Türkiye genelinde 2 milyonu aşkın kişiye istihdam kapısı olan turizm sektörü sadece geçen yıl milli gelire doğrudan yüzde 3,8, dolaylı etkilerle yüzde 11,6 oranında katkı verdi. 1980’li yıllardan bu yana ekonomideki konumunu güçlendiren sektör, 90’lı yılların ortasından günümüze kadar olan dönemde ödemeler dengesinin güçlü aktörlerinden biri haline geldi. Sektörün gelişimi ülke ekonomisine olduğu kadar Türkiye’nin marka değerine de önemli katkı sağlıyor.

TSKB Ekonomik Araştırmalar tarafından hazırlanan, “Turizm: Yine Yeni Yeniden” başlıklı rapor, Türkiye turizm sektörünün mevcut durumunu ortaya koyarken, “Nasıl bir turizm?” sorusunun yanıtını arıyor. Raporda, sağlık, gastronomi ve yurtiçi turizminin yanı sıra Çin’le geliştirilecek ilişkilerin, turizmde sürdürülebilir ve sağlıklı bir büyümenin modeli olacağına dikkat çekiliyor. Hazırlanan Çin Eylem Planı’yla Türkiye’ye Çinli turist çekmenin hedeflendiği belirtilen raporda şu ifadelere yer veriliyor: “Kültür, sanat ve gastronomi odaklı, deneyimsel bir turizm içeriğinin hazırlanması durumunda Türkiye’nin Çinli turistlerden elde ettiği kişi başı ortalama gelirin Avrupa ortalamasına yaklaşması mümkün olacak. Sektör oyuncularının telaffuz ettiği, “2023 yılında 1 milyon Çinli turist” hedefinin gerçekleşmesi, yaklaşık 3 milyar dolarlık bir turizm ekonomisinin oluşması anlamına geliyor.”

Büyümenin sürdürülebilirliğine katkı sunuyor

Buket Alkan ve Cem Avcıoğlu tarafından kaleme alınan rapor, turizm sektörüyle arasında birbirini besleyen karşılıklı bir ilişki olduğunu söylerken, bu ilişkide turizmin GSYH’ye yaptığı katkıyı sayısal olarak ortaya koyuyor.

1950 yılında sadece 25 milyon olan küresel turist sayısının geçen yıl 1,3 milyar kişiye ulaştığı kaydedilen raporda 2017 yılında gerçekleşen yüzde 6,7 oranındaki büyümenin son 10 yıldaki en yüksek performans olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda ayrıca, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’ne göre (UNWTO) 2030 yılına kadar küresel turist sayısının 1,8 milyar kişiye ulaşmasının beklendiği, Türkiye’nin ise 2017 yılında toplam 38 milyon ziyaretçi ağırladığı hatırlatılıyor. Bu rakamla Türkiye’nin de dünyada en çok turist çeken 10’uncu ülke olduğu belirtilirken, sektörün ülke ekonomisine verdiği güçlü destek şu rakamlarla aktarılıyor: “Turizm sektörü 2017 yılında milli gelire doğrudan yüzde 3,8, dolaylı ve uyarılmış etkilerle yüzde 11,6 oranında katkı verdi. Sektörün yarattığı toplam ekonomik aktivite 2,1 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Bunların yanı sıra, turizm sektörü, dış tasarrufun ülke ekonomisine kanalize edilmesine de aracılık ederek sürdürülebilir büyümeye katkı sunuyor.”

Küresel çapta seyahat eden kişi sayısında artış bekleniyor

Diğer taraftan, Dünya Turizm Örgütünün 2018 yılında küresel çapta seyahat eden kişi sayısında yüzde 4 ila yüzde 5 arasında büyüme beklediğine değinilen raporda, bu oranın, dünyada yaşanan belirsizliklere rağmen gerçekleşmesinin önemli olduğu belirtiliyor.

Raporda, bölgeler arasında turist dağılımı incelendiğinde Avrupa ve ABD’den Asya Pasifik bölgesine doğru bir kayma olduğu hatırlatılarak, “1980’den bu yana toplam seyahat eden turist sayısı incelendiğinde Afrika ve Ortadoğu’nun payı yüzde 3 ile 6 arasında değişiyor. Asya Pasifik ise bu dönemde payını yüzde 8’den yüzde 25’e çıkarmış durumda. Dünya Turizm Örgütünün 2030 yılı öngörüleri bu eğilimin süreceğini ortaya koyuyor” bilgisine yer veriliyor. Sözü edilen bölgeler arasındaki değişimde en önemli etkenin Çin’in uluslararası dış turizm potansiyelinin açığa çıkması olduğu vurgulanan raporda, “2010 yılında 55 milyar dolarlık uluslararası turizm harcamasıyla bu alanda dördüncü sırada yer alan Çin, 2017 yılındaki 258 milyar dolarlık harcamayla ise ilk sıraya ulaşmış durumda” deniliyor.

Dünya turizm harcamasının yüzde 20’sini Çinliler yapıyor

2012 yılından bu yana en fazla turizm harcaması yapan ülke konumunda bulunan Çin’den geçen yıl yurtdışına çıkan ziyaretçi sayısının 135 milyon kişi olduğuna dikkat çekilen raporda, günümüz küresel turizm harcamasının yüzde 20’sinin bu ülke tarafından gerçekleştirildiğinin altı çiziliyor.

Raporda, Çin’den Türkiye’ye gelen turist sayısının son 10 yılda kademeli olarak arttığı belirtilerek şu ifadeye yer veriliyor: “2015 yılında Çin vatandaşları için kapıda vize uygulamasıyla bu sayı 314 bin kişiye ulaştı. Daha da artırılması için bu ülkeye yönelik özel turizm politikalarının uygulanması yararlı olacaktır. Bugün Avustralya, Kanada, Singapur, Güney Kore gibi ülkeler Çinli turistler için 10 yıllık vizeler çıkarıyor. Öte yandan, 67 ülke Çin vatandaşlarına pasaportla giriş ya da sınırda vize imkânı sağlamış durumda.”

Hazırlanan Çin Eylem Planı’yla Türkiye’ye Çinli turist çekmenin hedeflendiği belirtilen raporda şu ifadelere yer veriliyor: “Kültür, sanat ve gastronomi odaklı, deneyimsel bir turizm içeriğinin hazırlanması durumunda Türkiye’nin Çinli turistlerden elde ettiği kişi başı ortalama gelirin Avrupa ortalamasına yaklaşması mümkün olacak. Sektör oyuncularının telaffuz ettiği “2023 yılında 1 milyon Çinli turist” hedefinin gerçekleşmesi, yaklaşık 3 milyar dolarlık bir turizm ekonomisinin oluşması anlamına geliyor.”

“Kadın istihdamını artırma yolunda önemli bir basamak olabilir”

Öte yandan, turizm sektörünün yarattığı istihdam imkânını, Türkiye’de kadın istihdamı konusunda yaşanan darboğazın aşılması konusunda önemli bir fırsat olarak değerlendiren çalışmada “Turizm diğer birçok sektörden farklı olarak hizmetin makineleştirilmesi veya otomasyona dönüştürülmesi olanağı taşımıyor. Sektörün kalıcı biçimde emek-yoğun yapısı, ulaştırma, eğlence ve perakende gibi birçok farklı alanı harekete geçirme kabiliyetine sahip. Sektörün bu alandaki en önemli özelliği, Türkiye kalkınmasında önemli bir engel niteliğinde olan kadının işgücüne katılım oranının artırılması yönünde fırsat sunması olarak öne çıkıyor. Turizm ve ilişkili alanlarda kadın çalışan sayısının toplam çalışan sayısına oranı yüzde 32,1. Bu oran turizm dışı sektörlerden 4,9 puan daha yüksek bir seviyeyi ifade ediyor” bilgisi paylaşılıyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın