Balığı yalnızca ticari bir ürün olarak değil; gelecek nesillere bırakılması gereken bir değer, miras olarak gören Metro Toptancı Market, balığın izlenebilirliğini sağlayan, Türkiye’de ilk defa hayata geçirilen bir projeye imza attı. Metro, “Bugünün balığını yarına da bırakalım” diyerek Su Ürünleri Kooperatifleri ve balıkçılarla el ele vererek balığın izlenebilirliğini ve sürdürülebilirliğini sağlamak için yola çıktı.
Metro, proje kapsamında, limanlarda ve karaya çıkış noktalarında su ürünleri kasalarına konulan balığın hangi sularda, hangi tekne ile, ne zaman avlandığını belirten izlenebilirlik bilgilerini kayıt altına alıyor. Bu bilgiler satış aşamasında kasalara veya poşetlere konulan QR barkod ile müşterilerin bilgisine sunuluyor.
Metro, sadece balık boy ve avlanma dönemi yasaklarına uyan balıkçılarla çalışırken, aynı zamanda geleneksel balıkçılığı da koruma altına almayı hedefliyor.
Sağlıklı, güvenilir ve sürdürülebilir deniz balığını müşterilerine temin edebilmek adına düzenli olarak deniz balıklarının avlandığı sulardan ve avlanan balıklardan numuneler alarak ağır metal ve mikrobiyolojik analizleri yapıyor. Bu kapsamda her yıl 100’e yakın deniz balığı numunesinde analizler yapılıyor ve sadece uygun olan ürünler müşterilere sunuluyor.
Proje kapsamında kooperatiflere bağlı balıkçılara doğru hijyen koşulları, boy ve avlanma yasakları konularında eğitimler verilerek farklı bölgelerde avlanan balıkçılardan teslim alınan balıkların hijyen koşullarını bozmadan ve soğuk zinciri kırmadan mümkün olan en kısa sürede mağazalara ulaştırılıyor. Toplantıda söz alan proje ortakları balığın tutulduğu yeri, nasıl tutulduğunu, pazara nasıl transfer edildiğini, denizlerin kirlenmeden korunması ve yasa dışı balıkçılığın önlenmesi için el ele vermekten mutluluk duyduklarını belirtti.
Ağdan çatala uzanan yolda şeffaflık…
Metro Toptancı Market Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Özerkan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıda “Balıkçılarla el ele verdiğimiz bu proje ile lüfer, palamut, hamsi ve istavrit balıklarını, Türkiye denizlerinde avlanan balıkçılarımızın alın terini koruyan Merkez Birliği’ne bağlı (Merkez Birliği’ne bağlı İstanbul, Rize, Çanakkale ve Adana) kooperatiflerden de tedarik etmeye başlıyoruz. Bu satın alma süreci sayesinde ağdan çatala uzanan yolculuğu izlenebilir kılıyor ve geleneksel balıkçılığı koruma altına alıyoruz.
Türkiye’nin en çok balık satan marketi olarak kuruluşumuzdan bu yana 80 bin ton balık sattık ve balık reyonlarının yatırım maliyeti 41 milyon TL’ye ulaştı. 33 mağazamızda balık reyonlarına her yıl ortalama 13,4 milyon TL’lik harcama yapıyoruz ve balık kategorisinde 200 kişiyi istihdam ediyoruz” dedi.
Türkiye Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği (Sür-Koop) Genel Başkanı Ramazan Özkaya toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği, 2004 yılı başında Doğu Karadeniz, İstanbul, Çanakkale, Balıkesir, İzmir, Muğla ve Mersin Su Ürünleri Kooperatifleri Bölge Birlikleri tarafından 1163 Kooperatifler Kanunu ile kurulmuştur. Türkiye’ de 31241 üyesiyle, 572 tane Su Ürünleri Kooperatifi ve 16 tane Bölge birliği bulunmaktadır. Aynı zamanda balıkçılarımız 18,494 balıkçı teknesine sahiptir. Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliğinin 340 Kooperatif ve 15 Bölge Birliği bünyesindedir. Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği balıkçıları temsil eden en büyük organizasyondur. Ayrıca Dünya Balıkçılık Kooperatifleri Örgütü (ICFO) bünyesinde dünyaya açılmış bir örgüttür.
Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği olarak dünyanın ortak mirası olarak kabul edilen insanların yüksek kalitede hayvansal protein ihtiyaçlarını karşılanmasında önemli kaynaklardan olan su ürünlerini gelecek nesillere aktarmak sürdürülebilirliği sağlamak en önemli görevimizdir.
Metro ile iş birliği yapmak istememizin en büyük nedeni; su ürünleri kaynaklarının korunması bilinciyle hareket etmesidir. Metro, süreklilik, hijyen, kalite ve gıda güvenliği, serbest alış-veriş ortamı, ulusal dağılım (penetrasyon), stabil fiyat, tüketim alışkanlıklarının değişimine katkısı, geniş ürün yelpazesi ile ülkemizin en büyük toptan satış marketlerinden biridir. Metro’nun su ürünleri pazarlama stratejilerinde önceliği sürdürülebilirlik olması, boy ve zaman yasaklarına uymayan balıkları pazarlamaması ve aynı zamanda tüketici bilincinin artmasını sağlayacak toplantılar seminerler yapması biz balıkçıları çok sevindirmektedir. “Üreticiden-tüketiciye” bilinciyle yola çıktığımız bu anlaşmada iki taraflı sorumluluk bilinciyle çalışacağımıza inancımız sonsuzdur.
Metro ile yapacağımız iş anlaşmasının iki taraf için de hayırlı olmasını temenni ediyorum.”
Toplantıya katılan İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk yaptığı konuşmada “Türkiye ucuz ve kaliteli balık yemeli. Denizlerdeki su canlıları stoklarının korunması için özellikle Marmara ve Karadeniz’de deniz koruma alanları oluşturulmalı. Çiftlik balığı üretimi artırılmalı, tüketicinin kaliteli balığa ulaşımı için ağdan tabağa kadar olan bütün evreler izlenmelidir. Türkiye topyekûn deniz kirliliğiyle mücadele için yeni bir başlangıç yapmalıdır” dedi.
Kooperatifçiliğin geliştirilmesi, desteklenmesi ve sürdürülebilir balıkçılık hedefleri…
Metro Toptancı Market Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Özerkan sözlerini şöyle sürdürdü: 2000-2015 yılları arasında deniz ve iç sularımızda avlanan balık miktarında yüzde 30’lara varan bir düşüş görüyoruz. Öte yandan, tür çeşitliliği bakımından ülkemizin denizlerinin hala zengin olduğunu söyleyebiliriz. Karadeniz’de 300, Marmara denizinde 200, Ege denizinde 300 ve Akdeniz’de 400 balık türü bulunuyor. Ancak son 30 yılda kalan balık türleri ciddi şekilde azaldı. Günümüzde kalkan, mersin, orkinos, kolyoz gibi balıkların Marmara ve Karadeniz’den çekildiğini biliyoruz.
Biz bugünün balığını yarına da bırakmak istiyoruz. O nedenle bugün sizlerle paylaştığımız projemizi hayata geçirdik. Bu tür iş birliklerinin sektöre örnek olacağına ve balıkçılığın bu tür iş birliklerinden çok yararlanacağına inanıyoruz” dedi.
Metro, geçtiğimiz yıllarda da balık nesillerinin sürdürülebilirliği için projeler hayata geçirdi. 2010 yılında Türkiye’nin ilk sürdürülebilir balıkçılık projesi olan “Kızına bak anasını al” ile soyu tükenme riski taşıyan lüferin 24 cm altındaki türleri olan çinekop ve sarıkanatı satmama kararı aldı. Uygulamaya koyduğu bu boy yasağı Türkiye’deki yasal mevzuata temel teşkil etti. Bir diğer projesi olan Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) ile 2012’de başlatılan “Palamutlar Nerede?” ile palamutun korunması için uluslararası iş birliği geliştirdi. 2015’te tamamlanan proje kapsamında 4.500 balık markalanarak denizlere bırakıldı ve göç yollarının tespiti sağlandı.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.