“İSO 500’ün ardından açıkladığımız İSO İkinci 500’de yer alan şirketlerimiz, büyük ölçüde KOBİ niteliğindeki kuruluşlarımızın performansını ortaya koyan bir araştırmadır. Dolayısıyla, ekonomik araştırmalar için bütünsel olarak saygın ve nitelikli bir kaynak olmasının yanında, bizim açımızdan bu yönüyle de çok değerlidir. Çünkü İSO İkinci 500 sayesinde ülkemizin KOBİ niteliğindeki kuruluşlarının performansını her yıl düzenli bir şekilde gözlemleyebiliyoruz.
İSO İkinci 500’ün sonuçlarına değinmeden önce şunu hatırlatmak isterim; 2017 yılındaki yüzde 7,4’lük güçlü büyümenin ardından gelen 2018 yılı, gerek küresel ekonomideki daralma ve gerekse iç tüketimdeki durgunluğun da etkisiyle ekonomimiz açısından zor bir yıldı. İşte o zor koşullarda bile İSO İkinci 500’ü oluşturan sanayicilerimizin üretimden satışlarını yüzde 27,8 gibi ciddi bir oranda artırmaları ve yüzde 6’nın üzerinde bir reel büyüme yakalamaları her türlü takdiri hak etmektedir.
Genel olarak İSO İkinci 500’ün sonuçlarına baktığımızda, İSO 500’e paralel sonuçlarla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. En önemli fark ise borçlanmada görülüyor. 2018 yılı sonuçları, İSO İkinci 500 şirketlerinin uzun vadeli borçlarının azaldığını, kısa vadeli borçlarının ise arttığını gösteriyor. Bunun iki nedeni var; birincisi borçlanma kaynaklarının önceki yıllara göre ciddi bir şekilde kısılması ve daralmasıdır. İkincisi ise KOBİ ölçeğindeki şirketlerimizin borçlanma kabiliyetinin azalmasıdır.
Dolayısıyla çalışmamızın 2018 yılı sonuçlarında, dünya ticaretinde şiddetlenen korumacılık rüzgarlarının yanı sıra Türkiye ekonomisinin geçtiği kritik dönemecin de dolaylı ve dolaysız yansımalarını açık bir şekilde izleyebiliyoruz. Örneğin şirketlerimiz üretimden satışlarında yüzde 6,2’lik bir reel artış sağlasa da ihracatın bu büyümedeki katkısının sınırlı kaldığını görüyoruz. Bu da İSO İkinci 500 şirketlerimiz arasında küresel ekonomideki yavaşlamanın daha fazla hissedildiğini gösteriyor.
İSO İkinci 500 çalışmasının ortaya çıkardığı en önemli ve olumlu sonuçlardan biri sanayicilerimizin ana faaliyet alanlarına yoğunlaşmayı sürdürerek özellikle faaliyet karlılığında güçlü iyileşmeler sağlamalarıdır. Satış ve faaliyet giderlerini yönetmede daha başarılı olan firmalarımızın, 2018’de net satışlara oranla faaliyet karını 1,8 puan artışla yüzde 12,1’e yükseltmiş olmaları bunu göstermektedir.
Fakat ne yazık ki bu noktada artan kur ve faizlerin etkisiyle İSO İkinci 500 şirketlerimiz için de finansman giderlerinin şiştiğini ve bunun karlılığı önemli ölçüde sınırladığını görüyoruz. İSO İkinci 500 2017’de faaliyet karının yüzde 42,8’ini finansman giderlerine harcarken bu oran 2018’de yüzde 52,6’ya yükselmiştir.
İSO İkinci 500’ün teknoloji ve AR-GE tarafındaki göstergeleri ise bazı iyi gelişmelere rağmen maalesef tatmin edici değildir. AR-GE harcaması yapan kuruluş sayımızın 188’den 218’e doğru güçlü bir sıçrama yapmasını sevindirici bulsak da bu güçlü artışın AR-GE harcamaları büyüklüğüne yansımadığını görüyoruz. Kuşkusuz firmalarımızın mali açıdan zorlandıkları bir dönemde bu durum bir ölçüde doğal karşılanabilir. Yine de teknolojik dönüşüm ve inovasyonun KOBİ’ler açısından ertelenemez bir hedef olduğunu da her zaman dikkate almamız gerekiyor.
2018 yılı Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasını bir bütün olarak değerlendirdiğimizde; sonuçlar, sanayicimizin en zor faaliyet koşullarında dahi ülkemize karşı olan sorumluluklarını fedakarca yerine getirdiklerini ortaya koymaktadır. Yaşanan tüm zorluklara rağmen, yatırımlarıyla iş ve aş üreterek Türkiye’nin ve Türkiye ekonomisinin yanında olduğunu gösteren sanayicilerimize bu kıymetli çabaları ve değerli bilgilerini bizimle paylaştıkları için buradan bir kez daha teşekkür ediyoruz.”
İstanbul Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
ERDAL BAHÇIVAN
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.