Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından TÜİK ortalama madde fiyatları ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı asgari ücret tutarları üzerinden hazırlanan Alım Gücü Araştırması Mayıs 2018 Dönem Raporu’nun sonuçlarına göre;
2018 yılı Mayıs ayı için asgari ücret, bir önceki yılın aynı ayına göre pek çok harcama kalemi karşısında alım gücünü ciddi oranlarda kaybetti. Alım gücü kaybının en fazla yaşandığı ürünlerden öne çıkanlar arasında, soğan ilk sıralarda yer aldı. Soğanda asgari ücretlinin alım gücü kaybı yıllık olarak yüzde 27.8’e ulaşırken, bu oran salatalıkta yüzde 21.4 oldu. Asgari ücretli sağlıklı beslenmek için gerekli harcama kalemlerinde de ciddi kayıplar yaşandı. Buna göre asgari ücretli bir önceki yılın aynı ayına göre alabildiği 100 yumurtanın 5’ini artık alamıyor. Kayıp, yumurta için yüzde 5.3 düzeyinde. Kuzu etinde alım gücü kaybı yüzde 6.1 iken, asgari ücretli geçtiğimiz yılın aynı ayına göre alabileceği yüz litre sütün sekizini alamayacak durumda. Süt için kayıp yüzde 8 seviyesinde. Tulum peynirinde alım gücü kaybı yüzde 10 iken, tereyağında yüzde 15.3’e ulaşıyor.
Söz konusu ürünlerde yıllık fiyat artışları ise sırasıyla şöyle; Soğanda yüzde 58.1, salatalıkta yüzde 45.2, tereyağında yüzde 34.8, sütte yüzde 23.9, kuzu etinde yüzde 21.5, yumurtada yüzde 20.6, tulum peynirinde yüzde 26.6, balıkta yüzde 15.4, yoğurtta yüzde 19.6. Aynı dönemde asgari ücretteki artış ise yüzde 14.2.
Grafik 1- Seçilmiş ürünlerde asgari ücretlinin alım gücü kaybı
Asgari ücretli pek çok üründe olduğu gibi mobilya ve beyaz eşyada da ciddi alım gücü kaybı yaşadı. Bir asgari ücretli geliri ile normal bir buzdolabı almak için, başka hiçbir harcama yapmaksızın, 2017 yılı Mayıs ayında 247 saat çalışmak zorundayken, bu süre 2018 yılı Mayıs ayında 266 saate yükselmiş durumda. Bir yatak odası takımı almak için çalışılması gereken süre ise 1 yılda 914 saatten bin 85 saate çıkmış durumda. Buna göre asgari ücretli, başka bir harcama yapmaksızın, buzdolabı için 20, yatak odası takımı için 171 saat daha fazla çalışmak zorunda.
Enflasyondaki hareketler doğrudan doğruya alım gücüne etki eden bir role sahip. Kişinin kendi yaptığı harcama kalemlerindeki fiyat artışları (enflasyonu) ile resmi Tüketici Fiyat Endeksi arasındaki fark istatistiklere yansımayan bir yoksulluğa neden olmaktadır. Aynı zamanda sepete her yıl müdahaleye olanak tanıyan yöntem, sonuçların güvenilirliği açısından soru işaretlerine neden olmaktadır. Dar gelirli için ağırlığı son derece önemli olan kira ve gıdanın, sepetteki ağırlığının sistematik olarak azalması enflasyon verileri üzerinden yaşanan tartışmaları artırmaktadır. Bu nedenle;
- Ücret artışlarında dar gelirlileri dikkate alınacak ayrı bir endeks oluşturulmalıdır.
- Toplum tarafından yaygın olarak kullanılmadığı halde, yüksek değer taşıdığı için enflasyonu önemi oranda etkileyen ürünlerin mal sepetindeki ağırlığı gözden geçirilmeli, teknolojik gelişmeye koşut olarak fiyatları sürekli olarak gerileyen ürünler gelir gruplarının tüketim ölçütleri üzerinden ele alınmalıdır.
- Her türlü sübjektif müdahaleye açık olan yıllık sepet değişiminden vaz geçilmeli. Sepetteki değişiklikler 3’er yıllık dönemler halinde gerçekleştirilmelidir.
- İstatistik konseyinin kapsamı genişletilerek emek örgütlerinin katılımı ve denetimi sağlanmalıdır.
- Hükümetin TÜİK’e müdahalesi anlamına gelecek yaklaşımlardan ve söylemlerden uzak durulmalıdır.
- Enflasyon hesaplamasında araştırma kapsamında belirtilen unsurlardan kaynaklı olarak yaşanan gelir kayıpları giderilmelidir.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.