Plastikten kozmetiğe, kauçuktan boya sektörüne kadar birçok alanda Türkiye ekonomisi için kritik bir öneme sahip olan kimya sektörü neredeyse tüm sektörlere hammadde ve ara malı temin eden yönüyle Türkiye sanayinin nabzını tutuyor. Üretim, ihracat ve yarattığı istihdam ile ülke ekonomisine sağladığı katkıyı her yıl artıran kimya sektörü, katma değer yaratma potansiyelinin yüksekliği ile stratejik sektörler arasında yer alıyor.

50 milyar dolarlık ihracata ulaştıracak. 10 adımlık stratejiyi belirledi

Kimya sanayinin Türkiye’deki durumuna ışık tutan, riskleri ve fırsatları ortaya koyan İKMİB “Türkiye Kimyevi Maddeler Sektörü İhracat Büyüme Stratejisi Raporu” sektörün 2023’e kadar olan yol haritasını çıkardı. Mevcut koşullarda 2023 ihracat hedefinin altında olan kimyanın yer yıl yüzde 20 ihracat artışı yakalaması gerekiyor. Uluslararası danışmanlık şirketi A.T. Kearney işbirliği ile hazırlanan raporun çıktıları doğrultusunda kimya ihracatının izlemesi gereken stratejileri açıklayan İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, yüksek oranda ithalatla gerçekleşen hammadde tedarikinin güvence altına alınması için yeni formüller gerektiğini, spesifik ürünlere yatırımın ise şart olduğunu vurguladı.

Türkiye aleyhine işleyen AB ile Gümrük Birliği Anlaşmasının yeniden ele alınması ve ikili anlaşmalarda Türkiye’nin de taraf olması gerektiğinin altını çizen Murat Akyüz, şunları söyledi: “Kimya sanayinin içinde bulunduğu durumun analizini yapan rapor, mevcut tabloyu objektif biçimde ortaya koyuyor. Raporun çıktılarını değerlendirdiğimizde kimya sektörü için hedeflediğimiz ihracat rakamlarına ulaşmak için 10 adımdan oluşan bir stratejinin uygulanması gerektiğini görüyoruz. AB ile Gümrük Birliği Anlaşmasının bir an önce güncellenmesi ve ihracatçımız aleyhine işleyen ikili STA anlaşmalarında Türkiye’nin de mutlaka taraf olması gerekiyor. Bir diğer önemli çıktı ise kimyanın var olan üretim modellerini yeniden gözden geçirmesi ve katma değeri yüksek spesifik özel kimyasalların üretimine yönelmesi. İhracatçılarımızın rekabetçiliğini azaltan yüksek enerji maliyetlerinin de düşürülmesi lazım. Kimya sektörünün bir türlü çözüme kavuşturulamayan sektörel kümelenme ihtiyacı da bir kez daha karşımıza çıkıyor. Ayrıca kimya sektörünün hammaddede dışa bağımlılığı giderek artıyor. Petrokimyada yeni yatırımların gerçekleşmesi yakın zamanda mümkün görünmediğinden hammadde tedarikini güvence altına alacak yeni formüllere ihtiyaç duyuyoruz. Dış ticaret açığının 40 milyar dolara ulaştığı kimyanın girdi güvenliğini yurtdışında satın alma ya da ortaklıklarla sağlaması bu formüllerden biri. Ar-Ge’de ölçek sinerjisinin yaratılması, katma değerin artırılması, müşteriye özel ürün geliştirme ve ihraç pazarlarında inovasyonun ticarileştirilmesi ise önümüzdeki yıllara yönelik izlememiz gereken diğer stratejiler olarak öne çıkıyor.”

Türkiye Kimyevi Maddeler Sektörü Yol Haritası

2017 – 2023

  • 1-AB ile Gümrük Birliği anlaşmasının revize edilmesi (İkili anlaşmalarda Türkiye de taraf olsun)
  • 2-Katma değeri yüksek spesifik ürünlere odaklanılması
  • 3-Sanayicinin üzerindeki en büyük yüklerden enerji maliyetlerinin düşürülmesi
  • 4-Rekabetçilik için sektörel kümelerin kurulması
  • 5-Girdide güvenliğin ve rekabetçiliğin garantiye alınması
  • 6-Teknolojik yetkinlik geliştirme ekosisteminin iyileştirilmesi
  • 7-Ar-Ge’de ölçek sinerjisinin yaratılması
  • 8-Katma değerin artırılması ve hizmetlerin iyileştirilmesi
  • 9-Müşteri odaklı iş modellerinin geliştirilmesi
  • 10-İhracat yapılan pazarlarda inovasyonların ticarileşmesinin en üst seviyeye çıkarılması

sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın