KPMG Türkiye, Endüstriyel Üretim Sektörel Bakış 2018 raporuyla, sektörün 2017 performansını inceledi, 2018 yılını değerlendirdi. Endüstriyel üretim sektöründe, ‘Endüstri 4.0’ olgusunun her geçen gün daha da güçlendiğini belirten KPMG Endüstriyel Üretim Lideri Hakan Ölekli, “Türkiye’de 5.5 milyon kişinin istihdam edildiği endüstriyel üretim, ‘Endüstri 4.0’ı artık daha yüksek sesle konuşuyor. 2020 yılına kadar ‘Endüstri 4.0’ın etkisiyle 1,8 milyon işin ortadan kalkması ve 2,3 milyon farklı mesleğin doğacağı konuşuluyor. Bu pencereden incelediğimizde Türkiye’de sektörün kırılma noktasına yaklaştığını görüyoruz. 2017’de yaşanan politik ve makro ekonomik gelişmelerin yanında yıkıcı teknolojilerin yükselişi, dönüşüme ayak uydurmakta zorlananların sıkıntı yaşayacağını gösteriyor. Bu sorunların önüne geçmek adına 2017’de T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ‘Sanayide Dijital Dönüşüm Platformu’ kuruldu. Bu platformun, Endüstri 2.0 ile 3.0 arasında konumlanan Türkiye’deki endüstriyel üretim tesislerinin gelişmesini planlıyor” dedi.

Sektör raporundan ön plana çıkan rakamlar ve notlar şöyle:

-2017 yılında, 2016 yılı üçüncü çeyreğinde yaşanan daralmanın ardından sektör toparladı ve GSYH’yı da beraberinde yukarı çekti. Üretimdeki büyümenin etkisiyle 2017’nin birinci ve ikinci çeyreği bir önceki yılın aynı dönemlerine göre sırasıyla yüzde 5,3 ve 5,4 arttı. GSYH, 2017’nin üçüncü çeyreğinde 11,1 değerinde gerçekleşti. Bu değerde yüzde 15,2 büyüyen üretim sanayisi başroldeydi.

Endüstri 4.0 ile bin farklı ürün milyonda 12 hatayla üretiliyor

Akıllı robotlar, Büyük Veri, Nesnelerin İnterneti, 3D baskı ve bulut gibi gelişmelerle ‘Endüstri 4.0’ olgusu güçlendi. ‘Endüstri 4.0’ı sadece teknolojik yatırım olarak görmek konuyu küçümsemek anlamına geliyor. Basit bir anlatımla fabrika içerisinde birbirine bilgi veren robot-makinelerin iletişimi verimliliği artırırken hata olasılığını düşürecek. 2020 yılına gelindiğinde yapay zeka yalnızca 1,8 milyon işi ortadan kaldırırken ortaya 2,3 milyon farklı iş çıkaracak olumlu bir sistem halini alacak.

-Endüstri 4.0 konseptinin öncü firması olarak kabul edilen Siemens’in Amberg fabrikasının 10 bin m²’lik üretim alanında iş süreçlerinin yüzde 75’i makineler ve bilgisayarlarla yürütülüyor. Fabrikada 1000 farklı ürün, milyonda 12 hatayla üretiliyor.

Türkiye, ‘Endüstri 4.0’ için hazırlıklara başladı

-Teknoloji büyük bir hızla geliyor. ‘Endüstri 4.0’ Türkiye endüstriyel üretim sektörü için kritik bir kırılma noktasına işaret ediyor. 2017’de yaşanan politik/makroekonomik gelişmeler ve yıkıcı teknolojilerin yükselişi şu mesajı veriyor: Dönüşüme ayak uyduramayanları sıkıntılı bir süreç bekliyor.

-Bu mesajı net bir şekilde alan hükümet 2017’de yatırımlara başladı. Ülkemizde Endüstri 4.0 alanında, T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından önemli bir adım atıldı ve “Sanayide Dijital Dönüşüm Platformu” kuruldu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye ihracatçılar Meclis (TİM), Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) gibi kuruluşların görev alması planlanan platform, yeni endüstriyel üretim devrimine hazırlık düzeyini artırmayı amaçlıyor.

-‘Endüstri 4.0’ yolculuğunda Türkiye’yi uzun bir yol bekliyor. Bugün, Türkiye’deki endüstriyel üretim tesislerinin büyük bir çoğunluğu, süreçlerinde otomasyonu kullanmaları noktasında değerlendirildiklerinde Endüstri 2.0 ile 3.0 arasında bir konumda bulunuyor.

-2018’de sektörün önündeki en önemli fırsatlardan birisi yerli otomobil…TOBB ve Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı girişimiyle kurulan ‘Otomobil Yerli Üretim Ortak Girişim Grubu’nun 2019’da Türkiye’nin yerli otomobil prototipini oluşturması ve 2021’de yerli otomobili satışa sunması endüstriyel üretim sektörü için gelişim fırsatları yaratıyor.

2017’de kapasite kullanımı aşıldı

-2016 yılında endüstriyel üretimde kapasite kullanım oranı ortalaması yüzde 77,39 olarak belirlenmişti. 2017 yılının Kasım ayı verilerine göre kapasite kullanımında yüzde 78,48’le geçtiğimiz yılın ortalaması aşıldı. İhracatta yaşanan pozitif iyileşme ve iç tüketimdeki artış, bu olumlu tabloyu yarattı.

Sektör, istihdamın yüzde 18,8’ini karşılıyor

-TÜİK’in açıkladığı rakamlarda, Türkiye’de Eylül ayı itibariyle 28 milyon 797 bin kişi istihdam ediliyor. 5,5 milyonu aşan istihdam rakamıyla endüstriyel üretim sektörü, toplam istihdamın yüzde 18,8’ini oluşturuyor.

-Üretim sektöründe istihdam edilen 5,5 milyon kişinin 5 milyona yakını üretim 282 bini elektrik, gaz, su temini ve kanalizasyon, 150 bini ise madencilik ve taş ocağı alt sektörlerinde görev yapıyor.

Sektörde ihracat yüzde 12,8 arttı

-TİM verilerine göre sektörün ihracatı yüzde 12,8 oranında arttı. 2017’de 121 milyar 392 milyon dolar ihracat gerçekleşti. 2016’da ise 107 milyar 600 milyon dolar rakamına ulaşılmıştı.

-Türkiye, 2017 genelinde 156 milyar 782 milyon dolarlık ihracat yaptı. 121 milyar 392 milyon dolarlık performansıyla endüstriyel üretimin toplam ihracattaki payı yüzde 77’yi aştı.

2017’de yatırım tavan yaptı

-2016 yılında tüm sektörler 97 milyar 961 milyon TL yatırım alırken, üretim sanayisi 24 milyar 95 milyon TL yatırım almıştı. 2017’de ise 177 milyar 899 milyon TL yatırım gerçekleşti. Üretim sanayisi yatırım tutarı 39 milyar 279 milyon TL oldu. Böylece sektöre yatırım bir önceki yıla göre yüzde 60,5 arttı.

-2016’da sektöre yönelik yatırım teşvik belgelerinin toplamı 1.793 oldu. 2017’de ise 2.899 adet teşvik belgesi verildi.

-Son dört yıl incelendiğinde ilk üç sene belge adedi ve yatırım tutarlarında büyük farklar oluşmazken, 2017’de son dört yılın en yüksek rakamlarına ulaşıldı.

Doğrudan yabancı yatırımlar düşüşe geçti

Doğrudan yabancı yatırımlar azaldı. 2016 yılı toplamında 7,5 milyar dolar olan doğrudan yabancı yatırımı, 2017’nin ilk 10 ayında 5,4 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Endüstriyel üretim sektörü 2017’nin ilk 10 ayında doğrudan yabancılardan 983 milyon dolar yatırım aldı ve yabancı yatırımların yüzde 18,1’ini oluşturdu.

Son 10 yılda en düşük yabancı yatırım tutarı 2010 yılında 924 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Bu rakamların ışığında 2017, son 10 yılda uluslararası doğrudan yatırım girişlerinin en az olduğu ikinci yıl olarak tamamlandı.

Yabancı yatırımların azalmasında küresel ekonomilerde yaşanan sorunlar ile Türkiye’nin içinde bulunduğu zorlu jeopolitik ve makroekonomik sıkıntılar rol oynuyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın