Türkiye’nin zengin bir ülke olması için içine kapanmak yerine küresel değer zincirinin parçası haline gelmesi gerektiğine dikkat çeken Güven Sak “Türkiye’nin yüksek teknoloji ihracatının düşük olmasının nedeni, küresel değer zincirinin bir parçası olamamasıdır. Yurt dışına sattığımız mallar, başka ülkelerin ihracatı içinde kullanılmıyor. Başkalarının üretim sürecinin içinde olmak lazım. Yabancılar buraya sadece mal satmak için geliyorsa, siz onlara mal satamıyorsanız, sıkıntı var demektir“ dedi.

Makro ve finansal istikrar tesis etmeli

Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artırmak için yalnızca ekonomi değil çok yönlü bir dönüşüm programına ihtiyaç duyduğunu dile getiren Güven Sak, “Öncelikle makro ve finansal istikrarı tesis etmeli. Daha güçlü maliye ve banka politikaları lazım. Hukukun üstünlüğünü yeniden ihya etmek, kamu idaresi reformunu tamamlamak, yeni büyüme stratejisi ve yapısal reform programı hazırlamak, yeni Türkiye ikayesi ve lobi faaliyetleri yapmak gerekiyor” dedi.

Dünyada siyasi amaçlarla mevcut kuralları değiştirmenin Trump ile başlamadığını, ABD’nin Irak’ı işgal operasyonu ile George Bush zamanında bunun zaten keyfi hale geldiğini söyledi. Artık bu durumun iktisadi sistemlere yöneldiğini belirten Sak, “Böyle bir altüst oluş döneminde Türkiye’nin odaklanması gereken konu; küresel rekabet gücünü artırmaktır. Milli olmanı anlamı budur. Bunun için asıl odaklanılması gereken, serbestleşmeyi, şeffaflaşmayı başlatmaktır” dedi.

Serbestliğin tüm sektörlere yayılması lazım

Sak, Türkiye’nin reform gündeminin odağında yer alması gereken konulara ilişkin olarak şunları söyledi: “ Yönetişim açısından, siyasi ve hukukun üstünlüğü açısından baktığımızda iyi durumda değiliz. Serbestliğin sektörlere yayılması lazım. İmalat sanayini sıçratmak için, öncelikle hizmetler sektörünü serbestleştirmek gerekiyor. Şehirlerde yaşamı ucuzlatmak için tarımda bir serbestleştirme programına ihtiyaç var. Teknolojik dönüşümün ve yaşlanan nüfusun yerel eşitsizliklere katkısını bertaraf edebilmek için sosyal yardım sisteminin konsolidasyonu gereği var. Gelecek dönemde sektör seçmek yerine hangi teknolojiyi seçeceğimize odaklanmalıyız.”

Güven Sak, ayrıca girişimcilik ekosisteminde ana problemin yatırım bankacılığı deneyiminin olmamasını ve sermaye piyasalarının gelişmemiş olmasını göstererek“Sanayicilerle girişimcileri bir araya getiren, teknolojik gelişimleri daha yakından takip eden bir arayüz lazım” dedi.

İnteraktif bir sunum gerçekleştiren Sak, IMF ile ilişkiler konusunda gelen bir soruya verdiği yanıtta “Türkiye’nin mevcut şartlarda IMF’ye ihtiyacı yok. Burda önemli olan husus; kredibilite. İyi bir takımla, iyi bir iktisat politikası, kredibl politika ortaya koymak lazım. İhtiyaç olan şey bu. Türkiye içine kapanarak zenginleşemez. İçine kapanırsa, cari işlemler açığı için aldığımız yabancı tasarruflar gelmezse, milli gelirimiz azalır” diye konuştu.

Tarihimize sahip çıkmazsak başkaları çıkar

Kongrede düzenlenen “Küresel Rekabette Yerli ve Evrensel” konulu panelde konuşan LCW CEO’su Mustafa Küçük, “Diğer ülkeleri gördüğümde böyle büyük bir tarihi olan ülkemizin geri kalmışlığını kabul edemedim. Adil, dürüst ve erdemli şekilde çalışarak LC Waikiki ile dünyaya bu alanda meydan okuduk. 1980’li yıllarda başlayan hikayemiz devam ediyor” dedi. İstanbul Bilgi Üniversitesi DTÖ Kürsüsü Profesörü, Uluslararası Ticaret ve Tahkim Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Pınar Artıran “Yerli ve milli markalaşmayı öne çıkarırken kendi canımızı da yakmamaya dikkat etmeliyiz. Çünkü bir ürünü üretirken ara parçaları farklı ülkelerden temin ediyoruz. Bu durum birçok ülkeden yerleşmiş durumda” diye konuştu. Konda Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır, “Türkiye hem sanayileşmeyi hem küreselleşmeyi birlikte yaşıyor. Bugün hala eğitimin hukukun üstünlüğünü ve laiklik gibi konuları tartıştığımız bu dönemden değişerek geçmek zorundayız” derken, CNN Türk Program Yapımcısı ve Yönetmen Güven İslamoğlu da “Biz niye Osmanlı ve Türkiye’nin öncesinde yaşayan Hititler gibi diğer toplumlara sahip çıkmıyoruz? Biz sahip çıkmazsa başkaları çıkar. Su firmalarına bakıyorum, hep küresel firmalar. Kaynağı biz de ama sondajını küresel bir firma yapıyor. Kendi ülkenizin toprağına bile tel örgülerden geçemiyorsunuz” dedi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın