Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, “Türkiye’nin 2023 yılına kadar fiber altyapısı minimum 500 bin kilometre olmalı, bugün 274 bin kilometre civarında. Hesabımıza göre, bu ek yatırımı ortak altyapıyla yapmak yerine herkesin ayrı ayrı yapması durumunda ek olarak 37 milyar liralık bir yatırım gerekli.” dedi.

Hasan Süel, “Ulusal Genişbant Politikası” başlığıyla düzenlenen toplantıda gazetecilerle bir araya gelerek, Türkiye’nin genişbant vizyonu ve geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Teknolojinin artık kurumların yanı sıra bireyleri de derinden etkilediğine işaret eden Süel, teknolojinin en önemli ayaklarından birinin genişbant olduğunu söyledi.

Genişbant penetrasyonunda yaşanan her yüzde 10’luk artışın Gayri Safi Milli Hasılaya yüzde 1,38’lik artış getirdiğini anımsatan Süel, şunları kaydetti:

“Teknolojiyi hayatımıza ne kadar çok sokarsak, ekonomik verimlilik, ekonomik büyüme daha fazla artacak. Bu yüzden son dönemde ülkeler büyük iletişim yolları kuruyorlar. Ülkeler kendilerini bilgi otobanları, iletişim yolları ile donatıyor. Türkiye’de bireylerden kurumlara, şehirlerden köylere ulaşacak yaygın iletişim yollarına ihtiyaç var. Genişbanttaki önemi gören ülkeler, genişbandı bir stratejik öncelik olarak görüyor ve konumlandırıyor.

Bunu gündemine alan 100’de fazla ülke var ve bu ülkeler ulusal genişbant politikalarını hazırlıyor ve ülkelerindeki tüm kurumların bu politika çerçevesinde hareket etmelerini istiyor. Şu an trend, ülkelerin genişbandı bir çıkış, büyüme, verimlilik noktası olarak görmeleri ve bu konuyu stratejik öncelik yaparak gündemlerine almaları.”

Gelecekte genişbantın ve fiberin öneminin daha da artacağına dikkati çeken Süel, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının “Ulusal Genişbant Stratejisi ve Eylem Planı”nı sonuçlandırmak üzere olduğunu hatırlatarak, devletin oluşturacağı bu planın 2017 ylının en önemli stratejik konusu olduğunu dile getirdi.

“Genişbantı bireylerin, evlerin, binaların kapısına kadar getirmemiz lazım”

Hasan Süel Türkiye’de en yüksek kapasite, kalite ve hızda genişbant hizmetinin en makul fiyata nasıl verileceğinin önemine vurgu yaparak, bu politikanın gerçekleşmesi halinde Türkiye’nin teknoloji alanında lig atlayıp, genişbant anlamında çoğu ülkenin önüne geçeceği değerlendirmesinde bulundu.

Bakanlığın taslak raporunun kısa sürede sonuçlanması ve aksiyona geçmesi gerektiğini belirten Süel, “Raporda ‘Her yerden herkes için genişbant’ sloganı var. Ülkemizin geleceği için bu sloganı benimsemek, savunmak ve gerekli adımları atmak çok önemli.” ifadelerini kullandı. Genişbantın Türkiye’deki kullanım oranlarına ilişkin bilgi veren Süel, şu verileri paylaştı:

“Bugün hane başı genişbant penetrasyonunda OECD ülkeler sıralamasında sonuncuyuz, her 100 evden yalnızca 13’üne fiber götürebiliyoruz. 2023’e kadar 100 evden 50’sine şeklinde hedefimiz var. Hız konusunda da aynı. Bugün 1GB/saniye hızlarda genişbant erişim sağlanabilen hane oranı neredeyse sıfır. 2023 yılında bunun yüzde 20’ye artırılması öngörülüyor. Yarımız kadar yüzölçümü olan Güney Kore’de bizim iki katımız kadar fiber ayak izi var, Portekiz de aynı durumda.

Bizim birincisi hızımız düşük, ikincisi erişimimiz düşük, üçüncüsü yeteri kadar fiber ayak izi, genişbant altyapısı yok. Aslında ulusal genişbant planı, bu üç parametreyi daha yukarılara taşıyıp, ekonomik verimliliği artırmak üzere yürürlüğe sokulan bir plan. Bizim genişbantı bireylerin, evlerin, binaların kapısına kadar getirmemiz lazım ki oradan hanelere, binaların en detaylı yerlerine kadar erişimini sağlayabilelim.

Sadece evlere kapılara kadar değil, yakınsama içinde olan genişbant dünyasında kendimizi 5G’ye de hazırlamak için baz istasyonlarımız arasında da fiber transmisyon ağının güçlü şekilde kurulması şart. Yine, biz geleceğe bakıra bel bağlayarak hazır olamayız. Geleceğin teknolojisi fiberdir ve bugünün geleneksel bakır teknolojisiyle bir yere varamayız.”

“İstanbul’da bugün bir fiber ağı kurmak, deveye hendek atlatmaktan daha zor”

“Fiber meselesi, memleket meselesidir.” diyen Süel, “Ulusal Genişbant Stratejisi ve Eylem Planı”nın en büyük ayağının fiber yatırımları olduğunu, bu yatırımların önünün açılması gerektiğini söyledi. Yatırımların önünün açılması için neler yapılması gerektiğine de değinen Süel, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Yatırımların önü iki şekilde açılır, birincisi önümüzdeki engellerin kaldırılması. Bugün fiber kazısı yapmak çok zor, mevzuata dayalı, başka kurumların farklı önceliklerinin olmasına dayalı bir sürü engelle karşılaşıyoruz. İstanbul’da inanın bugün bir fiber ağı kurmak, deveye hendek atlatmaktan daha zor. Bu ülkenin fibere ihtiyacı var, operatörlerin fiber yatırım yapması için önündeki engellerin ortadan kalkması lazım. Bunun için planda öncelikler çok önemli, mevzuatın buna göre değiştirilmesi gerekiyor, kurumlar arasındaki koordinasyonun, eşgüdümün sağlanması gerekiyor.

İkincisi de, dünyanın her yerinde olduğu gibi yatırımların teşvik edilmesi, özellikle de ortak yatırımların teşvik edilmesi. Evinizin önü fiber için bir defa yerine üç defa kazılsa, bunun faydası olacak mı? Günün sonunda bu hizmetlerle buluşacak tüketici, ayrı ayrı yapılması vizyonuyla, bu işten daha mı ucuza yararlanır, daha mı pahalıya yararlanır? Bu vizyonla fiber kilometreleri daha mı az olacak, daha mı çok olacak. Bize göre çözüm ve vizyon çok net. Ortak altyapı yöntemiyle hem daha etkin fiber yatırımları yapılır, hem daha düşük maliyetten dolayı tüketiciye en iyi şekilde hizmet edilebilir.

“Kimin altyapısı varsa adil koşullarla paylaşsın”

Türkiye’nin 2023 yılına kadar fiber altyapısının minimum 500 bin kilometre olması gerektiğine işaret eden Süel, “Bugün 274 bin kilometre civarında. Bizim hesabımıza göre, bu ek yatırımı ortak altyapıyla yapmak yerine herkesin ayrı ayrı yapması durumunda ek olarak 37 milyar liralık bir yatırım gerekli. Ortak altyapı vizyonu ile yapmamız durumunda ülkenin 37 milyar lirası tasarruf edilecek. Tasarruf, tüketiciye, hız, yaygınlık, kapasite ve makul fiyat olarak yansıyacak.” dedi.

Süel, Türkiye’nin yeni dijital vizyonla 2023 yılına hazırlanması gerektiğini belirterek, engellere kalkan koyulması, yatırımların teşvik edilmesi, ortak fiber yatırımların önünün açılması gerektiğini söyledi.

Bugünkü durum hakkında da konuşan Süel, “Bugün kimin altyapısı varsa adil koşullarla birbiriyle paylaşsın. Geleceğe böyle bir vizyon koyacaksak, mevcut altyapı yatırımlarımızı da bu vizyonla yapabiliriz. Ancak ortadaki tablo dramatik. Bugüne kadar yerleşik operatörden 5 bin kilometrelik paylaşım talebinde bulunmuşuz, gerçekleşen erişim yalnızca 50 kilometre. Paylaşım neredeyse yok. Daha mevcut altyapılarını paylaşamayan bir vizyonda, gelecekte ortak altyapı paylaşımını konuşmak endişe verici ama bunu konuşmamız lazım.” diye konuştu.

Hasan Süel, Türkiye’nin 5G vizyonu için mevcut sorunların çözümünün önemine dikkati çekerek, fiber altyapısının güçlü olmaması durumunda Türkiye’nin 5G’ye hazır olamayacağını, güçlü altyapının 5G’nin olmazsa olmazı olduğunu söyledi.

Yatırımların devam etmesi ve sektörün büyümesi için rekabetin önemine de değinen Süel, şu ifadeleri kullandı:

“Bugün rekabetin sağlanması için ön şartlardan biri, altyapıya erişim için uygun bir maliyet modeli. Bugün geldiğimiz nokta sürdürülebilir rekabetten uzak. Bugün alternatif operatörler, yerleşik operatörlerden aldığı toptan hizmetlerdeki maliyetleri ile perakende fiyatlarını karşılaştırdığında zarar ediyor konumdalar.

Alternatif operatörlerin zarar ettiği bir ortamda rekabet olmaz, o yüzden erişim fiyatlarına yönelik yeni bir maliyet modelinin, sürdürülebilir, rekabetin sağlanabildiği bir maliyet modelinin bir an evvel yürürlüğe girmesi büyük önem taşıyor, rekabet olmadan yatırım olmaz. Ülkemizin lig atlaması için en kısa sürede fiber yatırımlara hız verilmesi, engellerin kaldırılması, teşvik edilmesi ve paylaşımın bir eşgüdüm çerçevesinde sağlanması gerekiyor.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın