Meme kanseri tanısı almış hastaları ve yakınlarını bir araya getiren, meme kanseri ve tedavisine ilişkin son gelişmelerin aktarıldığı Pembe Festival’in son günü oturum başkanlığını Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nevin Özmen’in yaptığı, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Sema Eren’in konuşmacı olarak katıldığı “Meme Kanseri ve Farkındalık” söyleşisiyle açıldı. Konuşmasına “Kendimize ne kadar dikkat ediyoruz ve önemsiyoruz?” diyerek başlayan Op. Dr. Sema Eren, kadınları kendilerine karşı farkında olmaları konusunda uyarılarda bulundu: “Almanya’da yayınlanan bir tıp dergisinde; bir kadının midesinin delinmesi ile bir erkeğin gribinin aynı etkiyi yarattığı tespit edildiği yazılmış. Maalesef kadınlar kendilerine dikkat etmiyor ve önemsemiyor. Yediğinize, içtiğinize, nasıl uyuduğunuza, nasıl kalktığınıza, neye öfkelendiğinize, neye sevindiğinize dikkat edin. Vücudunuzu, duygularınızı dinleyin, duygularınızı ifade edin. Eskiden veba ve veremle uğraşıyorduk, asrımız toksin asrı. Şimdi toksinlerle uğraşıyoruz.”
Doç. Dr. Beyza Özçınar: ‘‘Mamografi akciğer röntgeni kadar bile radyasyon vermiyor’’
MEMEDER Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Beyza Özçınar ise Pembe Festival’de erken tanının önemine dikkat çekti ve mamografi ile ilgili son yıllarda yanlış bilgi paylaşımlarının olduğunun altını çizdi ve ‘‘Mamografi akciğer röntgeni kadar bile radyasyon vermiyor. Mamografi meme kanseri taramasında en etkili yöntem, kadınlarımız mamografi çektirmekten kaçınmamalı!’’ dedi.
Yazar Bircan Yıldırım: Duygularını iyi yönetemeyen kaybeder!
Pembe Festival’in dikkat çeken bir diğer söyleşisinin konuğu ise “Hayat Cesurlara Torpil Geçer” kitabıyla büyük beğeni kazanan ünlü Yazar Bircan Yıldırım’dı. Sözlerine “Bizi yüzde 99 oranında bilinçaltımız yönetiyor’’ diyerek başlayan Bircan Yıldırım, bilinçaltımızın arka bahçemiz olduğunu, duygularımızı, düşüncelerimizi arka bahçemize attığımızı, duygularımızın arka bahçemizde sıkışarak bizi hasta ettiğini söyledi. ‘‘Duygularını iyi yönetemeyen kaybeder. Aslında başımıza gelen olayların bizi strese sokma oranı yüzde 20. Yüzde 80’i ise bizi zorlayan geleceğin belirsizlikleri. Bizi zorlayan duygularımızla, korkularımızla ne kadar erken tanışır ve bilirsek sorunlarımızın üstesinden o kadar rahat geliriz.”
Prof. Dr. Bülent Baysal: Kanserden sonra çocuk sahibi olmak mümkün…
Moderatörlüğünü Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Banu Çiftçi’nin yaptığı, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Bülent Baysal’ın konuşmacı olduğu ‘Tedavi Süresinde Cinsellik ve Doğurganlığın Düzenlenmesi’ söyleşi ise Pembe Festival’e katılan hasta ve yakınları tarafından büyük ilgiyle dinlendi. Kadınlarda meme kanserinin 3’te 1 oranında menopoz öncesinde karşımıza çıktığını belirten Prof. Dr. Bülent Baysal, bunun önemli bir oran olduğunu belirtti ve ekledi. ‘‘Bu nedenle cinsellik de, doğurganlık da önemli! Kanserden sonra hayat gibi hayatın içinde yer alan unsurlar da devam ediyor. Kadınlar çocuk sahibi olmak istiyor. Kanser sonrasında çocuk sahibi olamazsınız denilemez! Doktorunuz sağ kalma garantinizi gördüğü zaman siz de çocuk sahibi olmak istiyorsanız, sizi bilgilendirir. Kanserden sonra çocuk sahibi olmak mümkün!”
Prof. Dr. Sedat Özkan: Kişi depresifse ağrıyı daha çok hisseder!
Moderatörlüğünü Prof. Dr. İlknur Tanboğa’nın yaptığı, ‘Ağrı ve Kaygı ile Baş Etme Yolları’ söyleşisinde ise Algoloji Uzmanı Prof. Dr. Gül Talu, kanserde kitlelerin bazen kendilerini ağrı ile belli edebildiğini ama ağrının varlığı ile kanser evresinin ve tümörün büyüklüğünün bir ilgisi olmadığını belirterek halk arasında doğru bilinen bir yanlışa açıklık getirdi. Kanserle psikoloji arasındaki ilişkiye değinen Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sedat Özkan ise “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vücuttur. Kanser hücreleri dışında vücut ne kadar güçlüyse kişi kazanır. Kanser ağrısı, kişinin psikolojisi ile bağlantılıdır. Kişi depresifse, tükenmişse ağrıyı daha çok hisseder. Kanseri tedavi etmek, kanserli hastayı tedavi etmek için yeterli değildir. Hasta psikolojisi de dahil her yönden güçlendirilmelidir.” dedi. Meme kanserini yenen bankacı Selma Yavaş’ın eşi Turgay Yavaş’ın sözleri ise söyleşide duygu dolu anlar yaşanmasına neden oldu: ‘‘1992’de evlenirken hastalıkta ve sağlıkta demiştik. Ben eşimle bir bütünüm. O gittikten sonra ben yarım kalırdım. Onun için hep yanında oldum.”
Motosikletli Kadından “Kanser Farkındalık Turu
Pembe Festival’in son gününün en ilginç hasta hikayesi ise Hollandalı eşiyle motosikletle köy köy, kasaba kasaba dolaşarak meme kanseri farkındalığı çalışmaları yapan Gülçin Söğüt’e aitti. Moderatörlüğünü Özsel Tortop’un yaptığı söyleşide Gülçin Söğüt, altı yıl önce aniden annesini kaybetmesiyle değişen hayata bakışını, beyaz yakalı hayatını bırakarak sadece bir sırt çantasıyla dünyayı gezmeye başladığını, önce hayatının aşkıyla, ardından meme kanseriyle tanışmasını, farkındalık yaratmak için çıktığı yollarda neler yaşadığını anlattı.
Fatih Altaylı: ‘‘Benim de mememde kitle çıktı!’’
Pembe Festival, moderatörlüğünü Fatih Altaylı’nın üstlendiği Habertürk Sağlık Editörü Ceyda Erenoğlu, Kanal 24 Sağlık Merkezi programı sunucusu Meral Karadağ, Sağlıkta Gündem Genel Yayın Yönetmeni Sibel Güneş ve NTV Yaşasın Hayat programı sunucusu Melda Yücel’in konuşmacı olarak katıldığı “Medyada Meme Sağlığı” söyleşisiyle devam etti. Açılış konuşmasına “Benim de mememde kitle çıktı!” diyerek başlayan Fatih Altaylı, meme kanseri olduğundan şüphelendiğini anlattı ve ‘Kadınları benden daha iyi kimse anlayamaz’’ dedi.
Katılımcılar gün boyu T-Shirt tasarımı ve Terrarium yapımı atölyelerinde keyifli vakit geçirirken Pembe Festival, Alper ve Orkestrası’nın ‘90’lardan Bugüne Popüler Şarkılar’ konseriyle son buldu.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.