1975‘ten bu yana Avrupa başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında yapılan kanser çalışmalarını destekleyen ve onkoloji alanındaki farklı branşlardaki hekimleri bir araya getiren Avrupa Tıbbi Onkoloji Derneği (ESMO), bu yıl 27 Eylül – 1 Ekim tarihleri arasında İspanya’nın Barcelona şehrinde gerçekleşti. Dünyanın saygın onkoloji uzmanları ve kanser tedavisi sürecine dahil olan diğer branşlardan hekimler birçok kanser türünde uygulanan yenilikçi yaklaşımlar ve tedavi olanaklarını sağlık profesyonelleriyle paylaştı.

ESMO 2019’a katılarak çalışmaları yakından takip eden Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur yaptığı açıklamada; “Akciğer kanseri dünyada kanser ölümlerinin en önde gelen nedenlerinden biri olarak görülmektedir. Küçük hücreli dışı akciğer kanseri en sık görülen akciğer kanseri türlerinden biri olup tanıların yüzde 85’ini oluşturmaktadır. Sağkalım oranları ise teşhis sonrası kanserin evresine ve türüne göre değişiklik gösterir. Yapılan çalışmalar sonucunda metastatik akciğer kanseri teşhisi konan hastalar için beş yıllık sağkalım oranı yaklaşık yüzde 5 olarak gözlemlenmiştir.”

İki immüno-onkolojik ilacın birlikte kullanılmasıyla ilk kez kemoterapi tedavisine göre daha yüksek sağkalım sonuçlar elde edildiğini belirten Doç. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur; “Küçük hücreli dışı akciğer kanserinin birinci basamak tedavisinde ilk kez iki immüno-onkolojik tedavinin kombinasyon çalışması sonuçları ile pozitif sonuçlar elde edildi. Bu pozitif sonuçlar birinci basamak küçük hücreli dışı akciğer kanserinde, kemoterapiye gerek kalmadan net bir sağkalım avantajıyla, kalıcı ve yüksek yanıtlar oluşturabilme potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. İki immüno-onkolojik ilacın birlikte kullanılması ile kemoterapi tedavisine göre daha yüksek sağkalım sonuçları elde edilmektedir. Bu sonuçlar, birinci basamak melanom ve renal hücreli karsinomdaki uzun vadeli klinik verilere dayanarak, iki immüno-onkolojik tedavinin kombinasyonunun standart tedaviye göre faydasını ortaya koymaktadır” dedi.

Bir diğer kanser türü olan özofagus kanseri dünya genelinde en yaygın yedinci kanser ve kansere bağlı ölüm nedenleri arasında altıncı sırada yer alıyor. Beş yıllık sağkalım oranı yüzde 8 olup, metastatik hastalık tanısı alan hastalarda ise bu oran daha da düşük.

Özofagus kanseri prevalansının en yüksek görüldüğü yerin Asya bölgesi olduğu açıklandı.

Doç. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur; “Yaklaşık yarım milyon ölüm nedeninin özofagus kanseri olduğu olguların büyük bölümü ileri evrede tanı almakta ve yeme-içme yetisi de dahil olmak üzere hastanın günlük yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir. Özofagus kanseri prevalansının en yüksek olduğu bölge Asya olduğu gözlemlenmiştir” dedi. Şendur; “Rezeke edilemeyen ileri evre veya tekrarlayan özofageal skuamöz hücreli karsinom tanılı standart ilaçlarla tedaviye dirençli ya da intoleransı olan hastalarda immünoterapi ile kemoterapi tedavileri karşılaştırılmış immünoterapilerin kemoterapiye kıyasla daha yüksek genel sağkalım sonuçları elde edilebildiğini, ölüm riskinde ise yüzde 23 azalma olduğu gözlemlendiğini belirtti.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın