Orta Vadeli Program’da enflasyonun 2017’yi yüzde 9,5 seviyesinde tamamlaması öngörülmüştü. Merkez Bankası ise 2018-2020 dönemine yönelik enflasyon hedefini yüzde 5 seviyesinde belirlemişti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yüzde 5 olarak hedeflenen 2017 enflasyonunun yüzde 11,92 gerçekleşmesi nedeniyle hükümete açık mektup gönderecek.
Ekonomistler, enflasyonun Aralık 2017’de yıllık bazda yüzde 11,92’ye gerilemesinin ardından yeni yılda da baz etkisinin desteğiyle düşmeye devam etmesini bekliyordu. Kapital Fx Profesyonel Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan’ın yorumu şöyle:
Enflasyonda çift hanenin önümüzdeki dönemde de devamını bekleriz…
Türkiye’de Aralık ayında tüketici fiyatları (TÜFE) %0,63 olan piyasa beklentisinin bir miktar üzerinde %0,69 oranında artış gösterdi. Böylece yıllık enflasyon da beklenti olan %11,85’in biraz üzerinde %11,92 seviyesinde gerçekleşti. Çekirdek TÜFE, Aralık ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre %12,30 artış gösterdi. ÜFE ise Aralık’ta %1,37 arttı ve yıllık artış oranı da %15,47 oldu.
Yılsonunda gerçekleşen manşet enflasyonu yılın başındaki beklentilerle kıyaslayacak olursak, kayda değer şekilde yüksek olduğu görülmektedir. Enflasyonda en kötü geride kalmış görünüyor, ancak mevcut seviyeler halen çok yüksek olmaya devam ediyor. Bunun yanında, daha olumsuz olan nokta çekirdek enflasyonun manşet enflasyon üzerine geçmiş olması ve yeniden yükseliyor olması. Merkez Bankası’nın kısa vadeli faiz oranları üzerinden kontrol altına alma şansı olduğu çekirdek enflasyondaki yukarı eğilimin artmış olması önemli riskler taşıyor. Bilindiği gibi; manşet enflasyonun aksine çekirdek enflasyon tarafında fiyat etkileri ve mevsimsellikle fazla volatilite gösteren gıda ve enerji kalemleri yok. Bu bakımdan temel mal gruplarına sirayet eden bir fiyat etkisi olması bakımından çekirdek enflasyondaki yükselişin risk taşıdığını belirtebiliriz. 2-3 ay gecikmeli fiyatlara yansıyan kur geçişkenliği, TL son dönemde bir miktar değer kazanmış olsa da maliyetler üzerinden fiyatlara yukarı etkide bulunmaya devam ediyor. Bir diğer etken; zamlar ve diğer fiyat artışları üzerinden gelen ikincil etkilerin temel mal gruplarındaki fiyatları yıl genelinde de yüksek tutmaya devam edecek olması. Bu bakımdan çekirdek enflasyonun çift hanede kalmaya devam etmesini bekleriz.
Bu kapsamda manşet enflasyon tarafında, yoğunlukla baz etkisi kaynaklı olarak düşüş sağlansa bile, çift hanede kalmaya devam etmesini bekleriz. Geçen yılın ilk 4 ayında çok yüksek olan aylık artışlar çerçevesinde, baz etkisinin yardımıyla enflasyonda %11 bandı veya hafif altına doğru gerileme bekleyebiliriz. Yıl genelinde ise inişli çıkışlı seyrederek çift hanede kalmaya devam etmesini öngörüyoruz.
Ana detayları incelediğimizde %1,69’luk aylık artış gösteren ulaştırma grubunun enflasyon içerisinde en yüksek katkıyı yapan kalemler içerisinde başı çektiğini, gıda ve alkolsüz içeceklerdeki %1,52’lik, ev eşyasında da %1,18 oranında olan artışın manşet enflasyon üzerinde etkili olduğunu görmekteyiz. Ulaştırma fiyatlarında artan enerji maliyetlerinin etkisi görülmeye devam ediliyor; yıllık artış da ulaştırma kaleminde %18,2 seviyesine yükselmiş durumda. Yıllık gıda enflasyonunda ise, aylık artışın geçen senenin aynı dönemine göre daha ılımlı oranlarda gerçekleşmesi %13,8’e düşüşte etkili olmuştur. Giyim ve ayakkabı grubunda sezon indirimleri etkisiyle aylık bazda fiyatlar %2,39 düşerek enflasyona en olumlu katkıyı sağlarken, kısıtlı oranda düşen haberleşme ve yatay kalan alkollü içecekler ve tütün dışındaki kalemlerde aylık bazda artışlar görüyoruz.
Ülkeler | Nominal Faiz | Enflasyon | Reel Faiz |
Brezilya | 7,00% | 2,8% | 4,09% |
Hindistan | 6,00% | 4,9% | 1,05% |
Endonezya | 6,50% | 3,6% | 2,80% |
Güney Afrika | 6,75% | 4,6% | 2,06% |
Türkiye | 12,75% | 11,9% | 0,74% |
Rusya | 8,25% | 2,5% | 5,61% |
Meksika | 7,25% | 6,6% | 0,61% |
Macaristan | 0,90% | 2,5% | -1,56% |
Polonya | 1,50% | 2,5% | -0,98% |
Tayland | 1,50% | 0,8% | 0,69% |
Güney Kore | 1,50% | 1,5% | 0,00% |
Ortalama | 1,37% | ||
Medyan | 0,74% |
Bahsetmiş olduğumuz durum elbette TCMB’nin son derece sıkı ve kredibilitesi yüksek bir para politikaıs uygulayarak TL’ye değer kazandırması ile ters yöne doğru da evrilebilir ve enflasyonda düşüş sağlanabilir. Ancak mevcut para politikası durulu ve kurların da 2018 yılı genelinde son birkaç yıldaki yükselişi devam ettirmesi durumunda enflasyonda da düşüşün sağlanması çok zor olacaktır. Merkez Bankası’nın bu kapsamda önümüzdeki dönemde yine GLP’yi ana faiz olarak kullanmak suretiyle sıkı para politikasını devam ettirmesini bekleriz.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.