Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın enflasyon beklentileri ve faiz politikası gibi iki önemli başlık altındaki yorumlarını dikkatle dinledik. 2016 sonundaki enflasyon yükselişinde ana etkenin döviz kularındaki yükseliş ve vergi ayarlamaları olduğu belirtilmekle beraber, son Enflasyon Raporu sunumunda, yani Ekim ayında %6,5 olarak belirtilmiş olan 2017 enflasyon beklentisi de %8’e doğru revize edilmiştir. 2018 enflasyon beklentisinin de %5’ten %6’ya çıkartıldığını görüyoruz. Daha uzun vadeli beklentiler ise %5’te sabit tutulmakta. 2017 revizyonu makul, piyasa beklentilerine yakın seviyede. Ancak 2018 ve sonrasına ilişkin tahminlerin fazla iyimser olduğunu belirtmek gerekir.
Şu anda birtakım araçlarla sıkılaştırma yapılıyor. Bu sıkılaştırma adımları kapsamında kısa vadeli faizler yükselirken, getiri eğrisi de yataylaşmaya doğru bir eğilim gösteriyor. Öte yandan; Kasım ayından beri yapılmış olan politika hamlelerini, daha öncesinde uygulanan “sadeleşme” politikasından geriye doğru bir dönüş olarak nitelendirmek lazım. Mart – Kasım 2016 döneminde gecelik borç verme faizinde toplamda 250 baz puan indirim yapıldı. Kasım ayından sonra ise, aynı faiz oranında toplamda 100 baz puanlık artırım söz konusu. Yani faiz indiriminin yarıya yakını geri döndürülmüş durumda. Küresel risklerin birçoğunun etkin olduğu Mart – Kasım 2016 döneminde sadeleşme uygulanmasına rağmen, söz konusu dönemden sonra iç piyasaya özgü volatilitenin artması ve rasyonel olmayan fiyat hareketlerinin görülmesi Merkez Bankası’nı sadeleşme patikasından çıkararak sıkılaşma tarafına doğru itti.
Enflasyonun önümüzdeki aylarda çift hanelere gidecek olmasından dolayı gevşeme tarafında Merkez Bankası açısından bir hareket alanı yok. Dolayısıyla bu faiz kompozisyonu önümüzdeki dönemde de devam edecek. Merkez Bankası teoride sadeleşmeye bağlı; ancak pratikte yeniden bu patikaya geçmesi çok zor görünmektedir.
Gıda enflasyonu 2016 yılı içerisinde belli dönemlerde çok düşük kalmakla beraber, yıl sonuna doğru yukarı doğru hareket etti. 2017 yılı için de gıda enflasyonu beklentisinin %7’den %9’a revize edildiğini görmekteyiz. 2018 için öngörülen %7’de ise bir değişme yok. Sepet ağırlıklarındaki değişimin enflasyonu çok dramatik oranda etkilemeyeceğini hesaplarımızda ortaya koymuştuk. Haliyle bizim de manşet enflasyon beklentilerimizde bir değişim bulunmamaktadır. Merkez Bankası’nın 2017 için %8’e yükselttiği enflasyon tahminini makul görmekle beraber, kur ve maliyet kaynaklı etmenlerin bu oran üzerinde yukarıya doğru risk oluşturduğunu belirtmek isteriz.
Büyüme tarafında ise; kredi büyüme trendi ılımlı ancak büyümenin diğer kanalları ve göstergeleri açısından genele yayılan bir büyüme görünmediğini belirtmek gerekir. Reel sektör ve sanayi eğilimlerindeki bozulma ve öncü göstergeler ışığında, 2016’nın 3. çeyreğindeki daralmadan bir miktar toparlanma olacağını, ancak bu toparlanmanın sınırlı ivmede kalacağını öngörmekteyiz. Öngördüğümüz %2,5 – 3 bandındaki büyüme oranları, yeni büyüme veri serilerine göre önceki yıllar ile mukayese edildiğinde sert düşüşe işaret etmektedir.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.