Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi performansında en hızlı ve güvenilir referans kabul edilen PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) anketlerinin Türkiye’de açıklanmasında iş birliği yapan İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve IHS Markit, “2018’de Dünya ve Türkiye Ekonomisine PMI Perspektifinden Bakış” adlı ortak bir konferans düzenledi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ile IHS Markit Yönetici Direktörü Richard Willis’in de katıldığı konferansta, moderatörlüğünü Ekonomist Erkin Şahinöz’ün yaptığı “Dünyayı PMI’dan Okumak: Küresel Ekonomide Büyüme Dinamikleri” ve “PMI Penceresinden Türkiye ve İstanbul’un Makro Görünümü” konulu panellerde dünya ve Türkiye ekonomisine ilişkin görüş ve değerlendirmeler paylaşıldı.

Panelde konuşan Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Doç. Dr. Hatice Karahan, Türkiye’nin 2017 büyümesinin yüzde 7 civarında olacağı söyledi. Bu büyümenin içeriğine bakıldığında hem hızlı hem de dengeli büyümenin görüleceğini kaydeden Karahan, “Hem iç talep hem dış talep kendi içinde bir dengeye kavuştu. Yatırımlar da anlamlı bir artışla GSYH’ye katkıda bulundu. Tüketim ağırlıklı bir iç talepten yatırımın da söz sahibi olduğu bir dönem yaşadık. Hükümetin sunduğu KGF teşvikleri çok etkili oldu. 2017’nin sonlarına doğru kredi büyüme hızı normalleşti. Ekonominin kırılganlıklarına bakacak olursak, enflasyon ve cari açıkla mücadelenin sürmesi gerekiyor. Başarılı bir büyüme sonunda ekonominin makro değerlerinin dengeli bir şekilde sürdürülmesi büyük önem taşıyor” diye konuştu.

Paranın çekilmesi tahribatlar yaratabilir

Habertürk Gazetesi Köşe Yazarı Abdurrahman Yıldırım, “2008 krizinin mali tarafı Merkez Bankalarının öncülüğünde maliye politikalarıyla iyi idare edildi. Ancak bundan sonra geniş para politikası bitecek ve ucuz ve bol para dönemi sona erecek. Dünya ekonomisi eğer olumlu şekilde seyretmeye devam ederse ekonomi literatürüne parasal büyüme ile krizden çıkılabildiği yönünde yeni teoriler eklenebilir. Küresel krizi yaratan bol likidite idi ama görüyoruz ki krizden çıkmanın ilacı da bol likidite oldu. Yaratılan paranın geri çekilmesi tahribatlar yaratılabilir” dedi.

Ticaret savaşları risk oluşturuyor

IHS Markit Başekonomisti Chris Williamson, “Bu yılın yanında 2019 ve 2020 yıllarında da giderek artan bir büyüme bekliyoruz. Bu herkes için büyük bir fırsat. Gündeme gelen küresel ticaret savaşları bir risk oluşturuyor ama umuyoruz ki mantık galip gelir. ABD, ticaret savaşları ile kendi kendisine zarar veriyor” şeklinde konuştu.

Büyüme kalıcı hale geldi

Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel de “2016 yılından itibaren sanayinin öncülük ettiği bir büyümeye tanıklık ediyoruz. Bu nedenle büyümenin kalıcı hale geldi. Bunun altında dört neden yatıyor. İlki gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere kaptırdıkları üretim ve sanayi unsurlarını yeniden kendi ülkelerine çekmeye çalışıyor. İkincisi dijitalleşme ve Endüstri 4.0, reel ekonomi üzerinde olumlu etki yapmaya başladı. Üçüncüsü Çin kapasitelerini düşürerek fazla kapasiteleri konsolide etti ve sanayi yatırımlarını Asya ülkelerine taşıdı. Dördüncüsü pek çok ülke karbon ekonomisinden kaçarak sürdürülebilir alanlara yöneldi” dedi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın