Globalleşen dünya, bir yandan iş yapma şekillerini değiştirirken diğer yandan farklı iş alanları da yaratıyor. Artık hemen hemen bütün sektörlerin teknoloji ile bütünleştiği dünyada, geleceği yapay zekalar kurguluyor. Türkiye’de de bu işi yapmaya aday genç beyinler var. 
Bu beyinlerin buluşma noktası da kuşkusuz Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM).

Bilgisayar çağında kağıt çıktılarının anlamını yitirmesi gibi yapay zeka döneminde de raporlar artık rafa kalkmaya başladı. Yapay zekanın geldiği nokta şirketlerin gelecek stratejilerini belirliyor. 
BTM girişimcilerinden MasterFi, yapay zeka üreticisi firmalardan sadece biri. 
Ancak geliştirdiği teknoloji ile şirketlere ‘neleri satabileceğini, nasıl satabileceğini, kime ve kimlere satabileceğini, nerede satabileceğini’ söylüyor.

“Şirketlere özel yapay zeka tasarlayacaklarını” söyleyen MasterFi kurucusu Mesut Polat, projelerinin özellikle KOBİ’ler için büyük fırsat sunduğunu belirtiyor. Polat, projesinin tüm detaylarını İstanbul Ticaret’e anlattı.

Projenizden ve yenilikçi yönünden bahsedebilir misiniz?

MasterFi, kullandığı derin öğrenme, big data ve yapay zeka teknolojileri ile pazar araştırması yapmak isteyen şirketlerin satış başarı oranlarını artırmak adına müşteri portföy analizlerini yapan ve aynı zamanda saha satış süreçlerini yöneten bir iş analitiği çözümüdür. Dünyada hâlâ satış çözümleri için oluşturulan müşteri odaklı araştırmalar ‘demografik’ ve ‘jeografik’ bilgiler üzerine yapılıyor. Fakat gün geçtikçe müşteri ihtiyaçları ve beklentileri değiştiği için bu analiz metotları yetersiz kalıyor. MasterFi uygulaması ise müşterilerinizin ‘psikografik’ özelliklerini analiz edebilme imkanı tanıyor. Burası buz dağının görünmeyen kısmı diyebiliriz. Bizim en büyük farkımız burada ortaya çıkıyor. MasterFi CRM klasmanında bir çözüm değil, tam aksine CRM sistemlerinin sunamadığı analizleri gerçekleştirerek birebir ve direkt satış imkanı sağlayan bir uygulamadır.

Projeniz hangi aşamada ve bugüne kadar hangi süreçleri tamamladınız? Müşteri portföyünüzün genişliği nedir?

MasterFi’nin ilk fikir aşaması 3 yıllık satış ve pazarlama tecrübem esnasında oluştu. 
50 kişilik satış ekip liderliği yaptığım süreçlerde pazarı analiz etme ve eksikliklerini görme imkanı yakaladım. Sonrasında 1 yıllık yazılım geliştirme sürecini tamamladık ve MasterFi artık aktif. Dünya geneline baktığımız zaman müşteriye satış yapılan her alanda MasterFi uygulaması yer alabilir. Hedef sektörümüzün pazar genişliği 2017 yılı itibari ile globalde 183 milyar dolar civarında. Sadece Türkiye’de bu pazarın 1.2 milyar dolar olduğunu görüyoruz. Hedefimiz pazarı domine etmek.

Şu an portföyünüzde olan ve potansiyel olarak müşteriniz olacak markalar için neler geliştirmeyi hedefliyorsunuz?

Vizyonumuzu şu tek cümle açıklıyor aslında; “Her şirketin kendine ait bir yapay zekası olacak.” Bu bağlamda MasterFi sadece bir başlangıç diyebiliriz. Şirketlere, derin analiz ve öngörü gerektiren tüm konulara yönelik bizim geliştirdiğimiz yapay zeka modüllerinden bir ekosistem yaratmayı hedefliyoruz. Bu sebeple de MasterFi markasını önümüzdeki yıllarda segment olarak bölerek kurumsal müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılaması için ürün grubu çalışmaları yapacağız. Planladığımız ürün grupları ise MasterFi’nin, MasterPi ve MasterSi ayağı olacak. Açıklamam gerekirse; MasterPi personel portföy yapılarını analiz edip şirketlere personellerin mesleki yetkinliklerini ve daha iyi gelişebilmeleri için stratejiler sunacak, MasterFi ise ürün stok ve lojistik taraflarında yapay zeka sistemlerini kullanacak.

Şirketler sizinle neden çalışsın? Müşterilerinize hangi değerleri kazandırmayı vaat ediyorsunuz?

Günümüz şirketleri artık rapor istemiyorlar. Şirketlere rapor sunmak onlara ek bir iş çıkartmak gibi. Artık şirketler müşterilerinin kişisel istek ve duygularına yönelik bilgilendirme istiyorlar. MasterFi ile yaptığımız şey tam olarak bu aslında. Kurumsal müşterilerimiz satış yapmak istedikleri hedef kitlelerinin, şimdiki zamanda ‘neden?’ sorusunun cevabını, gelecek zaman için ise ‘nasıl?’ sorusunun cevabını alabiliyorlar. Neden satabiliyoruz? Neden satamıyoruz? Nasıl satmalıyız? Kime satmalıyız? Kimlerle satmalıyız? Nerede ve nasıl satmalıyız? Ne tür yöntemler ile satmalıyız? Bu ve buna benzer sorular şu an her şirketin satış-pazarlama başarısını oluşturuyor.

Projenizin Türkiye’ye ve global pazara kazandıracağı faydalar neler?

Şu an finansman arayışına devam etmekle birlikte elde ettiğimiz yatırımı 2 ana alanda kullanacağız; pazarlama ve ekip bütçesi. Türkiye’de ilk yıl 50 kişilik istihdam yaratmayı ve çeşitli illere veri merkezleri kurmayı hedefliyoruz. Bunun yanında yurtdışı operasyonlarımızı başlangıçta 4 farklı ayağı olacak şekilde planladık. Hedef sektörümüze baktığımız zaman global anlamda ileri gelen 3 bölge var; ABD, Japonya ve Birleşik Krallık. Bunların yanında Balkan ülkelerine veri merkezlerimizi kurmayı ve oradaki ihtiyaç sahibi şirketlere ulaşmayı hedefliyoruz. Dünyada yazılım sektöründe Türkiye’nin en iyi 5 ülke arasında olduğunu biliyor muydunuz? Burada önemli olan bu yetenekleri iyi yönetebilmek. Hayal değil, hedef bazlı ilerlemek. Geliştirdiğimiz sistemler geleceği temsil ediyor ve hep bu bilinç ile ilerleyeceğiz.

Kaynak: www.itohaber.com


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın