Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölüm Başkanı Doktor Öğretim Üyesi Ümmügülsüm Zor, tüm dünyada ve Türkiye’de KOBİ’lerin ekonominin temel yapı taşlarını oluşturduğunu belirtti. Bu nedenle hemen her ülkenin KOBİ’lerin hayatta kalma sürelerini uzatmayı öncelikli politika haline getirdiğini ifade eden Zor, “Bu ilgi akademik camiada da yankı buluyor. Son yıllarda KOBİ’leri konu alan pek çok araştırma yapılmaya başlandı” dedi.
Finansmana erişim şirketi kurtarmaz
Ekonomik kalkınmada etkin rol oynayan KOBİ’lerin son yıllarda daha çok finansmana erişim konusundaki sıkıntılarıyla gündeme geldiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Zor şunları söyledi:
“KOBİ’lerin başarısızlık kaynaklarının başında, bu işletmelerin finansmana erişimde yaşadıkları güçlükler nedeniyle yeni yatırımlar yapamaması görüşü oldukça yaygın. Bununla birlikte; yalnızca finansmana erişim olanaklarının iyileştirilmesiyle KOBİ’lerin başarılı bir şekilde faaliyetlerini yürüteceği ve büyüme potansiyeli önündeki engellerin kalkacağı varsayımı oldukça tartışmalıdır. Başarılı KOBİ’ler için yalnızca finansman değil yönetsel beceriler de şart. Hatta finansman kaynaklarına erişim için profesyonel yönetim süreçlerinin tartışmasız bir ihtiyaç olduğunu söylemek de yanlış olmaz.”
Profesyonel yönetim ek maliyet olarak görülüyor
Yönetsel beceriden yoksunluğun, KOBİ’lerin finansmana erişememelerinin temel sebeplerinden birisi olduğunu kaydeden Dr. Zor şunları söyledi:
“Türkiye özelinde bunun en temel sebebi olarak KOBİ’lerin genellikle sahipleri tarafından yönetilmeleri, KOBİ sahiplerinin ise hali hazırda tek yetkili zaten kendileri oldukları için profesyonel yönetim süreçleri ek bir maliyet olarak görmeleri gösterilebilir.
KOBİ patronları çekirdekten yetişme
Türkiye’de pek çok işletme sahibinin genellikle sektör deneyimi sahibi kişilerden oluştuğunu kaydeden Zor, “Bu konumdaki işletme sahipleri, çekirdekten yetişip, sektörün içinde çalışıp tecrübe kazandıktan sonra kendi şirketlerini kurmuş. Marmara Bölgesi’nde üretim yapan 200 KOBİ ile bizim gerçekleştirdiğimiz anket ve Türkiye genelinde KOBİ’ler ile yapılan diğer anketler de gösteriyor ki büyük çoğunluğu orta öğretim mezunu sahipleri tarafından yönetilen KOBİ’lerin yalnızca yüzde 15-20’si profesyonel bir muhasebe-finans departmanına sahip. Ölçek büyüdükçe, bir kişi tarafından şirketi yönetmek mümkün olmadığından profesyonel yöneticiler istihdam ediliyor. Profesyonel yöneticiler ile profesyonel bir yazılım kullanma oranı, buna bağlı olarak profesyonel süreçlerin kullanımı artıyor” ifadelerini kullandı.
Nakit projeksiyonu oluşturmak önemli
Nakit projeksiyonu yapan küçük şirkete nadiren rastlandığına işaret eden Dr. Öğr. Üy. Ümmügülsüm Zor şöyle dedi:
“Bir muhasebe ya da finans departmanı bulunması ve profesyonel yazılımlarla bilginin işlenmesi, KOBİ’lerin çok önem vermediği ya da kısıtlı kaynaklar sebebiyle öncelik sırasına alamadığı konular arasında. Oysa bu alandaki profesyonellerce yapılacak nakit projeksiyonu, finansal yapıyı uzun vadede kontrol altında tutma, gelecekteki nakit ihtiyacını önceden görebilme ve dolayısıyla gerekli aksiyonların vaktinde alınması açısından vazgeçilmez.”
Kısa vadede gider artsa da…
Dr. Öğr. Üy. Ümmügülsüm Zor, sağlıklı nakit projeksiyonu yapan KOBİ’lerin rakiplerine kıyasla kısa vadede daha fazla harcama yapsa da uzun vadede daha istikrarlı bir büyüme fırsatı yakaladığını vurguladı. KOBİ’leri desteklemek amacıyla faaliyet gösteren kuruluşların ve kredi verenlerin, KOBİ’leri bu anlamda geliştirmeye öncelik vermesi gerektiğini vurgulayan Zor şöyle devam etti:
“Çin atasözünün dediği gibi biz de KOBİ’lerimize balık vermek yerine balık tutmayı öğretmeliyiz. Çünkü ne pahasına olursa olsun, bugünkü acil nakit ihtiyacını karşılamak işletmeyi ileride ödenmesi gerekecek yeni bir borç yükü altına sokar. Bu yük de işletmenin ileride yeni bir darboğaz yaşamasına zemin hazırlar. İşte bu sebeple KOBİ’lere nakit sağlamadan önce nakdi yönetmeyi öğretmek bu şirketlerin sürdürülebilirliğinde önemli bir rol oynayacaktır.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.