Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Hadi Karasu, Türk hazır giyim sektörünün küresel rekabet gücünü sürdürebilmesi ve 25 milyar dolarlık ihracat hedefi için yapması gereken ev ödevlerini bildiğini, treni bu kez kaçırmayacaklarını söyledi.
Kimtex’in desteği ile TGSD tarafından bu yıl 5’incisi düzenlenen Gelecek Satın Alma Stratejileri ve Beklentileri Paneli, küresel alım grupları ile Türkiye’nin önde gelen markalarının temsilcilerini bir kez daha buluşturdu.
Toplantının açılışında konuşan TGSD Başkanı Hadi Karasu, Türk moda endüstrisinin en eski sivil toplum kuruluşlarından biri olarak sektörün geleceğine her zaman ışık tutmaya çalıştıklarını vurguladı. Sorunları öne çıkarmak yerine her zaman çözüme odaklandıklarının altını çizen Karasu, bu ilkeden hareketle yeni bir sıçrama hamlesi için üç adımdan oluşan 5 yıllık yol haritası belirlediklerini bildirdi. Karasu, şöyle devam etti:
SORUMLU MODA ANLAYIŞINI TÜM SEKTÖRE KAZANDIRMAK İSTİYORUZ
“Yol haritamızın en önemli adımını ‘sürdürülebilirlik’ oluşturuyor. Küresel alım gruplarının beklentileri ve talepleri doğrultusunda çevreye duyarlı, etik normlara uygun, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarına saygıyı esas alan üretim anlayışını tüm sektöre kazandırmak için kolları sıvadık. Hazır giyim ihracatının büyük bölümünü gerçekleştiren ilk 1500 firmamız açısından zaten bu konularda ciddi bir sıkıntı yok. Bu yıl 3 – 4 Ekim tarihlerinde düzenleyeceğimiz İstanbul Moda Konferansı’nın da temasını oluşturan ‘Responsible Fashion’ yani ‘Sorumlu Moda’ anlayışını tüm sektöre kazandırmak istiyoruz. Bir başka ifadeyle 2023’te 25 milyar dolarlık ihracat ve küresel arenada rekabet şansımızı sürdürebilmek için yapmamız gereken ev ödevlerimizi biliyoruz. Yol haritamızın da özünü oluşturan bu ev ödevlerinin gereğini yerine getireceğiz ve treni bu kez kaçırmayacağız.”
EN BÜYÜK PAZARLARIMIZLA İLİŞKİLERİMİZİ ÜST DÜZEY ZİYARETLERLE GÜÇLENDİRECEĞİZ
Hadi Karasu, hazırladıkları Yol Haritası’nda bir diğer önemli adımı ‘sıcak temas’ın oluşturduğunu bildirdi. AB ülkelerinin yüzde 71 – 72 payla Türkiye hazır giyim sektörü için vazgeçilmez ve yeri doldurulamaz bir ihracat pazarı olduğunun altını çizen Karasu, şöyle devam etti:
“Ne yazık ki AB ülkelerinin Türkiye algısında son yıllarda ciddi bir bozulma oldu. Negatif algıyı kırmak için Almanya, İspanya, İngiltere ve Hollanda gibi ülkelerin sivil toplum kuruluşları nezdinde proaktif girişimler başlattık. Tekstil ve hazır giyim sektörünü temsil eden iki birliğimizin başkanları ile bir ay önce Almanya’daydık. Alman Tekstil Moda Federasyonu Başkanı Ingeborg Neumann’ın davetlisi olarak gittiğimiz Düsseldorf’ta çok yararlı görüşmeler yaptık. Önümüzdeki dönemde İngiltere, İspanya ve Hollanda gibi ülkelere de ziyaretlerimiz olacak. Bu ziyaretlere alım gruplarımızdan temsilcilerin de katılmasını istiyoruz. Çünkü tekstil ve hazır giyim sektörlerinin tüm bileşenleriyle omuz omuza verdiğinde çok daha güçlü, rakip ülkelere göre çok daha farklı ve rekabetçi konuma yükseldiğine inanıyoruz. Avrupa ülkelerine yapacağımız ziyaretlerde ilk kez tanışma imkanı bulduğumuz yeni alım gruplarını Ekim ayında düzenleyeceğimiz İstanbul Moda Konferansı’nın B2B bölümünde aramızda görmeyi diliyoruz.“
2018’İ 18 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE İHRACATLA KAPATMAYI ÖNGÖRÜYORUZ
Hazır giyim sektörünün ihracatta 2018’e çok iyi bir başlangıç yaptığını belirten Hadi Karasu, ilk 5 ayı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,8 artıda kapattıklarını bildirdi. Karasu, mevcut trendin devam edeceğini ve 2018’i 18 milyar doların üzerinde ihracat ile kapatmayı öngördüklerini sözlerine ekledi.
TANZER GÖZEK: ZAMAN KAYBETMEDEN UZUN VADELİ HEDEFLERE ODAKLANMALIYIZ
Kimtex CEO’su Tanzer Gözek ise önümüzdeki 10 yılın Türk hazır giyim sektörü için çok önemli fırsatları barındırdığının altını çizdi. Gözek, “Konjonktürel gelişmelerden etkilenmeden uzun vadeli hedeflerimize odaklanmalı, pozitif bir anlayışla ve zaman kaybetmeden gerekli adımları atmalıyız” diye konuştu.
SERKAN TANKA: MARKALAR, TEDARİK ZİNCİRLERİ VE ÜRETİCİLER BİRLİKTE HAREKET ETMELİ H&M Avrupa Bölge Müdürü Serkan Tanka da konuşmasında moda endüstrisinde sayılı ülkeleri arasında yer almakla birlikte Türkiye’nin kalite ve eğitimli iş gücü konusunda henüz istenen düzeyde olmadığını vurguladı. Küresel rekabette oyunun kuralının sürekli değiştiğine dikkat çeken Tanka, “Türkiye’nin mevcut konumunu koruması ve küresel rekabette şansını daha da arttırabilmesi için markaların, üreticilerin ve tüm tedarik zincirlerinin ortak hareket etmesi hayati önem taşıyor. Hedefin net bir şekilde ortaya konulup ona göre gerekli adımların zaman kaybedilmeden atılması gerekiyor” dedi.
Panele katılan diğer konuşmacılar ise şu görüşleri paylaştılar:
LC WAIKIKI Tedarik Direktörü Şenol Dallı: Türkiye hızlı moda konusunda çok avantajlı bir konumda. Ancak kalite ve çevre konusunda istenen düzeyde degil. Mevcut pozisyonunu koruması ve iddiasını devam ettirebilmesi icin Türkiye’nin kaliteyi yükseltmesi, çevre ve ekolojik standartlar konusundaki eksiklerini hızla tamamlaması gerekiyor.
New Look Türkiye Genel Müdürü Arzu Ulu Varinli: Biz tüm sektörle ve tedarik ağlarıyla el ele verdiğimizde daha güçlüyüz. Gücümüzü maksimum kullanmak için cok doğru bir zamandayız.
Spring Near East Manufacturing Tedarik ve Teknik Direktörü Şafak Kıpık: Türkiye moda endüstrisinde sayılı ülkeler arasında. Ama önümüzde Endüstri 4.0 diye bir gerçek var. Türkiye mevcut pozisyonunu koruyabilmesi için Endüstri 4.0’a dönüşü sağlaması gerekir.
Colveta Türkiye Ülke Müdürü Hayrettin Uysal: Türkiye yeni dönemin ihtiyaçlarına göre eğitimli iş gücünü geliştirmek durumunda. Öte yandan, sosyal uygunluk konusunda tüm üreticilerin birlikte hareket etmesi gerekiyor.
Varner Türkiye Ülke Müdürü Cenk Yerlikaya: Önümüzdeki dönemde alım politikalarımızı belirlerken sürdürülebilirlik ve e – ticarettek yetkinlik temel kriterimiz olacak. E – ticaretnin hızla yükseldiği bir dönemde yeni bir oyun planı geliştirmek zorundayız.
De Facto Stratejik Tedarik Yönetimi Direktörü Ferit Arseven: Türkiye ve Türk insanı her türlü zorlukların üstesinden gelebilecek, krizi avantaja dönüştürebilecek kapasiteye sahip. Bugün karşı karşıya bulunduğumuz zorlu süreci bir aile gibi hareket edip el ele vererek üstesinden gelebiliriz.
Hermes Otto Avrupa Bölge Direktörü Heiko Drews: Günümüzde her konuda dijital düşünüyoruz. Türkiye’nin de dijitalleşme konusundaki altyapısını güçlendirerek dönüşümü tamamlaması hayati önem taşıyor.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.