Enerjiye olan talebin giderek arttığı günümüzde tarımsal hammadde kaynaklı yenilenebilir bir enerji alternatifi olarak biyodizel öne çıkıyor.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün İzmir programı kapsamında incelemelerde bulunduğu DB Tarımsal Enerji, Türk çiftçilerinin ürettiği yerli tarım ürünü yağlı tohumlardan elde edilen bitkisel kökenli yağları biyodizele çevirerek Tarımsal Kalkınma açısından önemli bir işlevi yerine getiriyor. İzmir’in Torbalı ilçesinde faaliyet gösteren tesis, Trakya ve Anadolu’da sözleşmeli çiftçilerin ürettiği yerli tarım ürünü yağlı tohumları ve topladığı atık bitkisel yağları işleyerek biyodizel üretiyor.
Bakan Özlü’nün ziyaretinden duydukları memnuniyeti dile getiren DB Tarımsal Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Borovalı, “Kuruluşumuzun 10. yılına girdiğimiz bu günlerde sayın Bakan’nın ziyareti çok anlamlı oldu. Bugüne kadar yaptığımız üretimleri, faaliyetleri ve ülkemiz açısından sektörümüzün önemini vurgulamak için büyük fırsat oldu” dedi.
“Biyodizel piyasada yerini aldı”
Biyodizelin çağımızın artan enerji ihtiyacını karşılamada yerli kaynakları kullanan, atıkları değerlendiren bir yenilenebilir akaryakıt çeşidi olarak piyasadaki yerini aldığını belirten Borovalı, şu bilgileri verdi:
“Bu ürünü ülkemizde faaliyet gösteren yerli ve yabancı akaryakıt dağıtım şirketleri motorin içerisine yüzde 2 oranında harmanlama yolu ile kullanıyor. Böylece hem çiftçi hem de ülke ekonomisi kazanıyor. Geçtiğimiz yıllarda, biyodizel ülkemizde üretilebilir mi, sürdürülebilir olur mu diye sorgulanırken, bugün artık biyodizel sektörü olarak ülkemiz ekonomisine daha nasıl katkı sağlayabilirizi konuşuyoruz. Bu süreçte, mevzuat konularında EPDK, Ulusal Marker konusunda TÜBİTAK, kalite standartları konusunda üniversite laboratuvarları ve TSE, akaryakıt sektöründeki dağıtım firmaları desteklerini ve ilgilerini eksik etmedi, çok şükür bugünlere gelebildik.”
Sözleşmeli tarım uygulaması
DB Tarımsal Enerji Genel Müdürü Gökay Biraltın da, Türkiye’de Metil Ester üretiminde yüksek teknolojiyi kullanan, alanında lider bir tesis olduklarını söyledi. Tesislerinde girdi olarak yerli tarım ürünü bitkisel yağlarla birlikte toplanmış atık bitkisel yağların da kullanıldığını anlatan Biraltın, “Tarlada Sözleşmeli Tarım Uygulaması ile anlaşmalı çiftçilerimize ağırlıklı olarak Aspir ve Kanola ürettiriyoruz. Yağlı tohum üretimi yapılan bölgelerde kırma ve yağ çıkarma işini de yaptırarak, bölgesel ekonomiye de katkı sağlamaya çalışıyoruz. Trakya bölgesinde Kanola, Anadolu’da ise Aspir üretimi yaptırıyoruz. Alım garantili bu çalışmamızda elde edilen tohumları kırım işleminden sonra tesislerimizde işleme alıyoruz. Üretimin sonucu metil ester (biyodizel) ana ürünümüz çıkıyor. Yan ürün olarak elde ettiğimiz Gliserin’i de saflaştırarak farma kalitede Saf Gliserin olarak ülkemizdeki ihtiyacı karşılayacak şekilde satıyoruz.” dedi.
Biyodizel bir Tarım Projesi!
“Biyodizel Türkiye için bir tarım projesidir” diyen Biraltın, şöyle devam etti:
“Çünkü biyodizelin hammaddesi tarlada yetişen bitki kaynaklıdır. Kurulduğumuz günden beri yaklaşık 200 bin ton üretim ve satış yaptık. Yaklaşık 150 milyon dolar tutarında bir kaynak, yurdumuzda tarlasını eken, toprağı işleyen kesime aktarılmış oldu. Bu para Türk çiftçisine gitti. Çünkü biz Türkiye’de şirketimiz ve kooperatifler vasıtasıyla sözleşmeli tarım modeli uyguluyoruz. Kooperatifler vasıtasıyla ekiciyi daha bilinçli ve verimli hale getirmek için birlikte çalışıyoruz. Zaten Tarım Bakanlığı’mızın gerek Havza uygulamaları, gerek münavebe bitkisi olarak yönlendirmeleri ve Aspir, Kanola’ya uyguladığı teşvik primleri bu süreçte önümüzü açıyor. Hasat edilen ürüne en başından alım garantisi veriyoruz. Tohum veriyoruz. Tarlaların daha verimli olması için tarlalara ziyaretlerde bulunuyoruz, doğru ilaçlama ve bakım önerilerimizi veriyoruz, üniversiteler ve tohum üreticileri ile tohum ıslah çalışması yaparak , yağlı tohumlarda verimin artması için bölgesel eğitimler ve toplantılar yapıyoruz.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.