Yerli otomobili üretecek konsorsiyumda yer alan şirketler resmen açıklandı. Yerli otomobil için kurulacak Ortak Girişim Grubu’nda Anadolu Grubu, BMC, Kıraça Holding, Turkcell ve Zorlu Holding yer alacak.
Düzenlenen toplantıda yerli otomobilin tanıtımı için şu ifadeler yer aldı:
“Türkiye’nin markası, Türkiye’nin tasarımı, Türkiye’nin teknolojisi, hür olmak, hür yaşamak. Dışa bağımlılığı, fosil yakıtlara ihtiyacı azaltmak… Ekonomik anlamda da tam bağımsızlığı sağlamak. Türkiye’nin kaynaklarıyla üretilmiş yüksek katma değerli ihracat gerçekleştirmek… Yüz binlere iş, milyonlara aş olmak… Sürdürülebilir, yenilenebilir çevreci çözüm, elektronikli motor ve batarya teknolojisi, küresel ölçekte de ticari başarı…”
Yerli otomobili üretecek şirketleri açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
* Türkiye’nin otomobili için elini taşın altına koyan babayiğitlerimizi ilan edeceğimiz bu toplantının ülkemize, milletimize, sektörümüze ve girişim grubumuzu oluşturan şirketler için hayırlıo olmasını diliyorum.
* Merhum MUhammed Ali hayalgücü olmayanların kanadı yoktur diyor.
* Markası, tasarımı, mühendisliği, üretimi, pazarlaması Türk olan bir otomobil üretme hayalimiz vardı. Bundan 20 yıl önce yerli otomobil üretilmesine yönelik teşebbüsü anlayabiliyorum. Geçtiğimiz yılda 750 bin otomobilin satıldığı ülkemizde yerli otomobil üretilememesi ayıbından kurtuluyoruz. Yıllardır yapmış olduğum çağrıların yanıt bulmasından memnuniyet duyuyorum.
* Girişimdeki şirketlerden beklentimiz 2019’dan prototipin tamamlanması ve 2021 yılında satışa sunulmasıdır. Bu konuda en küçük bir gecikme istemiyoruz.
Toplantıda konuşan Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
* Bugün ülkemizi için önemli bir proje için bir araya geldik. Ülkemizin gücünü en iyi değerlendirerek proje için ilk adımı atıyoruz. Yok mu bir Babayiğit çağrısına yanıt veren 5 şirkete de teşekkürlerimizi iletiyoruz. 5’li bir konsorsiyum projeyi gerçekleştirmek için imzaları atacaklar.
* Önemli projenin iş dünyamıza da yeni bir heyecan getireceğinden şüphem yok. Başarılarımıza yeni bir başarı ilave edecektir.
* Otomotiv sektörü, üretim ve ihracat gibi göstergelerde ülkemiz her geçen gün ilerleme kaydediyor. Son rakamlara baktığımızda bunu rahatlıkla görüyoruz. Otomotiv sanayi payı ihracat kalemleri içinde yüzde 17’ye ulaştı. Hal böyleyken Türkiye’nin otomobil yapamaması söz konusu olamaz. Bu iş ekonomik ölçeği bulma meselesidir. Biz devlet olarak bu işin içerisinde olmayız. Bu sürdürelibilir olmaz. Biz önünüzü açarız, yardımcı oluruz. Böylece bugün itibaıyla bu projeye başlamış oluyor.
* Türkiye’de 83 Ar-Ge merkezi var. Bu verilerle otomotiv ile ilgili Ar-Ge merkezleri sayısı bakımında bir numaraya ulaşıyor. Otomotiv sanayisinin toplam kapasitesi 1,9 milyon adet ihracat kapasitesine ulaşmış durumda. 2017 Ocak – Eylül döneminde 2016’nın aynı dönemine göre toplam üretimimiz yüzde 18, otomobil üretimizimiz yüzde 35 arttı.
* Türkiye’de yerli otomobil yapacak, mühendis de var, teknisyen de var işçi de var, babayiğit de var. Milli Tankı, tüp geçitleri, yolları yapan yerli otomobili de hayli hayli yapar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli otomobili üretecek ‘5 babayiğiti’ şu sözlerle açıkladı:
Hep babayiğitlerden söz ettik. şimdi size ortak girişim grubumuzda yer alan beş şirketimizi tanıtmak istiyorum.
İlki Anadolu Grubu’dur, bu grubumuz bünyesindeki 80’e yakın şirket ve 50 bin çalışanıyla ekonomiye çok önemli katkılarda bulunuyor. Anadolu Grubu’nun ‘Türkiye’nin Otomobili’ projesinde yer almasını isabetli buluyorum.
İkinci babayiğidimiz, BMC Grubudur. Türkiye’nin en büyük ticari ve askeri araç üreticilerinden BMC de yarım asırlık geçmişe sahip. Şirket mülkiyeti 2014 yılında değişen BMC’nin vizyonunu da genişleterek, savunma sanayiinin yanında Türkiye’nin Otomobili projesinde yer alma kararını memnuniyetle karşıladım. Katar ve Türk ortaklığı olan BMC grubu da bu katılımda bir babayiğidimiz.
Dördüncü babayiğidimiz Turkcell Grubu.Malum yazılımın ve yüksek teknolojinin önemi olduğu projede Turkcell’in yer alması yapılan işin doğruluğuna işaret ediyorum. Ben bu kuruluşumuzu da tebrik ediyorum.
Beşinci diğer babayiğidimiz Zorlu Holding’tir. Zorlu, Denizli’den başladığı sanayi serüvenini tüm dünyaya yaymış bir başarı hikayesinin adıdır. Geniş bir alanda faaliyet yürüten Zorlu Holding’in burada yer alması sahip olduğu büyük birikimle, Türkiye’nin Otomobili projesi için önemli bir şanstır.
Türkiye’nin Otomobili Ortak Girişim Grubu Tanıtım Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu mesajları verdi:
Sayın Başbakan, değerli misafirler, hanımefendiler beyefendiler sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Öncelikle Hakkari ve Tunceli’de teröristlerle çıkan çatışmalar neticesinde 8 şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Teröristlerden ise 17’si Hakkari, 5’i Tunceli olmak üzere 22 terörist de bu çatışmalarda etkisiz hale getirilmiştir. Şuanda da çatışmalar yine aynı şiddette devam ediyor. Hep söylediğimiz gibi biz şehidimizin kanını yerde bırakmayacağız. Sonuna kadar bu teröristleri bitirinceye kadar bu mücadelemizi devam ettireceğiz. Zira bu ülkede terörün egemen olmadığını bu zihniyetlere göstereceğiz. Onun için de ben şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize şifalar diliyorum.
“MİLLETİMİZİN HAYALİYDİ”
Türkiye’nin otomobili için elini taşın altına koyan babayiğitlerimizi ilan edeceğimiz bu toplantının bu vesileyle ülkemize milletimize sektörümüze girişim grubumuzu oluşturan şirketlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu projede emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Merhum Muhammed Ali, “Hayal gücü olmayan insanın kanatları yoktur” diyor. Bizim de bugün ortak girişim grubunun tanıtımı için bir araya geldiğimiz markası Türk, tasarımı Türk, mühendisliği Türk, üretimi Türk, pazarlaması Türk bir otomobile sahip olma hayalimiz vardı. Aslında bu milletimizin de hayaliydi.
Bundan 20 yıl 30 yıl önce yerli otomobil konusundaki tereddütleri anlayabiliyorum. Ülkemizde toplam 91 bin otomobilin satıldığı 2001 yılında böyle bir teşebbüsün ekonomik bulunmaması gayet tabiidir. Ama geçtiğimiz yıl itibariyle yılda 757 bin otomobil satışına ulaşmış bir Türkiye’de hala adım atılmıyor olması artık ülkemizin bir ayıbı haline gelmişti. Bugün tarihi bir adıma atıyoruz.
Biraz sonra isimlerini tek tek açıklayacağım ortak girişim grubumuzdan beklentimiz, hazırlık sürecini hızla tamamlayarak en geç 2019’da otomobilimizin prototipini tamamlaması, 2021’de de ticari satışına başlamasıdır. Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında özel bir yere sahip olduğuna inandığım bu projede en küçük bir gecikme istemiyoruz. Karşınıza çıkacak sorunların çözümü, engellerin aşılması noktasında cumhurbaşkanı olarak bizzat yanınızda yer alacağımı belirtmek isterim.
“İLK OTOMOBİLİ BEN ALACAĞIM”
Hatta gerekiyorsa sırf bu projenin takibi ve sıkıntıların bertaraf edilmesi için cumhurbaşkanlığında da şöyle bir ekibi görevlendireceğimi bilmenizi istiyorum. Artık zaman kaybına tahammülümüz bulunmuyor. Madem ki bu babayiğit arkadaşlarımız ellerini taşın altına soktular, bize de onlara gereken her yerde destek vermek düşer. Şimdiden açıklıyorum, piyasaya süreceğiniz ilk otomobilin bedelini ödemek şartıyla taliplisi de benim.
“İLK ÜÇ DÖNEMİ KAÇIRDIK”
Dolayısıyla üretilecek otomobilin de bugünün değil geleceğin ihtiyaçlarına uygun olacağından şüphe duymuyoruz. Bu otomobilin öncü ve taşıyıcı gücü ortak girişim grubu olacaktır. Bu otomobil tüm Türkiye’nin katkısıyla ortaya çıkacaktır. Ortaya doğru dürüst bir ürün konduğunda milletimiz buna dört elle sarılacak tercihini bu araçtan yana kullanacaktır. Dünyaya pazarlanması konusunda da her türlü desteği vereceğimizden emin olunuz. Tüm markaların ortaya çıkışlarında devlet desteği aldıklarını biliyoruz. Bizim de bu şekilde hareket etmemizden daha tabii bir şey olamaz.
“HİBRİD VE ELEKTRİKLİ OTOMOBİLE YÖNELMEK İSTERLERSE MEMNUN OLURUZ”
Halen TÜBİTAK bünyesinde üzerinde çalışmalar yapılan platform girişim grubumuzun emrine amadedir. Doğrudan hibrid ve elektrikli otomobile yönelmek isterlerse daha da memnun oluruz. Kararları ne olursa olsun, biz kendilerine her türlü desteği vereceğiz. Yeter ki Türk milletini bu büyük hayaliyle buluştursunlar. Bizim bu heyecanımız ve destek beyanımız ortak girişim grubuna özel değildir. Biz ülkemizi geleceğe taşıyacak, hedeflerini yaklaştıracak adım atma niyetine ve samimiyetine sahip herkes için aynı hissiyata sahibiz. Eğer bu proje için daha önceleri başkaları aynı iradeyi ve kararlılığı göstermiş olsalardı onların da yanında yer alacaktık. Bundan sonra da hangi alan olursa olsun projesi olanlara kapımız açıktır.
Konvansiyonel yöntemlerle geldiğimiz yer elbette önemlidir. Türkiye’yi 15 yılda üç kat büyütme başarısını bu şekilde gerçekleştirdik. Ancak orta gelir tuzağından kurtulup yüksek gelirli ülkelere çıkmanın yolunun tasarımdan yüksek teknolojiden geçtiğini de çok iyi biliyoruz. Ne pahasına olursa olsun üretim ve bu noktada yüksek teknolojiye sahip üretim bu anlayışla yapılacak yatırımlara hep birlikte öncelik tanımalıyız. Çünkü bu işin aktörleri şu anda bu salonda.
Bunun yolu örneğin madenlerimizi taş ve toprak karışımları olarak değil mamul olarak ihraç etmekten geçer. Otomobilin parçalarını üretmekten değil, yazılımının da kendimizin geliştirmesinden geçiyor. Sonuçta ekonominin ve teknolojinin gittiği yön bellidir. Bizim de kendimizi buna göre ayarlamamız şart. Daha önceki fırsatları, girişimcilerimizin ayağına pranga vurarak, işlerini zorlaştırarak, kendi iç meselelerimizle uğraşmaktan dolayı kaçırmıştık. Milletimiz hala merhum Nuri Demirağ’ın uçak fabrikası projesinin niçin neticeye ulaşmadığını anlamakta zorlanıyor. Uçaklardan birinin düşmesi olsa da işin gerisinde başka tezgahlar bulunduğu da ortadadır. Girişimin akamete uğramasının şirketin iflası olarak gerekçesi de kimseyi ikna etmemiştir. Devrim otomobilinin deposuna yakıt konmadığı için yolda kalması gerçek sebebi asla olamaz.
“BU KADAR NAZI ÇEKMEYE NE GEREK VAR?”
Aradan 60 yıla yakın süre geçti ve biz Nuri Killigil’in ulaştığı seviyeye daha yeni yeni geliyoruz. Bu soruyu kendimize sormamız lazım. Yerli piyade tüfeğimizi, füzelerimizi henüz yeni yeni ticari düzeye ulaştırabildik. İşte şurada Amerika’dan polis teşkilatımız tabanca, 1500 tane tabanca alacak. Verilen cevap “Kongreden geçmedi” Biz tabancayı yapıyoruz aslında. Dedik ki bundan böyle gerek yok, Amerika’dan tabanca almayacaksınız. Bizim kendi ürettiklerimizle artık bu süreci devam ettireceksiniz. Ne gerek var? Bu kadar nazı çekmeye ne gerek var?
Ecdadımız “hazıra dağ dayanmaz diye, el atına binen tez iner” diye boşa dememiştir. Biz kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız. Türkiye öyle bir ülke ki, kimse husumetini kazanmak istemez, ama kimse güçlenmesini büyümesini de istemez. Tabi biz başkalarının ne dediğine bakmayacağız, büyümeye devam edeceğiz. Biz güçleneceğiz, kendi ayaklarımızın üstünde durmakla kalmayacak, gönlünü bize çevirmiş tüm dostlarımızın güven kaynağı haline geleceğiz.
“BU OTOMOBİLİ ÜLKEMİZE VE DÜNYAYA KAZANDIRACAĞIZ”
Türkiye’nin otomobili işte bu projeye bu anlayışla çok büyük önem veriyoruz. Mesele otomobil üretmek değil, buradan ortaya çıkacak teknolojiyle birikimle dünyaya meydan okuyacak yeni ve çok iddialı bir çıkış ortaya koymaktır. Muhammed Ali’nin ifadesini kullanmıştım ya. Şimdi de diyorum ki “İddianız yoksa kanatlarınız yoksa uçamazsınız” Biz ülke ve millet olarak işte burada iddiamızı ortaya koyuyor ve diyoruz ki, Türkiye’nin otomobilini yapacağız. Hiç şüpheniz olmasın. Hem de en güzel tasarımla, en güzel teknolojiyle, organizasyonla bu otomobili ülkemize ve dünyaya kazandıracağız. Böyle babayiğitler bize destek olduğu sürece, otomobille birlikte daha nice başarılara imza atarız.
Türkiye’yi darbelerle yıkamadılar, vesayet güçleri hep birlikte gayret etiler durduramadılar. Türkiye’yi ekonomiyi silah gibi kullanarak sendeletemediler. Bölgemizdeki krizlerin yıkıcı etkilerini bize ciro edemediler. Küresel düzenin çarpıklıkları konusundaki haklılıklarımızın üzerini örtemediler.
Buradan onlara kötü bir haber vereyim. Geçmişte attığı her adımı kontrol ettikleri, her işi yönlendirdikleri, geleceğiyle istedikleri gibi oynayabildikleri Türkiye artık yok. Artık istiklali ve istikbaline, tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi, terörle mücadelede olduğu gibi hayatı pahasına sahip çıkan Türkiye var. son nefesimize kadar bu Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz. Gençlerimizle her bir araya gelişimde, onları 2023 – 2053 – 2071 vizyonlarını sahiplenişlerine sahip oldukça bu ülkede bu nesil Allah’ın izniyle bu dönüşüm değişimi taçlandıracaktır. Buna inanıyorum.
Hep babayiğitlerden söz ettik. şimdi size ortak girişim grubumuzda yer alan beş şirketimizi tanıtmak istiyorum.
ERDOĞAN BABAYİĞİTLERİ TEKER TEKER AÇIKLADI
İlki Anadolu Grubudur, bu grubumuz bünyesindeki 80’e yakın şirket ve 50 bin çalışanıyla ekonomiye çok önemli katkılarda bulunuyor. Anadolu Grubu’nun Türkiye’nin Otomobili projesinde yer almasını isabetli buluyorum.
İkinci babayiğidimiz, BMC Grubudur. Türkiye’nin en büyük ticari ve askeri araç üreticilerinden BMC de yarım asırlık geçmişe sahip. Şirket mülkiyeti 2014 yılında değişen BMC’nin vizyonunu da genişleterek, savunma sanayiinin yanında Türkiye’nin Otomobili projesinde yer alma kararını memnuniyetle karşıladım. Katar ve Türk ortaklığı olan BMC grubu da bu katılımda bir babayiğidimiz.
Üçüncü babayiğidimiz ise Kıraça Holding’dir, her ne kadar 20 yıl görünüyorsa da İnan Kıraç ile bir birikimi ifade ediyor. Kıraça Holding yenilikçiliğiyle kısa sürede sektörde hak ettiği yeri almıştır. Bu birikimin Türkiye’nin Otomobili projesinde yer almasını çok çok önemli görüyorum. Kendilerini tebrik ediyorum.
Dördüncü babayiğidimiz, Turkcell Grubu. Malum yazılımın ve yüksek teknolojinin önemi olduğu projede Turkcell’in yer alması yapılan işin doğruluğuna işaret ediyorum. Ben bu kuruluşumuzu da tebrik ediyorum.
Beşinci diğer babayiğidimiz Zorlu Holding’tir. Zorlu, Denizli’den başladığı sanayi serüvenini tüm dünyaya yaymış bir başarı hikayesinin adıdır. Geniş bir alanda faaliyet yürüten Zorlu Holding’in burada yer alması sahip olduğu büyük birikimle, Türkiye’nin Otomobili projesi için önemli bir şanstır.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.