tıp hekimi Dr. Sibel Özgül bireye özgü tedavinin esas olduğunu belirterek, genlerinizin size mesajı var diyor ve ekliyor:

“Kromozomlarımızı oluşturan DNA sarmallarımız hayati fonksiyonlarımızla ilgili genetik talimatlarla doludur. Bu talimatları kişinin kullanma kılavuzu gibi düşünebilirsiniz. Bu kılavuzu eğer doğru deşifre eder ve klinik anlamını bilirsek bu sayede; taşıdığımız hastalık risklerinden, nasıl beslenmemiz gerektiğine; hangi egzersiz biçiminden, bir ilaca nasıl cevap vereceğimize; psikolojik olarak güçlü ve zayıf yönlerimize kadar pek çok bilgiye ulaşmak mümkün olabiliyor.

Kişiselleştirilmiş Tıp kapsamında hastalarımızın aile hikayesi ve mevcut ihtiyaçlarına göre seçerek yapılan genetik analizler ışığında, o bireye özgün çözümler sunuyoruz.  Kolesterolümüz genetik olarak mı yükseliyor, kanser riski taşıyor muyuz, neden kilo veremiyoruz gibi her soru ve sorun genetik bilgiler ışığında bireysel olarak değerlendiriliyor. Bu sayede, kişinin genetiği de göz önünde bulundurularak uygun tedavi protokolünü planlamak, hastalığın tespit etmek veya önlemek mümkün olabiliyor. Bu sebeple son on yıldır özellikle gelişmiş ülkelerde koruyucu hekimlik ve tarama programlarını öncelik veriyor. Ümit ediyorum ki şu anda bizim kliniğimiz gibi özel sağlık kurumları ile sınırlı olan kişiselleştirilmiş hekimlik yaklaşımları orta vadede ülkemiz sağlık politikalarının da bir parçası olacaktır.” dedi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın