Doğuş Grubu’nun, “Doğuş’tan İyi Bir Gelecek” vizyonu ile desteklediği Göbeklitepe, UNESCO’nun kalıcı Dünya Mirası listesine dahil edildi. Göbeklitepe’yi global bir ikon haline getirmek vizyonuyla, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile 20 yıllık bir iş birliğine imza atan Doğuş Grubu, bu benzersiz merkezin iletişim, kazı, araştırma ve koruma çalışmalarını destekliyor.Türkiye’den UNESCO Dünya Mirası listesine giren 18’inci kültür varlığı olan Göbeklitepe, benzersiz tarihi ve kültürel mirasıyla arkeoloji dünyasının en büyük keşfi olarak kabul ediliyor. 2011 yılında UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Göbeklitepe kazıları, 2035 yılına kadar Doğuş Grubu ana sponsorluğunda yürütülüyor.Doğuş Grubu, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile gerçekleştirilen işbirliği kapsamında Göbeklitepe’nin dünya lansmanını 2015 yılında Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda yapmıştı. Lansman sonrası Göbeklitepe’deki çalışmalarını hızlandıran Doğuş Grubu, kazıları 20 yıl boyunca desteklemenin yanı sıra, ziyaretçilere bütünsel bir deneyim yaşatacak, dünya standartlarında bir ziyaretçi merkezini de tamamlayarak bu yıl içinde hizmete açtı. Bakanlık ile yapılan işbirliği çerçevesinde 20 yıl için 20 milyon dolarlık bir destek sağlayacak olan Doğuş Grubu, bu miktarın 15 milyon dolarını ziyaretçi merkezi ve ek binaların yapımı çerçevesinde kullandı. İki bölümden oluşan ziyaretçi merkezi, teknolojinin de yardımı ile Göbeklitepe’nin tarih içindeki yerini anlamak için gelenlere olağanüstü bir deneyim sunuyor.Doğuş Grubu’nun yaptığı tüm çalışmalar bakanlığın oluşturduğu koruma Kurulu’nun izni ve yönlendirmesi ile gerçekleşti. Destek sayesinde projede kazıların sürdürülmesinin yanı sıra ulaşım, altyapı ve lojistik hizmetlerin tamamlanması sağlandı.Doğuş Grubu’nun Göbeklitepe ana sponsorluğu, Temmuz 2016’da İstanbul’da gerçekleştirilen 40. Unesco World Heritage Committee’de özel kurumların kültürel mirasları etkin olarak uzun dönemli desteklemesi bakımından örnek vaka olarak gösterilmişti.
Tarihin “sıfır” noktası
Büyük bir organizasyon ve hayal gücünün eseri olan Göbeklitepe, bu büyüklükteki en eski anıt ve ilklerin ötesinde, birçok anlamda tarihin sıfır noktasını oluşturuyor. Göbeklitepe ören yerinde gerçekleştirilen kazılar bugüne kadar hep beklenmedik keşiflere sahne oldu. İnsanın avcı toplayıcı olarak yaşamını sürdürdüğü bir dönemde, ileri düzeyde mimarlık gerektiren tapınaklar inşa etmesi tüm dünyada şaşkınlık yarattı. Tarih öncesi insanın inanç dünyasını yansıtan, animist figürlerle zenginleştirilmiş tapınaklar Göbeklitepe’yi arkeoloji tarihinin en önemli keşiflerinden biri olmasını sağlıyor. Kuşkusuz bu etkileyiciliğinin yanı sıra, kazılarda tarih öncesi yaşama dair elde edilen her türlü veri ve bilimsel sonuç insanlık tarihi açısından da büyük önem taşıyor.
En büyük arkeolojik keşif
İlk kez 1983’te fark edilen Göbeklitepe, 1995 yılından bu yana Şanlıurfa Müzesi ve Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından ortaklaşa yürütülen kazılarla gün yüzüne çıktı. İnsanlığın doğduğu yer olarak gösterilen Göbeklitepe, 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de alınmıştı. Yerleşim ve tarım kavramlarından çok uzak olan avcı ve toplayıcı insan toplulukları zamanında, şehir hayatına henüz geçmeden inşa edilen ilk tapınak olan Göbeklitepe, son yılların “en büyük arkeolojik keşfi” olarak gösteriliyor. Yaklaşık 12 bin yıl öncesinde nasıl tasarlandığı hala cevap bulamayan tapınak, Mısır Piramitleri’nden ve İngiltere’deki Stonehenge’den yaklaşık 7 bin 500 yıl önce inşa edilmiş olmasıyla da tüm dikkatleri üzerine çekiyor.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.