Baş dönmesi akla tansiyon veya başka nörolojik hastalıkları getirir. Vertigo denilen gerçek baş dönmesi, kişinin etrafındaki eşyaların dönmesi ya da kişinin kendisini eşyalar etrafında dönüyormuş gibi hissetmesidir. Bu tam anlamıyla bir dönme halüsinasyonu yani yanılsamasıdır. Toplumda baş dönmesi olarak yakınılan duygu her zaman vertigo olmayıp, denge bozukluğu da olabilir. Denge bozukluğu pek çok sebebe bağlı olabilirken vertigo genellikle hastayı çok tedirgin eder, hatta uykudan bile uyandırabilir. Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Murat Haluk Özkul, hastalıkla ilgili şunları anlattı;
51-57 YAŞ ARALIĞINDA GÖRÜLÜYOR
Toplumda en sık rastlanılan vertigo sebebi ‘kristallerin kayması ya da yer değiştirmesi’ diye bilinen bir iç kulak hastalığıdır. Ülkemizde her yıl ortalama 1 milyon civarında yeni hasta bu hastalığa yakalanmaktadır. Kadınların yüzde 3,2’si, erkeklerin ise yüzde 1,6’sı hayatları boyunca bu hastalığa yakalanma riskine sahiptir. Kadınlar erkeklere göre yüzde 64 daha fazla bu tip baş dönmesi yaşarlar. Yaşla birlikte görülme sıklığı da artar. Ortalama 51-57 yaş aralığında daha sık görülür. 35 yaş altında neredeyse hiç görülmez. İç kulak sebepli baş dönmelerinin yarısı bu tip kristallerin yer değiştirmesine bağlıdır. 5 yıl içinde tekrarlama olasılığı yüzde 50’dir. Hastaların yarısı baş dönmesi atakları arasında dengesizlik yaşarlar. Atakların büyük çoğunluğu dönme halüsinasyonu yani gerçek vertigo şeklinde olurken yüzde 14’lük bir hasta gurubu yalnızca dengesizlik tarif eder. Neredeyse bütün hastalar ataklarını yatakta yaşadıklarını söyler.
TANI AŞAMASI ÇOK ÖNEMLİ
Vertigo ve denge konusunda uzmanlaşmış kliniklerde iç kulak kristallerinin yer değiştirmesine bağlı baş dönmeleri ayrıntılı bir hikaye ve denge testlerinden sonra anlaşılır. Gerekli hastalara beyin MR görüntülemesi yapılabilirse de ek belirtilerin olması durumunda hastalığın tanınmasından çok ayırıcı tanısında yararı olur. Hastanın hangi baş pozisyonunda Vertigo atağı geçirdiği saptanır. Bu atak, test sırasında hastanın şiddetli baş dönmesi yakınması yanında bulantı ve hatta kusma bile ortaya çıkabilir. Bu durumun yaşanabileceği test öncesi hasta ve hasta yakınlarına anlatılarak telaş edilecek bir durum olmayacağı, atağın 20-30 saniye süreceği söylenmelidir. Kusma ihtimaline karşın tedbir alınması uygun olur. Bel ve boyun fıtığı olan hastalara test sırasında baş döndürme ve vücut pozisyonları özenle uygulanmalıdır. Uzman kişi test sırasında hastaya gözlerini açık tutması gerektiğini söylemelidir. Atak sırasında hastanın gözlerindeki sıçrayıcı hareketler (nistagmus) dikkatle gözlenmeli, gerekirse kaydedilmelidir. Bu amaçla özel cihazlar kullanılabilir.
İYİLEŞTİREN MANEVRA!
Hasta iç kulak ve hasta yarım daire kanalı belirlendikten sonra, iç kulaktaki yerlerinden kopup serbest yüzen kristaller, başa belli pozisyonlar verilerek kanallardan uzaklaştırmaya çalışılır. Bu hareketlere, kısaca ‘manevra’ adı verilir. Manevra sonrası hasta hızla iyileşir. Önceden kendisini rahatsız eden baş hareketlerini korkmadan yapar ve başının dönmediğini fark eder. Manevra sonrasında tedbir amaçlı hastanın başının bir süre yere paralel gelmemesini, yani ayakkabısını bağlarken gövdesiyle eğilmemesini, yatakta yatarken yüksek yastıkta uyumasını öneren veren uzmanlar vardır. Herhangi bir ilaç verilmediği gibi, diyet kısıtlaması da yapılmaz. Hasta günlük aktivitesini korkmadan yapması konusunda yüreklendirilmelidir. Zira hastalar vertigo ataklarının korkusunu birdenbire atamayabilirler. Aylarca hatta yıllarca yanlış ilaç kullanan hastalar olabilir. Baş dönmeleri geçmediği halde ilaca psikolojik bağımlılıkları oluşabilir.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.