Türkiye’nin ekonomi alanındaki en önemli ortağı olan Almanya ile diğer ülkelerle kıyaslanamayacak ölçüde gelişmiş ilişkileri olduğu tüm kamuoyunun malumudur. Kısaca ifade etmek gerekirse, Almanya 30 yıla yakın bir süredir Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı konumunda bulunmaktadır. Ülkemiz toplam ihracatının yüzde 10’unu Almanya’ya yapmaktadır. Otomotivden makineye, birçok sektör için Almanya hayati pazardır.

Bu çerçevede, ülkemiz ve çevresinde gelişen gerginliklerin ekonomik faaliyetleri strese sokmaması gerektiğini düşünüyoruz ve ekonomik dünyanın aktörlerinin siyasi gerginliklerin mağduru olacak duruma düşürülmemesi gerektiğine inanıyoruz.

Gerek Almanya ilişkileri özelinde, gerekse AB ile işbirliği genelinde, siyasi krizlerle vakit kaybedilmeden, sağduyu ve girişimcilik ruhuyla hareket edilerek, toplumsal refahın ve barışın sağlanması yolunda istihdam sağlayacak yeni yatırımlara konsantre olunmalıdır. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen bin megavatlık Rüzgar Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesini, aralarında Almanya merkezli bir şirketin de bulunduğu konsorsiyumun kazanmış olmasını da gerilen ilişkilerinin yeniden toparlanması açısından son derece olumlu karşıladığımızı özellikle ifade etmek isteriz.

Dünyada serbest ticaret anlaşmaları artarken, AB ile gümrük birliği güncellemeleri yapılması zorunlu bir hal almıştır. Aynı zamanda Türkiye’de basın özgürlüğü, insan hakları ve demokrasinin gelişimi konusunda geliştirilmesi gereken konular da bulunmaktadır. Bu nedenle AB ile yeni fasılların açılması da büyük önem taşımaktadır.

Son olarak, terörün sadece ülkemizi değil, Almanya dahil tüm dünya ülkelerini yakından ilgilendiren bir sorun olduğunu hatırlatmak isteriz. Almanya’nın ve AB’ye üye bazı ülkelerin terörle mücadelede Türkiye’ye koşulsuz şartsız destek vermesi ve işbirliği içinde olması gerekmektedir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın