Yeşilay’ın ev sahipliğinde 28 Nisan’da Sepetçiler Kasrı’nda düzenlenen toplantıya İYİ programına üye olan Siemens, Torku, Ideasoft, Etiya, Alpplas, İstinye Üniversitesi, Spor İstanbul’dan üst düzey yöneticiler katıldı. Toplantıda, İş Yaşamını İyileştirme (İYİ) programının detayları ve Siemens İYİ projesine yönelik şirket içi uygulamaları paylaşıldı.

Yeşilay’ın İş Yaşamı İyileştirme Programı (İYİ), işyerlerinde sağlıklı bir çalışma ortamını sağlamayı ve bağımlılıkla mücadele etmeyi amaçlıyor. İstanbul Kalkınma Ajansı desteği ve KalDer işbirliği kapsamında yürütülen projede, çalışanların psikolojik ve fiziki sağlığı ön planda tutularak iş-yaşam dengesine katkı sağlanması hedefleniyor.

Toplantıda konuşan Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, İYİ Programı ile bağımlılıkla mücadele perspektifinde sağlıklı ve mutlu işyerleri oluşturmaya katkı sunmayı amaçladıklarını söyledi. Öztürk, konuşmasında, “Yeşilay olarak, sağlığa verdiğimiz önemi daha ileriye taşıyarak Türkiye’de daha önce uygulanmamış bir programı hayata geçirdik. İYİ Programı ile çalışanlarımızın, işyerlerimizin ve toplumumuzun sağlıklı ve mutlu olmasını hedefliyoruz. Bu yola bizimle başlayan Siemens, Vakıf Emeklilik ve Kuveyt Türk olmak üzere toplamda 11 kuruluşumuzun katkılarıyla “İşimiz Gücümüz İşyerimiz Geleceğimiz Projesi” İYİ Programı’nda hayat buldu. Geçen yıl başlattığımız pilot uygulamalar ile İYİ Programı, şirketlerimizin değerli uygulamalarıyla karşılıklı beslenerek büyüdü. İYİ Programı ile işyerlerinde ödül temelli, sürdürülebilir bir sağlıklı çalışma yaklaşımı geliştirdik. Böylelikle bağımlılıklarla mücadele ederken, iş güvenliğinin yanı sıra fiziksel ve ruhsal anlamda çalışan sağlığını korumak, çalışan memnuniyetini ve motivasyonu arttırmak, iş – yaşam dengesinde uyum sağlamak ve çalışma ortamının ergonomik şekilde düzenlenmesine yönelik duyarlılık oluşturmak istiyoruz. Bu çalışmaya dahil olan firmalara ve projeye destek veren kurumlara bir yıl boyunca yaptıkları örnek çalışmalar için teşekkür ederiz. İYİ ailesinin daha da büyüyeceğine ve bu paylaşımlarla iş yerlerimizde sağlıklı yaşam odaklı köklü bir dönüşüm sağlayacağımıza yürekten inanıyoruz” dedi.

Sağlıklı ve Mutlu İşyeri Modeli kuruluyor
İş Yaşamını İyileştirme Programı, sürece dahil olan işletmelere aşamalı bir uygulama süreci sunuyor. Şirket programa dahil olduktan sonra öncelikle yöneticiler bazında Sağlıklı ve Mutlu İşyeri Modeli konusunda eğitime tabi tutuluyor. Daha sonra proje izleme ekibi tarafından kuruluşa bir ön izleme ziyaretinde bulunuluyor. İzleme ziyareti sonucunda bu kuruluşun Sağlıklı ve Mutlu İşyeri Puanı ortaya çıkıyor. Bu puanlama sistemi sağlıklı işyeri olma yolculuğunda hem basamaklandırma sağlıyor, hem de şirket için ölçülebilir veri ortaya koyuyor. Sisteme göre 1000 puan üzerinden 250-349 puan alan kuruluşlar “İYİ Düşünen” 350-449 puan alan “İYİ’de Kararlı” kuruluşlar olarak adlandırılıyor, 450-549 puan arası “İYİ’de Farklı” kuruluş ve 550 puan üstü olanlar “İYİ’de Mükemmel” olarak tanımlanıyor. İzleme ve ölçümleme sistemi, 7 ana ve 169 alt kategoriden oluşan bir arka plana sahip. Projenin mevcut aşamasında işletmelerin ilk izleme ziyaretleri ve puanlamaları gerçekleştiriliyor. Bu puanlamalara göre şirketler ile 1 yıllık yol haritaları ve gelişme planları hazırlanıyor, sürecin sonunda son ölçümler yapılıp şirketin sağladığı ilerlemeyi gözleniyor. Özellikle şirketler bağımlılığa yol açan risk faktörlerini azaltmak adına uygulamaları hayata geçirerek, Sağlıklı Çalışma Platformu üzerinden tüm aktörlerle paylaşıyorlar.

