Türkiye ve AB ile Gelecekteki İlişkilerimiz

Türk Halkı’nın AB’ye ve Angela Merkel’e Bakışı

TAVAK Vakfı’nın 2016 Ekim ayında yaptığı son araştırmada Türk Halkı’nda AB’ye yönelik iyimser bir gelişme ortaya çıkmıştır. Türk halkının yüzde 22’si AB üyeliğine sıcak bakmaktadır yalnız yüzde 68’i de hayır demektedir. Bunun dışında yine bu araştırma kapsamında Türkiye’nin 2020-2026 yılları arasında AB’ye tam üye olacağına inananların oranı yüzde 44’e çıkmış bulunmaktadır. Buna karşılık Türkiye’nin AB’ye giden yolunu en fazla hangi ülkenin kestiğine yönelik soruda Almanya ilk sırada yer almakta ve Alman halkının % 61’inin Türkiye’nin tam üyeliğine karşı çıktığı düşünülmektedir. Eski yıllarda Türkiye karşıtı olarak görülen Fransa’nın Türkiye’nin önünü kesme oranı % 26 oranında kalmıştır.

Merkel Türkiye’ye neden geldi? Ne istedi? Ne aldı?

Angela Merkel, eskiden Türkiye’ye fazla sıcak bakmayan Almanya’daki Türklere de her zaman mesafeli olan bir başbakandı. Aynı zamanda Angela Merkel’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la, Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık zamanında fazla anlaşamamış olması ve birbirlerinden fazla hazzetmedikleri bilinen bir şeydi. Şimdi 2 Şubat’ta Merkel’in Türkiye’ye gelmesinin nedenlerine bir göz atalım:

  1. Türkiye Balkanlardan gelecek olan tüm mülteciler için anahtar konumunda bir ülkedir. Bu açıdan Merkel’in korkusu Türkiye’de bulunan 2,3 milyon Suriyeli mültecinin Balkanlar üzerinden Avrupa’ya gelmesidir.
  2. Avrupa Birliği’nin hesaplarına göre Suriye’de her an ülkeden ayrılmak ve mülteci konumuna girmek isteyen 7 milyon Suriyeli vardır. Bunların artık ne Ürdün’e ne de Lübnan’a gitme şansları yoktur. Arap dünyasının da soğuk baktığı bu mülteciler için gidilecek tek ülke Türkiye ve Türkiye üzerinden gidilecek Avrupa Birliği olacaktır. Bunun için Merkel bunun da önünü kesmek istemektedir.

Merkel Tayyip Erdoğan’dan Neler Bekliyor?

Merkel’in Tayyip Erdoğan’dan beklediği en büyük gelişme Türkiye’nin Suriye’deki iç savaşa artık müdahil olmaması ve bunun daha fazla gelişmesini önlemeye yönelik çalışmalarda bulunmasıdır.

İsteklerin ikincisi ise, Türkiye’nin Suriye sınırındaki polis ve asker sayısını arttırması ve artık Suriye’den Türkiye’ye yeni göçmenlerin gelmesini önlemeye yöneliktir. Bu konuda AB’nin Frontex sınır kontrol kuruluşu destek vermek istemektedir.

Ayrıca Türkiye’den diğer beklenti de; Yunanistan’la ortak çalışarak Yunanistan üzerinden mültecilerin gelmesini önlemeye yöneliktir. Buna karşılık Avrupa Birliği ülkeleri kendi sınır koruma ‘Frontex’ mekanizmalarını Türkiye sınırına getirmek ve kontrol etmek istemektedirler. Böylece Yunanistan ve İtalya’ya kaçanları önlemeye yönelik AB’nin sınır koruma teşkilatını Suriye sınırına da Türkiye tarafından konuşlandırılması istenmektedir. Bunun iki önemli noktası vardır. İlki; Türkiye’nin suverenitetine yönelik bir yaklaşımdır. İkincisi de; Türkiye’ye yönelik böyle bir yaptırım olduğu taktirde AB, Türkiye’yi sınır olarak tanımış olacaktır ve yeşil ışık yakacaktır.

Türkiye Ne İstiyor?

  1. Türkiye’nin isteklerinin başında da AB’nin Türkiye’ye yönelttiği ekonomik yardımların artırılması yönünde olacaktır. AB 2017 yılı için, Türkiye için öngörülen 2,9 milyar euroluk AB yardımının 1 milyarını başka konulardan dolayı alıp göçmenlere yöneltilmesi için kullanacaktır. Türkiye bunun için her yıl en azından yıllık 3 milyar euro olarak öngörülen paraların ödenmesini istemektedir.
  2. Türkiye ayrıca Schengen vizesinin en geç 01.07.2017’ye kadar kaldırılmasını istiyor. Ayrıca 2020-2026 bütçe döneminde tam üyelik şansı olması için 2017’de hazırlanacak olan 2020-2026 bütçesinden Türkiye’ye pay ayrılmasını istemektedir.
  3. Türkiye’nin AB ilişkilerinin Suriyeli mültecilerin dışında da dar boğazdan çıkması lazım. Türkiye 6 faslın yeni baştan açılmasını istemektedir. Böylece Türkiye 2020-2023 yılları arasında tam üye olma konusunda adım atmak istemektedir.

Daha önce de belirttiğim gibi 2017’de hazırlanacak olan 2020-2026 yılı 7 yıllık bütçede Türkiye’ye ciddi para ayrılmalıdır. AB ile güncel ilişkilerimiz ve ülkemizdeki ekonomik krizi son kitabımda detaylı olarak dile getirdim. Burada da belirttiğim gibi Türkiye AB’nin gündeminden düşerken bizim de gündemimizde Türkiye yoktu. Türkiye’de ekonomik krizin artması bunu tekrar gündeme getiriyor. Bu açıdan Türkiye’de yeni hükümet 201 yılında AB’yi her zaman gündemde tutmak zorundadır.

 


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın