İstanbul Aydın Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdulhalûk Mehmet Çay, Fransa Anayasa Mahkemesi’nin “Sözde Ermeni soykırımının inkârını suç sayan” yasayı iptal etmesini değerlendirdi.
“UMARIM ÖRNEK TEŞKİL EDER”
21’inci Dönem Çorum Milletvekili olan ve 57’nci Hükümet’te Türk Cumhuriyetleri ve Akraba Toplulukları ile Koordinasyondan Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapan Prof. Dr. Çay, Danimarka meclisinin de aynı tarihlerde “sözde Ermeni soykırımını tanıma” ile ilgili bir yasayı reddettiğini kaydederek, “Görünen o ki Avrupa ülkeleri, son zamanlarda Türkiye’ye karşı geliştirdikleri düşmanca politikalardan vazgeçme eğilimindeler. Hatalarından dönmeye başladıklarını söyleyebiliriz. Bu tutumun başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere tüm Avrupa ülkelerine örnek teşkil etmesini temenni ediyorum” diye konuştu.
JAPON TEHCİRİ ÖRNEĞİ
Ermeni soykırımı iddialarının 1915’te I. Dünya Savaşı sürecinde yaşanan Ermeni tehcirinden kaynaklandığını hatırlatan Prof. Dr. Çay, “Bu dönemde özellikle Hınçak ve Taşnak adlı iki ayrı Ermeni komitacı kuruluşun etkin olduğunu görüyoruz. O kadar ki, 1923’te Hamburg’da gerçekleştirilen 3’üncü Sosyalist Enternasyonal’e iştirak eden Taşnak örgütünün burada verdiği tebliğde ‘Tanrı bize Türkleri yok etmek gibi kutsal bir görev verdi’ ifadelerine rastlıyoruz. Zamanla bu örgütler Batı tarafından da kullanılır hale geldiler. Kurtuluş Savaşı’nda Güney Cephesi’nde karşımızda yer alan ve Antep, Urfa ve Maraş gibi şehirlerimizi işgal eden Fransa’nın, bu bölgelerde Ermeni çeteleri kullandığını biliyoruz. Bu durumlara karşı gerçekleştirilen mücadele, bize ‘soykırım’ iddiaları olarak döndü. Halbuki, dünya kamuoyunda çok bilinmese de, II. Dünya Savaşı sırasında ABD ile Japonya’nın arasının bozulmasının ardından ABD’deki Japonların karşılaştığı bir tehcir söz konusu. Üstelik ABD’deki Japonlar, bizdeki Ermenilerin aksine ABD devletine karşı herhangi bir olumsuz tutum da sergilememişti” ifadelerini kullandı.
“PERİNÇEK ETKİSİ” Mİ?
Söz konusu kararın, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in yargılandığı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) dönen davayla ilgisinin olmasının muhtemel olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çay, “Perinçek Davası’nın bu karara etki etmiş olması elbette mümkündür. Ancak Doğu Perinçek bu konuda yalnız değil. Bu konuyla ilgili olarak yıllardır mücadele veren birçok bilim insanı da mevcut. Ancak elbette ki, Perinçek Davası’nın bu olaya olumlu bir etkisi olmuşsa buna ancak seviniriz” dedi.
“BU BİR PROPAGANDA MESELESİDİR”
Türkiye’nin bu gibi konularda genelde etkisiz kaldığını ifade eden Prof. Dr. Çay, “Bu bir propaganda meselesidir. Bugün Fransa, İngiltere ve ABD gibi ülkelerin en kalburüstü üniversitelerinde yüzlerce doktora tezi var. Ancak bizdeki sayı ise 2000’lere kadar 10’u geçmiyordu. Dünya genelinde Ermeni diasporasının Ermeni tezlerine yönelik inanılmaz maddi desteği var. Bunu da geleceği parlak öğrencileri, Ermeni tezleri üzerinde çalışmak şartıyla maddi olarak destekleme yoluyla yapıyorlar. Ancak aynı diasporanın Ermenistan Ermenilerine beş kuruşluk bir hayrı yok. Bizim de bu konuda çalışacak bilim insanı ve kuruluşlara destekler vermemiz, gerekirse bir çeşit Türk diasporası kurmamız ve benzer şekilde propaganda geliştirmemiz lazım” diye konuştu.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın