Türkiye’nin en büyük mobilya markalarını aynı çatı altında toplayan Furniture İstanbul fuarı 6-11 Kasım 2018 tarihleri arasında CNR Expo Yeşilköy’de gerçekleşti. CNR Holding kuruluşlarından Pozitif Fuarcılık ve Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) iş birliğinde düzenlenen fuarda, mobilya sektörünün lider ülkeleri İtalya, Almanya, Avusturya ve İsviçre’nin yanı sıra sektörün hedef pazarları olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri’nin de aralarında bulunduğu 85 ülkeden ziyaretçi ve VIP alım heyetleri ağırlandı. Türkiye mobilya sektörünün yüzde 75’ini temsil eden 350 markanın yer aldığı fuarda özellikle yabancı alıcıların yoğunluğu dikkat çekti.
Fuarda Türk mobilya sanayinin dış ticaret gücünü artırmak için iki ayrı alım heyeti organizasyonu düzenlendi. Bunlarda ilki, Ticaret Bakanlığı’nın Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi (UR-GE) projesi kapsamında gerçekleşti. Fuara, Ur-Ge projesi kapsamında Etiyopya, Bosna Herzigova, Fas, Rusya, Libya, Gana, Hindistan, Pakistan, Malezya, Belçika, Suudi Arabistan, İsveç, Ukrayna, Bahreyn olmak üzere 13 ülkeden VIP alım heyetleri geldi. Fuarın ikinci alım heyeti organizasyonu olan ve CNR Holding tarafından düzenlenen Hosted Buyer Alım Heyeti organizasyonunda ise 15 ülkeden heyetler geldi.
Mobilya sektörünün ihracatına ve iş hacmine destek olmak için 15 yıldır aralıksız mobilya fuarları düzenlediğini ifade eden CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem, toplamda yüksek alım gücüne sahip 700’den fazla yabancı firma temsilcisinin geldiği Furniture İstanbul’un “Alım Heyetleri B2B Eşleştirme Programı”nın Türk mobilya sektörünün ihracatına çok büyük katkılar sağladığına inandıklarını ifade etti. Erem; “Sektöre büyük katma değer sağlayan markaların katılımı ile gerçekleştirdiğimiz Furniture İstanbul’un, 2023 yılında 10 milyar dolar ihracat hedefleyen sektör için vazgeçilmez bir platform olacağını düşünüyoruz. Bu yıl fuarımızın 80 bin metrekarelik sergi alanında 74 bin 358 ziyaretçi ağırladık. Fuar, yabancı alıcı rakamında %80’lik bir artış yakalayarak 5 bin 906’ya ulaştı. Bu rakam, fuarın geleceği açısından çok önemli bir artıştır. Mobilya sektöründe dışa açılmanın hız kazandığı son yıllarda kalite, marka ve tasarım ön plana çıkıyor. Furniture İstanbul tasarım anlamında da çok önemli bir fuar oldu. Bu fuarla, Türk mobilyasının başarısını dünyaya sergilemeyi amaçladık. Gerek katılımcı, gerekse ziyaretçilerden aldığımız geri dönüşler bu konuda başarılı olduğumuzu gösterdi” dedi.
MOBİLYA SEKTÖRÜ BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR
Furniture İstanbul Fuarı ile Avrasya’nın en büyük mobilya fuarı olma hedefi ile her yıl ivme kazandıklarını ifade eden MOSDER Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Öztaşkın; “Furniture İstanbul, mobilya sektörünün en güçlü oyuncularını tek bir çatı altında buluşturan, sektörün en köklü fuarı. Sektörümüzün uluslararası konumunu daha da yukarılara taşıyan Furniture İstanbul, Avrasya’nın en büyük mobilya fuarı olma hedefi ile her yıl ivme kazanıyor. Fuarımız bu yıl 6 – 11 Kasım tarihlerinde ülkemizin en büyük markalı mobilyaları yeni sezon ürünlerini sergiledi” dedi.
Tasarım ve inovasyon odaklı bir yaklaşımla düzenlenen Furniture İstanbul’da dünyanın önde gelen tasarımcıları da boy gösterdi. 2017 yılında Finlandiya Cumhurbaşkanı tarafından Pro Finlandiya madalyası verilen, 2018’de ise “görsel tılsım yaratan” olarak Finlandiya Kültür Vakfı Büyük Ödülü’nü kazanan Finli tasarımcı Markku Piri en dikkat çeken konuklardan biri oldu. Fuara İtalya’dan Ludovica Serafini, Federico Delrosso, Marco Paolelli-Sandro Meneghello, Giuliano Cappeletti, İspanya’dan Jorge Herrera, Teresa Sapey ve Francesca Heathcote, İsveç’ten Sara Garanty gibi uluslararası ödüllü 10 tasarımcı katılarak Design Stories adlı seminer etkinliğinde geleceğin dizaynları ile ilgili sunumlar yaptı.
10 yıldır farklı deneyimlerle Türkiye’de bulunduğunu kaydeden İtalyan tasarımcı Federıco Delrosso, “Lüks benim için dünyayla temas halinde olduğumu hissetmek demek. Her şey bir şekilde mimar ve duygularla bağlantılı. Özel ışıklar yaşadığımız alanın bir parçası. Limitleri aşmak tasarımda çok önemli. Bu işi yaparken motive olduğumu hissetmem gerekiyor. İstanbul ve New York benim için çok önemli şehirler. Çok farklı şehirler ama dinamikleri benziyor. Bir şeyler alıp verebileceğim şehirleri seviyorum. Burada gençler var. Yaptığımız şeyler modern zamanları yansıtmalıdır” dedi.
Türkiye’de olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu kaydeden Finli tasarımcı Markku Piri, “Ben aslında sanatçı ve tasarımcı olarak çalışıyorum. Renkler olmazsa delirirdim, renkleri seviyorum. Burada Türk el işlerini anlatan tasarımlar da gelenekselliğin ve Avrupa’nın bir arada olduğu çalışmalar da gördüm. Finlandiya halkının doğayla özel ilişkisi var. Dünyadaki her nesnenin kendi bir özü vardır. İnsanlar da doğanın bir parçası” dedi.
İsveçli tasarımcı Sara Garanty ise “Sürekli olarak değişen bir dünyada yaşıyoruz. İçinde yaşadığımız teknoloji bizde çok büyük etkiler bırakıyor. Mobilya fuarında da teknolojinin etkisini gördük. Renkler nereli olduğunuzla da oldukça ilgili. Bazı ülkelerde bazı renkler başka yorumlara açık. Kültürel arka plan, yaş, doğum yerine göre değişiklik gösteriyor. Yaşadığımız dünya duygu durumumuzu etkiliyor” ifadelerini kullandı.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.