“İYİ’ye katılan firmalar markalarına değer katıyor”
Şirketlerin yönetsel kurallarla sağlıklı çalışma standartlarını belirlemelerini, işletmelerde risk faktörünü azaltacak ve önleyecek faaliyetler yapmalarını öngördüklerini anlatan Prof. Dr. Öztürk, İYİ projesiyle ülkemizde sağlıklı çalışma yaklaşımına katkı sağlamak istediklerini belirterek, şunları söyledi:
“İYİ projesine dahil olan işletmelerin bu proje ile kazançlarının başında marka değerine sağladıkları katkı geliyor. Sağlıklı çalışma yaklaşımı açısından dünya ölçeğinde Türkiye’de öncü olan bu işletmeler, bağımlılık duyarlılığı ve halk sağlığına katkılarıyla öne çıkıyorlar. Çalışanların performansı ve iş akışında verimlik artışı sağlayan bu şirketler, rekabette pozitif katkı sağlıyorlar. Bağımlı çalışanların getirdiği maliyetlerden tasarruf ediyorlar. Sağlıklı işyeri imajı, şirketlere PR çalışmalarında da pozitif katkı sağlıyor.”

Çalışan sağlığı ve ekonomik katma değer ilişkisine bakıldığında, işletmelerin verimliliği açısından İYİ programının büyük önem taşıdığını anlatan Öztürk, İYİ projesinin odaklandığı temel alanın çalışan sağlığı ve mutluluğu olduğunu vurguladı.

KalDer Türkiye Mükemmellik Ödülü Sekreteri Berçin Gün ise konuşmasında, “Mükemmellik kültürünün” bir yaşam biçimine dönüşmesinde, çalışanların ve toplumun sağlık ve mutluluğu öncelikle ele alınması gereken unsurlardan biridir. Yeşilay ve İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteği ile “İşimiz Gücümüz, İşyerimiz Geleceğimiz” projesinde İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü ve İstanbul Ticaret Odası ile birlikte KalDer de iştirakçi olarak yer aldı. KalDer olarak, Yeşilay’la birlikte sağlıklı ve mutlu iş yerinin sahip olması gereken unsurları ve odaklanılmasına ihtiyaç duyulan sonuçları tanımlayan bir model tasarlandı ve üye kuruluşlarla birlikte çalışıldıBu programa gönüllü katılan ve programın uygulanmasında rol model görevini üstlenen değerli kuruluşları kutlarım” dedi.

Yeni İş Güvenliği Yasası işverene sorumluluklar getiriyor
İşyerlerinde bağımlılıkla mücadele hem iş sağlığı güvenliği yaklaşımlarında, hem de çalışan sağlığına ilişkin yaklaşımlarda öncelenen konular arasında. 27663 Sayılı Uçucu Maddelerin Zararlarından İnsan Sağlığının Korunması hakkında Yönetmeliğin 6. maddesi işyeri sahiplerinin yılda en az bir kez madde bağımlılığı ile ilgili çalışanlarına eğitim vermesini zorunlu kılıyor. Bu noktada işyeri hekimleri aracılığıyla işverene sorumluluklar yükleniyor. İYİ kapsamındaki eğitimler 27768 sayılı yönetmeliğe göre işyeri hekimi koordinasyonunda gerçekleştiriliyor. Ayrıca 28713 sayılı yönetmeliğin 9. maddesi, işyeri hekimini, bağımlılığa sahip kişileri yakın takip ve koruma altına almakla görevlendiriyor. 6331 sayılı İSG Kanunu ise alkol ve uyuşturucu madde kullanmayı yasaklayarak, işverene bağımlılık yapıcı maddelerin kullanımı alanında düzenleme yapma yetkisi veriyor.

İYİ Programı ile bu yükümlülüklere ek olarak işyerlerinin çalışan sağlığı ve mutluluğu açısından nasıl faydalı yöntemler geliştireceği ve sağlıklı bir çalışma iklimi oluşturması hedefleniyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın