Uzman Posta Kurucu Genel Müdürü Gökalp Çakıcı >> Kurum ve şirketlerin bünyesinde gerçekleştirilen AR-GE faaliyetleri kısaca, ürün ve servislerin daha katma değerli, verimli ve rekabetçi olmasını sağlamaya yönelik olarak sürekli yürütülen geliştirme ve yenileme çalışmaları olarak tanımlanabilir. Teknoloji ve bilişimin hemen her sektörde temel bileşen olmasıyla, şirket, sektör ve ülkelerin inovasyon ve gelişmişlik yarışında geride kalmamaları Ar-Ge yatırımlarının hacim ve kapsamına doğrudan bağlı hale geldi.
Yüksek katma değerli ekonomiye geçiş
Bugün dünyada maliyetine oranla katma değeri en yüksek sektör teknoloji; biraz daha daraltırsak bilişimdir. Bilişim sektörüne yapılan yatırımlar, ülkelerin kalkınması, gelişmesi ve küresel güç haline gelmelerinde büyük rol oynar. Birkaç yüz kişilik ekiplerle üretilen ancak piyasa değeri binlerce kişinin onlarca fabrikada çalıştığı reel sektör şirketlerinden daha fazla olan çok sayıda BT ve internet girişimi olduğunu biliyoruz. Bilişimin alt sektörlerinden yazılım, özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için yatırım birim maliyetleri görece düşük, az sermayeyle yapılabilen ve küresel pazara daha hızlı açılmaya olanak veren bir sektördür. Dolayısıyla, Ar-Ge yatırım ve destekleriyle yüksek katma değer yaratan yerli yazılım ve sistemlerin üretilmesi, Türkiye için hayati önem taşımaktadır.
Telif ve patent ekonomisi
Ar-Ge demek inovasyon ve patent demektir. Geliştirilen yeni teknolojiler için alınan uluslararası patentler, tüm dünyada o teknolojiler kullanılarak üretilen veya işletilen cihaz ve sistemlerin değeri içinde telif payı yaratır. Bugün yazılım ürünleri, en çok telif üretilen alanlar arasında yer alırken, Türkiye’nin hızla bu alanda ilerlemeye ihtiyacı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Geçen yıl tüm dünyada 243 bin 500 patent başvurusu yapılırken, Türkiye ancak bin 235 başvuru ile 21’inci sırada yer aldı.
Stratejik avantaj
Mobil cihazlarımızdan taşıtlara, market alışveriş stantlarından güvenlik kontrol sistemlerine ve evdeki temizlik aletlerine kadar gündelik yaşamımızda kullanımı hızla artan ve artmaya da devam edecek olan basit ve komplike tüm sistemler, yazılımlarla çalışır ve kontrol edilir. Bu cihaz ve sistemleri kullanırken bir yandan da basit kişisel bilgilerden, kurumsal ve hatta milli önemde verilere kadar pek çok bilgi toplanır ve işlenir. Ar-Ge yatırımlarıyla yerlileştirilen ve sürekli güncellenen işletim sistemleri ve onların etrafında oluşturulan yazılım ekosistemleri, söz konusu verilerin kullanım, işleme hak ve önceliklerini ülke sektörünün elinde tutar. Bir kez daha vurgulamak gerekirse; milli beyin gücümüze dayalı yazılım sektörü, stratejik bir sektördür.
Genç işsizliğine çözüm
Türkiye genç nüfuslu bir ülke ve her yıl çalışma çağına gelen yüz binlerce gence iş alanı yaratmak zorunda. Öte yandan teknoloji ile internet kullanımına yatkınlığı oldukça üst düzeyde. Dolayısıyla eğitim, öğretim, yatırım maliyetleri görece düşük olan yazılım ve bilişim bağlantılı meslekler; ağır sanayisini küresel çapta arzu ettiği noktaya getiremeyen Türkiye’nin karşısındaki bugün kaçırılmaması gereken en önemli fırsatlardır. Dünya markalarıyla global pazarda rekabet edebilecek yazılım ve teknoloji altyapısını yoğun Ar-Ge yatırım ve destekleriyle oluşturmak, hem nüfusumuzu genç tutmak hem de onlara sürekli yeni iş alanları yaratmak açısından ise ayrıca önemlidir.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.