Alman Yatırım Bankası’nın (KfW) yaptığı bir araştırmadan derlenen bilgilere göre, ülkedeki nüfus yapısının değişimin bir sonucu olarak, KOBİ’ler önemli yapısal dönüşümlerle karşı karşıya. Araştırmaya göre, ülkede KOBİ sahiplerinin yaklaşık yüzde 40’ı 55 yaşın üzerinde. Bu kişiler yakında emeklilik ve iş sürekliliği hakkında plan yapmak zorunda kalacaklar. Araştırma, gelecek 2 yılda 236 bin KOBİ sahibinin işlerini bir başkasına devretmeyi planladıklarını ortaya koydu. Ancak bunlardan 100 bini henüz bir halef bulamadı ya da mal sahibi şirket için birini aramaya bile başlamadı. 2022 yılına kadar ise 275 bin KOBİ sahibi daha işlerini başka birine devretmeyi planlıyor. Ancak şirket sahiplerinin bazıları işlerini devretmektense tamamen kapatmayı tercih ediyor. 1,63 milyon işçi çalıştıran 331 bin aktif KOBİ sahibi, beş yıl içinde faaliyetlerini sonlandırmayı planlıyor. Tüm bunlar ele alındığında Avrupa’nın lokomotif ülkesi Almanya’da toplamda 842 bin KOBİ sahibi gelecek beş yıl içinde bir varisi olsun ya da olmasın emekliye ayrılacak.

Türk girişimciler için çok büyük bir fırsat olabilir

Anadolu Ajansı muhabirinin sorularını yanıtlayan Hanau Sanayi ve Ticaret Odası (IHK) Başkan Yardımcısı Salih Taşdirek, Almanya’nın KOBİ sayısının en fazla olduğu ülkelerden birisi olduğunu belirterek, şirketleşmenin de Almanların çok eski geleneklerinden biri olduğunu söyledi. Almanya’dan yaşlanan nüfusun artması ve yeni jenerasyonun bir meslek tercih etmesinden dolayı şirketlerin sahipsiz kaldığını anlatan Taşdirek, “Böylece 50-100 yıllık şirketler sahipsiz kalıyor. Bunları da son yıllarda en fazla Çinli girişimciler gelerek satın alıyor” diye konuştu.

Taşdirek, Türk girişimciler için bu şirketlerin büyük bir avantaj olduğunu vurgulayarak, “Bu hem Türkiye’deki hem de Almanya’daki Türk girişimciler için çok büyük bir fırsat. Bu durumu Türkiye’deki ve buradaki iş adamlarımızın değerlendirmesi lazım” dedi.

Bu şirketleri satın almanın avantajları var

Söz konusu kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olan şirketlerin satın alınmasıyla ilgili bazı avantajlar bulunduğuna dikkati çeken Salih Taşdirek, şunları kaydetti:

“Almanya’nın bir marka değeri var. Kalite konusunda Alman malı olduğu zaman dünyada her zaman birinci sırada. Böyle olunca Almanya’da üretilen bütün ürünler daha kolaylıkla piyasaya sunulabiliyor. Burada satın alınan bir Alman firmasının diğer avantajı da teknolojisinden faydalanmak olacaktır. Yani hem bu firmaların ‘know-how’ transferi hem de pazar avantajı var.”

Şirket alımlarında oturum müsaadesi de verildiğini belirten Taşdirek, “Bir girişimci 250 bin avronun üzerinde yatırım yaptığı zaman Alman devleti oturma müsaadesi veriyor. Bu şirketleri satın alabilmek için girişimcilere öncelikle Türk-Alman Sanayi ve Ticaret Odası ve ya Almanya’daki Sanayi ve Ticaret Odalarıyla irtibata geçmelerini tavsiye ederim. Bu konuda bizden de bilgi alabilirler” ifadelerini kullandı.

“Frankfurt’ta bir Türk Ticaret Merkezi’nin açılması çok isabetli olur”

Salih Taşdirek, Türkiye’nin Türk Ticaret Merkezleri kurmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Bunun çok önemli bir girişim olduğunu dile getiren Taşdirek, “Bir Türk Ticaret Merkezi’nin Frankfurt‘ta açılması çok isabetli olur. Frankfurt Almanya’nın ortasında yer alan bir şehir ve bir kavşak noktası. Burası bir finans merkezi. Yani eğer Almanya’ya bir Türk Ticaret Merkezi açılacaksa Frankfurt doğru bir seçenek olacaktır” diye konuştu.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın