Fransa ve dünya açısından finale kalan iki adaydan daha akıllı ve mantıklı görüneni kazanmış görünse bile, gerçek resim aslında çok da öyle değil. Çünkü Emmanuel Macron her ne kadar piyasaların istediği, sorun yaratcak değil, sorun çözecek kişi gibi görünse bile genel çizgisi itibariyle François Hollande’dan sonra çok fazla bir düzelme getirmeyecek. Hollande’ın yakın tarihin en başarısız Fransa Cumhurbaşkanı olduğunu düşünecek olursak, dünya çok daha güzel bir yer olmadı yani. Le Pen’in fikirleri marjinal olabilir, ancak bir yandan da yeni dünya düzenini temsil eden görüşler olması itibariyle de kendi içinde bir rasyonelitesi var. Bir defa anti-establishment (statüko dışı), ve dünya artık bu statükodan bıktı. Ekonomik trendler ve son yıllarda artan jeopolitik gerginlikler çerçevesinde bu sonuca rahatlıkla varabiliyoruz.
En büyük “anti-establishment” şu anda ABD Başkanlık koltuğunda oturuyor. Bir diğer “anti-establishment” da Brexit, öyle ki Cameron’ı koltuğundan etti ve şu anda İngiltere’de Theresa May gibi bir gerçek var. Bu tarz jeopolitik ve siyasi analizler elbette benim uzmanlık alanım değil ancak, piyasa argümanlarıma dayanak olsun diye şöyle üzerinden geçtim.
Avrupa Birliği’nin kapsamlı bir şekilde kendini reforme etmesi gerekli. Çünkü özellikle küresel kriz döneminden sonra ekonomik birliğin ve parasal birliğin defolarının ortaya çıkmış olması mevcut düzenin çok uzun yıllar sürdürülemeyeceğini gösterdi. Eğer popülist politika yaklaşımları, ki dünya için bir tehdit de aslında popülizm, istenmiyorsa Avrupa’daki mevcut merkez siyasi yaklaşımlar da kendine çeki düzen vermek durumunda kalacak.
Tabii bu durum Draghi’nin söylemini şahinleştirmesi ya da Fed’in mevcut olduğu noktadan geri adım atması durumunda tersine dönecektir. Bu yüzden Trump’ın bütçeyi kabul ettirmesine ve sağlık yasasını TM’den geçirmesine bu kadar anlam yükledim. Çünkü yeni dönemde ABD ekonomisi demek Trump demek olacak.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.