Dünyada 75 yıldır, Türkiye’de ise 2014 yılından bu yana faaliyet gösteren ABD merkezli Rosenberg&Parker, kefalet sigortası ve bina tamamlama sigortası alanlarında önemli bir potansiyel görüyor. Özellikle 2.5 sene önce 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunda yapılan değişiklikle ihaleye giren firmaların banka teminat mektubu yerine kefalet senetlerini sunmalarına imkan tanınması kefalet sigortalarına olan ilgiyi artırırken, bu ilginin önümüzdeki dönemde de artacağı öngörülüyor.

2008 KRİZİ SONRASI TALEP ÇOK ARTTI

Kefalet sigortalarının anavatanının ABD olduğunu söyleyen Rosenberg&Parker Başkanı Chad Rosenberg, tüm dünyada 11 milyar dolarlık bir sektörden bahsettiklerini söyledi. Bu rakamın yüzde 60’ının ABD’de gerçekleştiğini kaydeden Rosenberg, kefalet sigortalarının genel sigorta sektörü içerisindeki payı halen çok küçük olsa da son dönemde ciddi bir ilerleme yaşandığına işaret etti.

Büyümenin son dönemlerde dünyanın diğer bölgelerine kaydığını ve ürün tanındıkça gelişimin de arttığını ifade eden Rosenberg, “ABD’de sektör oturdu ama diğer bölgelerde daha yeni yeni gelişiyor. 2008’de yaşanan bankacılık krizi sonrası karşılık ayırma oranlarının değişmesi, bankaların teminat mektuplarının bilançolarına yansıtma şekillerinin değişmesi ve teminat mektuplarının maliyetlerinin yükselmesi, kefalet sigortalarının kullanımının artmasında çok etkili oldu. Bankalarda verilen teminatlarda daralma yaşandığı zaman kefalet sigortası tarafında daha fazla talep olduğunu gördük.” diye konuştu.

BANKA TEMİNAT MEKTUPLARINI BEDAVAYA BİLE VERİYORLARDI

Basel kriterleri öncesi banka teminat mektuplarının çok ucuza geldiğini çünkü bankaların çok fazla karşılık ayırmak durumunda olmadığını anlatan Rosenberg, “Bu nedenle iyi müşterilerine neredeyse bedavaya teminat mektubu veriliyordu. Şimdi ise banka teminat mektubu almak pahalılaştı, kefalet sigortaları ucuzladı. Basel kriterlerinin ardından kefalet sigortası ile banka teminat mektupları arasındaki roller değişmeye başladı. Bütün kariyerim boyunca globaldeki kefalet sigortası kapasitesinin bu kadar büyük olduğunu görmedik. Şu an olabileceği en üst seviyede ve bu sağlıklı büyümenin devam edeceğini düşünüyorum.” dedi.

Kefalet sigortasının bilançoda tam olarak borç şeklinde görünmemesinin şirketler açısından önemli bir avantaj olduğuna işaret eden Rosenberg, aynı zamanda kefalet sigortası yapan bir firmanın bankadaki limitlerinden yemediğini söyledi. Bunun yanında banka teminat mektubu verilen firmanın bunu istediği zaman bozdurabilme hakkı olduğunu belirten Rosenberg,  “Kefalet sigortası dünyasında genelde verilen teminat mektupları şarta bağlı teminat mektupları oluyor, yani yüklenicinin hakikaten projede bir hata yapması lazım ve bir hasar oluşması gerekiyor ki o şarta bağlı olarak onu bozdurabilsin. Dolayısıyla müşteriyi koruyor.” dedi.

TÜRKİYE’DE KANUNA GİRDİ

Türkiye’de kefalet senetlerinin 2.5 sene önce yapılan bir düzenleme ile ihalelerde banka teminat mektubu yerine kullanılmasının sektör açısından son derece önemli bir adım olduğuna dikkat çeken Rosenberg, bu açıdan Türkiye’de büyük fırsatlar gördüklerini belirtti. Rosenberg, şunları anlattı:

“Devlet tarafından sadece kefalet sigortaları değil, aynı zamanda bu sigorta türünün bir kolu olan bina tamamlama sigortalarıyla ilgili de kanun yapıldı. Türkiye pazarına sıfırdan bir ürün sunulmuş oldu. Ayrıca Türkiye’nin coğrafi konumunun dünyanın tam ortasında olması, Türk müteahhitlerinin kuvveti, en büyük ve en sağlam inşaat firmalarının bulunduğu ikinci ülke olması ve Türkiye piyasasının önemli coğrafyalara yakınlığı bizim için çok büyük fırsat yarattı.”

BİNA TAMAMLAMA SİGORTASI TÜKETİCİ LEHİNE

Kefalet sigortası ve bina tamamlama sigortasının yaygınlaşması biraz yavaş olsa da çok önemli adımlar atıldığını ve iyi bir temel oluşturulduğunu kaydeden Rosenberg, özellikle bina tamamlama sigortaları ile tüketiciler lehine çok önemli gelişmeler yaşanacağını ifade etti. Bir firmaya bina tamamlama sigortası yapılmasının aslında o firmanın projeyi bitirme konusundaki yeterliliğinin  göstergesi olduğunu kaydeden Rosenberg, olumsuzluk yaşanması durumunda ise sigorta firmasının devreye girerek tüketicileri tazmin ettiğini söyledi.

Türkiye’de başarılı bir hikaye yazmak istediklerini anlatan Rosenberg, “Türkiye ile ilgili önemli hedeflerimiz var. Kefalet sigortalarında düzgün risk analizleri ile önce sektörün kapasitesinin artırılması, ardından da getireceğimiz reasürans kapasitesiyle Türkiye’deki kefalet sigortası kullanılabilir alanları büyütmek istiyoruz.” dedi.

Kefalet sigortalarının kamu ihalelerinde kamunun hakkını koruyacak çok önemli bir mekanizma olduğunu belirten Rosenberg, şöyle devam etti:

Kamu ihalelerinde kefalet sigortalarının kullanılması, ihalelerdeki şeffaflığı arttıracak ve kamu paralarının daha iyi kullanılmasını sağlayacak. Bu da Türkiye ekonomisini ve Türk halkını korur. Ne kadar kalifiye insan o ihaleyi alırsa, o kadar kamu parası daha iyi yönetilecek. Dolayısıyla insanların verdiği vergiler çok daha iyi yönetilecek. Eğer burada sigorta şirketi yanlış bir senetlendirme yaparsa, bir hata yaparsa o zaman hükümet değil, sigorta şirketi sorumlu olacak.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın