Konferansta, sürdürülebilir gıdanın geleceği içinde balık ve balık ürünleri ve tüketici bilincini yükseltmenin önemi de gündeme taşındı. 

Konferansın, “Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Oluşturmak: İzlenebilirlik ve Kalite” başlıklı panelinde görüşlerini açıklayan Leröy Türkiye Genel Müdürü Ümit Güvenç, balık ve balık ürünlerindeki tüketim alışkanlıklarını gündeme getirdi. Deniz ürünleri alanında dünyanın lider firmalarından, Norveçli Leröy SeaFood Grubu’nun sürdürülebilirlikle ilgili Türkiye’ye yönelik yatırımlarından söz ederek, deniz ürünlerinde sürdürülebilirliğin tüketiciler açısından önemine vurgu yaptı.
Konuşmasında deniz ürünlerinin izlenilebilirliği ve sağlıklı balık nesillerinin sürdürülebilirliğinin, gelecek nesillerin sağlıklı deniz ürünü temininin sigortası olduğuna dikkat çeken Güvenç; “Tüketicinin sürdürülebilirlikle ilgili farkındalığını arttırmak, balık üretim, işleme başta olmak üzere, tedarik zincirinin her halkasındaki paydaşların sorumluluğundadır. Üreticiler olarak talebi yönlendirmek durumundayız. Balık tüketimi ülkemizde, gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda yıllardır düşük seviyelerde seyrini devam ettiriyor.” dedi.

Talebi arttırabilmek için sektörün tüm paydaşlarının işbirliği içinde çaba göstermeye devam etmesi gerektiğini hatırlatan Güvenç, Türkiye’deki et tüketiminin ithal et dahil yılda 1.300.000 ton balık tüketiminin ise 700 bin ton civarında bulunduğunu, bu miktarın 250 bin tonunun çiftçilik balığı, geri kalanının avcılık balığı olduğunu dile getirdi. “ Sektörü yönlendiren kurumlar olarak, tüketici bilincini yükseltmek ve sağlıklı balık tüketimini arttırmakla ilgili çalışmaları daha yaygın olarak gerçekleştirmemiz gerekiyor. Tüketicilerin kırmızı et kadar balık tüketimine de ağırlık vermesi hem sağlıklı beslenme hem de ülkemizde deniz ürünleri sektörünün güçlenmesine destek olmak açısından büyük taşıyor. Bu gerçekten yola çıkarak, düzgün işleyen tedarik zinciri ve izlenilebilirlik içinde market raflarında yerini almaya başlayan hijyenik ambalajlı balık ürünleri, tüketimini olumlu yöndeetkileyecektir “ dedi.

Sürdürülebilir Gıda Konferansı, sektörün önde gelen liderleri ile nüfus artışı, iklim değişikliği, sürdürülebilir büyüme, kaynak verimliliği, sağlık, açlık ve göç gibi birbiri ile bağlantılı konulara ve sorunlara gıda sistemlerinin dönüşümü ile nasıl çözümler üretilebileceğini ve bu alandaki fırsatları gündeme taşıdı.
Sürdürülebilirlik Akademisi ve Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası–TÜGİS’in öncülüğünde; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) katkılarıyla gerçekleştirilen konferans, sürdürülebilir gıdanın geleceğinin konuşulduğu uluslararası bir platforma dönüştü.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın