Türkiye ekonomisi 2017’nin birinci çeyreğinde, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,5 olan piyasa beklentisinin üzerinde yüzde 5 büyüme performansı gösterdi. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH endeksi, önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,5 beklentinin üzerinde yüzde 4,7 büyüme gösterirken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH endeksi ise çeyrekten çeyreğe yüzde 1,8 olan beklentinin bir miktar altında yüzde 1,4 büyüdü.

Beklentilerden yüksek gelen büyümenin mal ve hizmet ve ihracatı, devletin nihai tüketim harcamaları ve hanehalklarının nihai tüketim harcamalarından destek bulduğunu gördüklerini dile getiren Kapital FX Profesyonel Yatırım Araştırma Müdürü Enver Erkan, “İlk çeyrekte hanehalklarının nihai tüketim harcamaları yüzde 5,1 oranında büyüme gösterirken, devletin nihai tüketim harcamaları ise %9,4 oranında artmıştır. Devletin katkısı büyümeye pozitif, bunun yanında dayanıklı tüketim malları ve mobilyada ÖTV indiriminin hanehalklarının harcama kabiliyetine pozitif etki yaptığını görüyoruz. Bu kapsamda artan iç taleple beraber büyüme desteklenmiştir. 2016 son çeyreğinde başlayan bu trend 2017’nin ilk çeyreğine de sirayet etmiştir. Bunun yanında, ilerleyen çeyreklerde kamu teşviklerinin etkisinin kademeli olarak azalmasıyla beraber bu ilgili kalemlerde soluklanma görülecektir” diye konuştu.

Dış talebin büyümeyi daha önceki dönemlerde negatif olarak etkilediğini hatırlatan Erkan şunları söyledi:

“2017’nin ilk çeyreğinde Avrupa ekonomilerinin de toparlanıyor olmasının etkisiyle beraber dış talepteki artışın büyüme açısından destekleyici olduğunu görmek sevindirici. İhracatlar bu dönemde %10,6 oranında artış gösterdi. Bu durum lokal para birimindeki değer kaybından çok, Avrupa’da toparlanan ekonominin gelirler üzerinde yaptığı pozitif etkiden süregelmektedir.

Yatırımların katkısı çok yüksek değil. İlk çeyrekte gayrisafi sabit sermaye oluşumu sadece %2,2’lik büyüme gösterdi. Kredi büyüme stabil oranlarda seyrediyor. Lokal para biriminde görülen dalgalanmalar ve kurların istikrarsızlığı sanayiyi yatırımdan ve üretimden alıkoyuyor. Büyüme kompozisyonunun ilk çeyrekte zayıf kalan yanının da bu olduğunu görüyoruz. Sürdürülebilir büyüme, fiyattan değil katma değerli ve ihraç edilebilir mal üretimi ve bunların ihracatından geçmektedir. Kredi garanti fonunun da üretim ve yatırımlar üzerinde etkisini önümüzdeki çeyreklerde görme imkanı bulabileceğiz.

Büyüme açısından 2Q17 daha pozitif olacak gibi görünmekte. İlk çeyrekte öncü göstergelerin aydan aya kuvvetlendiğini görmüştük. 2Q17 açısından baktığımızda da, ilk görselde de göreceğiniz üzre başta sanayi üretimi olmak üzere öncü göstergelerde görülen pozitif seyir büyüme açısından destekleyici olmaya devam edecek gibi görünüyor. Bu da yüksek bir 2Q17 rakamının gelmesini sağlayacaktır. Öte yandan, küresel ekonomik büyüme trendi de bir yandan izleyeceğimiz bir başka değişken. Özellikle Trump’ın ticaret politikaları, Çin’deki talep görünümü ve gelişmekte olan ülkelerin büyüme trendi bizim açımızdan da önemli olacaktır. Global politik risklerin çok fazla büyümemesi bu noktada bizim açımızdan iyi olur. Bu rakamlardan sonra da Türkiye’ye ilişkin 2017 büyüme tahminleri yukarı yönlü revize edilecektir.

Türkiye ekonomisi Nisan ayında piyasa beklentilerine paralel bir şekilde 3,62 milyar USD cari açık verdi. Önceki ayın cari açık rakamı 3,06 milyar USD’den 2,99 milyar USD’ye revize edildi. Cari açık aylık bazda geçen yılın aynı dönemine göre artarken, yıllıklandırılmış bazda cari açık da 33,23 milyar USD olarak gerçekleşti. Mart ayında yıllıklandırılmış bazda cari açık 32,69 milyar USD seviyesindeydi. Ocak – Nisan 2017 dönemi cari açığı ise 11,6 milyar USD oldu.

Cari açık hem geçmiş yılın ayını ayına göre, hem de yıllıklandırılmış bazda önceki döneme göre daha yüksek gerçekleşmiştir. En önemli kalem olan dış ticaret dengesinde açık 3,53 milyar USD seviyesine yükselmiştir, Ocak – Nisan 2017 döneminde gerçekleşen dış ticaret açığı da 2016’ya göre 11,24 milyar USD’den 11,97 milyar USD’ye doğru artış göstermiştir.

Finansman hesabında doğrudan yatırımlardaki zayıf trend devam ediyor. Portföy yatırımlarında borçlanma araçlarına 2,79 milyar USD’lik giriş söz konusu, hisse senetlerine ise 307 milyon USD’lik giriş gerçekleşmiştir. Rezerv varlıklarda Nisan ayında 3,82 milyar USD azalma görülürken, net hata noksan kaleminde 3,87 milyar USD çıkış olması bunda etkili olmuş görünmektedir.”

 


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın