1997 yılında Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali proje tasarımını üstlendiği içinTürkiye’ye gelen GMW Architects’in, projeyi yerli ve yabancı mimarlardan oluşan bir ekip ile 18 ay gibi rekor bir sürede ve başarıyla tamamlanmasının ardından, o dönem GMW Architects’in 3 büyük ortağından biri olan Mimar Ali Evrenay Özveren tarafından 2000 yılında İstanbul’da kurulan GMW MIMARLIK, geçen yıllar içinde yaptığı çok sayıda havalimanı projesiyle edindiği deneyimle mimari proje ve danışmanlık hizmeti veriyor. GMW MIMARLIK mimari proje üretimi dışında ayrıca pek çok uluslararası havalimanının idarelerine veya uluslararası proje gruplarına terminal planlaması konusunda uluslararası danışmanlık hizmeti vererek, bu yönüyle Türkiye’de örneği olmayan bir başarıya da imza atıyor.
Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali binasını “İlk göz ağrımız, en gurur duyduğumuz projelerimizden biri ve aynı zamanda çok fazla geri bildirim aldığımız, dersler çıkardığımız bir terminal binası” diye anan GMW MIMARLIK ortaklarından Mimar Pınar İlki Emekçi yapının açılışından bugüne halen değişmekte, gelişmekte ve büyütülebilmekte olduğunu, bunun da GMW MIMARLIK’ın esnek ve modüler tasarım yaklaşımının bir sonucu olduğunu dile getiriyor.
Ödüllü Havalimanı Projeleri…
İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nin tamamlanmasının ardından geçen 17 sene içinde, Kahire, Üsküp, Ohrid, Roma, Medine, Riyad ve Kuveyt’in de aralarında olduğu uluslararası ölçekte toplam 17 havalimanı projesine imza atan GMW MIMARLIK için Mısırlı ve Türk profesyonellerden oluşan karma bir ekiple birlikte çalıştığı, 2007 yilinda projesi tamamlanan Kahire Havalimanı Terminal 3 binası dönüm noktası işlerden biri olmuş. Yapının mevcut konsept tasarımını günün şartlarına göre adapte eden ve ayrıca iç mimari tasarımını da yapan GMW MIMARLIK ekibi, havalimanı tasarımlarının A-380 gibi büyük gövdeli uçaklar için nasıl biçimlendirildiğini ilk olarak bu projeyle tecrübe etmiş.
Havalimanı servis kalitesi konusunda yolcular kapsamında yaptığı anketler sonucunda kategorisine göre yılın en iyi havalimanlarını belirleyen Airport Council International (ACI) tarafından üç kez ödüle layık görülen Üsküp Havalimanı ve yine Makedonya’da yer alan ve ölçek olarak küçük olsa da, kapsam olarak itfaiye, kargo, catering binası, ofis ve askeri binalar gibi çok çeşitli yapıları içeren Ohrid Havalimanı, GMW MIMARLIK imzası taşıyan uluslararası havalimanı projelerinden bazıları…
Yakın zamanda Roma Fuimicino Havalimanı için bir master plan çalışması kapsamında yeni terminal binası planlama prensiplerini tamamlayan GMW MIMARLIK, şu sıralar bir dünya devi olan AECOM’la birlikte Kuveyt terminali projesine devam ediyor.
Havalimanı Terminallerinde Çevresel Kriterler
Esnek, büyütülebilir, modüler bir yapı ile gün ışığını optimize ederek yolcunun her zaman nerede olduğunu net bir şekilde kavrayabileceği, takip etmesi gereken işlemleri yönlendirme levhalarına çok da gerek duymadan hızlı ve kolay bir şekilde anlayabileceği ve bu nedenle kendisini rahat hissedebileceği şeffaf ve net havalimanlarını yıllar içinde imzası haline getiren GMW MIMARLIK için, kapladıkları alanın büyüklüğü, çok sayıda ve sürekli değişen kullanıcıları nedeniyle enerji tüketiminin yoğun olduğu yapı tiplerinden olan havalimanı terminallerinde tasarımın belirleyicileri arasında en ön sırada çevresel kriterler geliyor.
Son yıllarda üzerinde çalıştıkları Medine ve Riyad havalimanlarını LEED kriterlerine uygun olarak tasarlayan GMW MIMARLIK’ın Medine Prince Mohammed Bin Abdulaziz Ulaslararası Havalimanı Terminali projesi, Amerika kıtasından sonra dünyada ilk kez Gold LEED sertifikasyonu alan havalimani terminali projesi olmuş. Henüz çevresel etki derecelendirme kurumları bu denli yaygın ve kriterleri de bugünkü kadar gündemde değilken bile çevresel etkileri tasarımın en önemli odak noktalarından biri olarak ele aldıklarını dile getiren GMW MIMARLIK ortaklarından Mimar Dicle Demircioğlu şöyle ekliyor: “Sertifikalardan bağımsız olarak, binanın zeminde kapladığı alan, yönlendirme, tasarımlarımızın geleceğe dönük olası değişikliklere göre esnek olması, doğal ışıktan en üst düzeyde faydalanma gibi makro konulardan başlayarak; malzemelerin yakın çevreden temini, içerikleri, mekanik elektrik sistemlerde otomasyon, tasarruflu armatürler genellikle ilk yatırım ve işletme maliyetlerini de optimum düzeyde tuttuğu için tüm terminal tasarımlarımızda her zaman dikkate aldığımız çevresel konular oldu…”
Havalimanı yapılarının projelerilmesinde uluslararası arenada kalabalık ekiplerle koordinasyon yaparak global bir çalışma süreci yürüten GMW MIMARLIK, işe öncelikle yapının inşa edileceği ülkenin veya şehrin yerel mimarisini değerlendirmekle başlıyor. Proje sürecine havalimanının yerleşim ve kot analizleriyle devam eden GMW MIMARLIK ekibi, binaların arazideki yeri, hava ve kara tarafı alanlarının dengesi, ulaşım yolları ve güneşe göre yönlendirilmesine bütüncül olarak karar verirken hava tarafı uzmanları, yol ve altyapı mühendisleri ile; ön etütlerin ardından başlayan konsept tasarım sürecinde ise büyük açıklıklı taşıyıcı sistem tasarımı için statik mühendisleriyle birlikte çalışıyor.
Konsept tasarımın ardından diğer tüm mühendislik disiplinleri devreye girdikten sonra binanın ihtiyacı olan ana taşıyıcı sistem, mekanik, elektrik ve data sistemleri kararları ve kesin teknik oda boyutları ortaya çıkıyor. GMW MIMARLIK bu etapta, havalimanı idaresi, binanın işletmecisi ve polis, gümrük, havayolları firmaları, ticari alanların işletmecileri gibi diğer kullanıcı grupları içeren çalışma toplantıları yapıyor, konsept tasarımı kendilerine sunuyor ve süreç sonucunda, ülkeden ülkeye değişen ihtiyaçlar çerçevesinde geliştirilen projeler nihayete erdiriliyor.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.