Kavurucu sıcaklarla rekor seviyelere çıkan elektrik tüketimi gözleri yeniden bu sektöre çevirdi. Uzenergy Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Uzun, Temmuz-Ağustos aylarında maliyetlerin tarifenin üzerine çıktığını, 8 aydır şirketlerin zarar ettiğini ve tarifeye 2016 yılından bu zamana kadar zam yapılmadığını belirtti.

1.5 YILDIR FİYATLAR AYNI

Uzenergy olarak elektrik enerjisi tüketimi ile ilgili mevcut müşterilerini koruduklarını anlatan Uzun, “Bizim şu anki tüketimimizde yüzde 30-40’lık bir artış var. Ancak piyasa şartları bizim gibi kuruluşların hepsine zarar veriyor. Bütün girdilerimiz dövize bağlı ama satışlarımız Türk Lirası” şeklinde konuştu. Bu zararın sebebinin tarifenin 2016 yılından bu zamana kadar artış göstermemesinden kaynaklandığını belirten Uzun, “Bu süreçte çoğu firma zarar etti, bir çok firma portföy boşalttı veya kapanmak zorunda kaldı. Ocak 2018 ve Nisan 2018 ayında yüzde 5’lik olmak üzere 2018’de tarifede yüzde 10’luk bir artış beklentimiz var. Bu sektör için büyük bir rahatlama yaratacaktır” dedi.

SATIŞ FİYATI MALİYETLERİN ALTINDA

Elektrik ticareti açısından 2017’nin ilk 8 ayının iyi geçmediğini anlatan Uzenergy Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Uzun, “Elektrik ticaretine destek bekliyoruz, elektrik üretimine destekler veriliyor, ancak ticaret kısmına özen gösterilmiyor. Türkiye’de elektrik enerjisi 36 milyon meskende tüketiliyor. Bu 36 milyonun 28 milyonu serbest tüketici vasıflarına sahip olmayan meskenler. Enerji Bakanlığı sosyal bir tarife geliştirip, serbest tüketici olmayanlara da o tarife üzerinden elektrik verirse tarife baskısını şirketlerin üzerinden atılabilir. Ticarethanelere ve Sanayi kuruluşlarına da ayrı bir tarife hazırlanırsa baskıdan kurtulmuş olunacak. Maliyet ile tarife fiyatı çok yaklaştı. Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında maliyet fiyatı tarifenin üzerine çıktı. Düzenleme yapılmazsa sektör çok zorlanacak” diye konuştu.

41 bin 500 milyonu bulan elektrik abonesinin sadece yüzde 9’unun perakende şirketlerinden enerji tedarik ettiğini ifade eden Uzun, “Bu durumda ülkemizde hali hazırda yaklaşık 31 milyon adet serbest tüketici olmayan mesken abonesi  bulunuyor. Mesken kullanıcıları toplam elektrik tüketiminin sadece yüzde 24’lük miktarına denk geliyor. Bu rakamda yaklaşık olarak aylık 4 milyar yıllık ise 48 milyar dolarlık bir piyasaya tekabül ediyor.Hüseyin Uzun, bu sebepten dolayı Enerji Bakanlığı’nın sosyal bir tarife geliştirmesi gerektiğini, bu sosyal tarifenin elektrik ticaret sektörü rahatlatacağını ve elektrikteki zam baskısını ortadan kaldıracağını inandığını söyledi.

ELEKTRİĞİ DEPOLAYAN KAZANACAK

“Ürettiği elektriği depolayabilen kazanacak” diyen Hüseyin Uzun, Almanya’da şuan bunun için alt yapıları hazır, Amerika ve Çin bu konuda çalışmalar yürütüyor. Türkiye olarak depolama konusunda henüz yol kat etmedik. İlerleyen dönemlerde elektrik üretimi, evlerde başlayacak. “Evler kullanamadığı elektriği ufak şebekelere satıp yandaki komşularıyla, onlar da mahalleyle paylaşacak. Bireyden yukarıya giden ağlar oluşacak” diye konuştu. Bunun için depolama araçlarına ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Uzun, “Türkiye’de bu konuda depolama çalışması yok ama ileriki aşamalarda olacaktır. Dünyada elektriğin depolanması adına Ar-Ge çalışmaları yapılıyor” dedi.

SANAYİCİNİN YÜZDE 51’İ SERBEST TÜKETİCİ

Abonelerinin ağırlıklı olarak sanayi kuruluşları ve ticarethaneler olduğunu belirten Uzun, “Türkiye’de 300 bin civarında elektrik abonesi sanayi kuruluşu var. Sanayi kuruluşlarındaki elektrik tüketim artışı sanayicinin çalıştığının ibaresidir. Genellikle resmi tatil günlerinde sanayi kuruluşları bakıma girer. Bu yüzden resmi tatillerde elektrik tüketimi yüzde 60-70 civarı düşer, bu da elektrik fiyatlarının ucuzlamasına sebep olabilir” dedi.

ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN ARTMASI PETROL TALEBİNİ ETKİLEMEZ

Elektrikli ve hibrit araçlar ciddi popülerlik kazanıyor. Daha akıllı teknolojiler ortaya çıkıyor. Bütün ülkelerin fosil yakıtlardan çıkıp elektrikli araçlara yönelmeye başladığını anlatan Hüseyin Uzun, “Almanya, Norveç, Hollanda bunların örneklerinden, yavaş yavaş ve kademeli olarak bir geçiş sağlanıyor. Aslında her şey müsait bunun için ancak alt yapımız uygun değil. Türkiye eğer elektrikli otomobile geçmek istiyorsa kurulu güç ve baz yük santrallerinin artırması lazım” dedi. Elektrikli ve hibrit araçların dünya genelinde 2 milyon adetlik satış rakamına ulaştığını ancak bunun petrol talebini azaltmayacağını savundu. Talep büyümeye devam edecek. Çünkü geçen yıl satılan 100 aracın sadece 1’i elektrikliydi. Bu sayı 50’ye ulaşsa bile, talep artış yönünde, asıl petrol talebi petrokimya sektörü ve jet yakıtlarından geliyor. Şu anda elektrikli ve hibrid araçlar dünyadaki tüm araçların yüzde 1’ini karşılıyor ama lityum çok sınırlı bir kaynak. 1 elektrikli araba için 20 kg ila 60 kg arasında lityum kullanılıyor. Küresel piyasada lityum üretimi yıllık 35 bin ton seviyesinde. Elektrikli araç üretimi ve kullanımı için gerekli lityum sınırlı. Bunu görmezden gelemeyiz.  Elektrikli araçların satışlarının artması şuan biraz endişe verici olduğunu belirtti.

 


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın