Bölge ülkeleri arasında 2014’ten beri süregelen ve daha çok Katar’ın diğer ülkelerin “terörist” olarak tanımladığı Müslüman Kardeşler örgütüne destek vermesinden süregelen anlaşmazlığın sonucunda, tüm diplomatik ilişkiler kesildi ve diğer ülkelerin de katılımıyla kriz, gerçek anlamda bir Körfez Krizi’ne döndü. Katar’a olan hava ve deniz trafiği durdurulurken, Katarlı diplomat ve vatandaşlardan da söz konusu ülkeleri terk etmeleri istendi. Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri 2014’te de büyükelçilerini Doha’dan çekmişlerdi.
Daha önce Katar’ın Bahreyn ve Suudi Arabistan ile bazı sınır anlaşmazlıkları da olmuştu. Son yıllarda ise hemen hemen her konuda Katar diğer bölge ülkeleriyle karşı karşıya geldi diyebiliriz. Katar’ın, Körfez’deki rejimler açısından tehdit unsuru olan Müslüman Kardeşler örgütüne desteği ve bu örgütün üyelerini topraklarında barındırması, diğer ülkelerin içişlerine karışması, İran ile yakın ilişkileri, Yemen’deki Husi militanları desteklemesi gibi çoğu terörle alakalı konular bölge ülkeleriyle ilişkilerin gerilmesinde ana sebepler. Bu açıdan, bölgenin güvenliğinin iyice tehdit altında olması, sıcak çatışma ihtimali ve artan jeopolitik riskler önemli stres unsurları olacaktır.
Yukarıdaki görselde Katar’ın yoğun olarak ihracatını yaptığı ürünler yer alıyor. Toplam ihracatın %55’i sıvılaştırılmış petrol gazı, %22’si ham petrol ürünleri, %8,1’i ise rafine petrolden oluşuyor. Katar’ın söz konusu ülkelerden Birleşik Arap Emirlikleri ile 3,43 milyar USD’lik (toplam ticareti içerisinde 6. sırada), Mısır ile 1,98 milyar USD’lik (toplam ticareti içerisinde 12. sırada) ve Suudi Arabistan ile 1,76 milyar USD’lik (toplam ticareti içerisinde 13. sırada) yıllık ticaret hacmi bulunuyor. Topladığımız zaman 3 ülkenin toplam payı Japonya, Güney Kore ve Hindistan’dan sonra 4. sıraya yerleşiyor. Katar, Mısır’a karşı ticari fazla yazarken, BAE, S. Arabistan ve Bahreyn’e karşı ticaret açığı vermekte.
Görselde, çoğu zaman eş hareket eden Brent petrol ve doğalgaz fiyatlarını görüyorsunuz. Katar’ın aynı zamanda dünyanın en büyük doğalgaz ihracatçılarından biri olduğunu göz önüne alacak olursak, genel anlamda enerji fiyatları grubu için önemli bir gelişme olarak duruyor. Brent petrol, yakın zamanda beklentilere paralel gerçekleşen OPEC arz anlaşması ve ABD’nin artan kaya petrolü üretimiyle 50 USD altını görmüştü. Şimdi ise 51 USD seviyelerine doğru bir tepki verdi. Doğalgaz CFD kontratlarında ise Pazartesi açılışı gapli yukarıda gerçekleşti ve işlemler an itibariyle 3,036 seviyesinden gerçekleşiyor. Bu fiyatlamaların yukarıya doğru ağırlık kazanıp kazanmayacağını krizin büyüklüğü belirleyecek. Önemli olan unsur da denizaşırı petrol sevkiyatlarında Suudi Arabistan, BAE, Katar ve İran’ın yoğunlukla kullandığı ve deniz yoluyla yapılan petrol sevkiyatında %30 paya sahip olan Hürmüz Boğazı sevkiyatlarının etkilenip etkilenmeyeceği. Normalde düşmekte olan petrol fiyatları daha çok ABD’nin kaya petrolü üretimi ile beraber küresel arzı tetiklemesinden kaynaklanmaktaydı, bu durum önümüzdeki dönemde de devam edecek görünüyor. Jeopolitik krize göre piyasa tepkisi de görece sınırlı kaldı denebilir.
Enver Erkan
KapitalFX Profesyonel Yatırım
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.