Markalaşma, yüksek katma değer, sektörel derinlik

Mücevher İhracatçıları Birliği (JTR) tarafından gerçekleştirilen aktif ihracatı geliştirme politikası sonuçlarını verdi ve Türkiye Mücevher ihracatını 3,3 milyar dolara yükseltti. 3 milyar Dolar ihracatın kendileri için kırılma noktası olduğunu belirten Mücevher İhracatçıları Birliği (JTR) Başkanı Ayhan Güner, “3 milyar Dolar sınırını bir kez daha aştık. Bundan sonraki ilk hedefimiz 5 milyar Dolar ancak eğer yapmamız gerekenleri başarabilirsek çok daha farklı rakamları gerçekleştirebiliriz” dedi.

Ocak-Aralık 2017 boyunca ihracatın dönemsel dalgalanmalarla sürekli arttığını belirten Güner yılın son çeyreğinde BAE, Irak gibi en yüksek ihracat yapılan pazarlardaki daralmanın bu ivmeyi etkilediğini, ancak yeni pazarlarla sektörün hızlı aksiyon aldığını söyledi.

Mücevher İhracatında yeni hedefler

Mücevher ihracatından gelinen noktanın başarılı olduğunu dile getiren JTR Başkanı Ayhan Güner, Türkiye’nin ihracat kg değeri en yüksek ihracatını gerçekleştirdiklerini; hedeflerinin bu katma değeri daha da yükseltmek olduğunu şu sözlerle dile getirdi:

“2017 yılında gerçekleştirdiğimiz toplam ihracatın ortalama kg değeri 721 USD… Yani Türkiye’nin ortalama ihracat kg değerinin yüzlerce katı… Yeni hedefimiz bu değeri daha da yukarılara taşımak. Bu amaçla yapacaklarımız belli… Dünyanın en güçlü montür endüstrisine sahibiz. Altın rafineri kapasitemiz yine dünya çapında güçlü ve itibarlı… Hemen her alanda etkiliyiz. Ana girdilerimiz altın, gümüş, pırlanta olduğu için tasarım, işçilik, marka değerinden oluşan bir karlılık ihraç ediyoruz. Elmas borsamız aktif ve şimdi sıra geldi değerli ve yarı değerli taşları işlemeye… Sektörümüze yeni yetenekler kazandırarak sektörel derinliğimizi daha güçlendirmemiz gerekiyor. Türkiye olarak bir markayız ama firma bazında da markalar çıkartmamız gerekiyor. Burada en önemli engelimiz özgün tasarımdı; önemli adımlar attık ve kendimizi geliştiriyoruz. Artık tasarımcılarımız dünya çapında tasarımlarını satabiliyor. Dünyadaki en büyük alanı Designer Market ile biz veriyoruz. “

Son dönemde dünyanın en büyük alım heyeti programlarını yaşama geçirdiklerini dile getiren Güner, Ekonomi Bakanlığının sağladığı desteklerle dünya çapında belirli bir hacmin üzerinde alım yapan firmaların temsilcilerini Türkiye’ye getirerek sektörün gücünü gösterme şansı bulduklarını söyledi.

2017 yılında mücevher ihracatı coğrafyasını önemli ölçüde geliştirdiklerini dile getiren Güner, En yüksek ihracat yapılan ülkelerin 6 tanesinin Orta Doğu, 4 tanesinin de ABD, Hong Kong, Almanya ve İtalya olduğunu belirterek; “Doğal olarak bu ülkelerdeki gelişmeler toplamdaki ihracatımızı etkiliyor. Özellikle BAE, İran, Irak gibi pazarlardaki hareketlilik bizim için çok önemli. 2017’de Dubai’deki vergi meselelerinden dolayı yüzlerce firma buradaki operasyonlarına Türkiye ya da Hindistan’da devam etmek üzere karar aldılar. Biz ülkemizin tercih edilmesinden dolayı memnunuz; neticede bu hareket sektörümüze yatırımcı profili anlamında da derinlik kazandıracaktır.” diye konuştu. 2017 yılında ihracatın en çok arttığı ülkeler hakkında da bilgi veren Güner, Yunanistan ve Irak dışındaki ülkelerin çoğunun dünyanın uzak köşeleri olduğuna dikkat çekerek; “Bu noktada sınır tanımadan dünyanın her köşesine giden üyelerimizi ve JTR kadrolarını kutlamak istiyorum; her biri vizyon sahibi birer misyoner gibi çalıştılar.” dedi.

Türkiye için mücevher ihracatı kadar turistlere doğrudan yapılan satışların da önemli olduğunun altını çizen Güner, turistlerin altın ve mücevher alışverişinin de ihracat sayılmasının önemli olduğunu vurguladı. Pek çok Afrika ülkesinde yaşayanların yanlarında altın getirerek Dubai başta olmak üzere bazı merkezlerde alışveriş yaptıklarını belirterek şöyle konuştu:

“Herkesin alışveriş için kağıt para, çek ya da kredi kartı kullanmadığını görüyoruz. Pek çok Afrika ülkesinde bankacılık sistemi çok zayıf ve belki de yok; dolayısıyla altın onlar için kağıt para gibi… Biriktirdikleri altınla gelip Dubai gibi bölge ülkelerinde alış veriş yapıyorlar. Yanlarında 100-200 gram ya da 1 kg altınla geliyor, bunu nakite çevirip bir tür takas ekonomisi ile alışveriş yapıyorlar. Oysa aynı kişinin yanında 1 kg altınla Türkiye’ye geldiğini hayal bile edemiyoruz. Tonlarca altını kast etmiyorum ama fazla muhafazakar olmamalıyız.”

Altın ithalatı ve ihracatı konusuna değinen Güner, sürekli altın ithalatı patladı şeklinde haberler yapıldığına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Her seferinde anlatmaya çalıştık, ekonomimiz iyi ki, sektörümüz güçlü ki altın ithal edebiliyoruz. Bu altınların ne olduğu düşünülüyor? Buradaki tabloyu yeniden anlatmakta yarar var. Ülkemize ithal edilen altınların büyük bir kısmı bölge ülkelerden bir şekilde toplanan hurda altındır ve Dubai üzerinden gelmektedir. Gelen hurda altın bedeli mukabilinde rafine edilerek külçe altın olarak gönderilmektedir. Şimdi burada hurda altın ithalat olarak istatistiklerde görünürken; külçe altın olarak geri gönderilen aynı altın JTR üzerinden ihraç edilmediği için ihracat tablolarında görülmemektedir. Dolayısıyla bu konuda haber yaparken dikkat etmekte yarar var. Kaldı ki ihraç edilmese bile ülkemizde kalan altın ülkemizin zenginliğidir. Dolar y ada Euro olarak değil de altın olarak, elmas olarak tasarruf edilen bir paradan söz ediyoruz. Buna ülkemizin zenginliği gözüyle bakıyoruz.”

İhraç edilen mal gruplarında geleneksel olarak altından takıların ihracatın neredeyse tamamına yakınını oluşturduğunu söyleyen Güner, asıl yüksek katma değerin üretildiği pırlantalı altın ve gümüşten mamul mücevherlerin yüzde 50’ye yakın bir artış göstermesinin 2018 için de umut verici olduğuna dikkat çekti.